Hafta içerisinde Fe abimiz (yani Feridun Düzağaç) Radikal’deki köşesinden veda sinyalleri vererek tadımı kaçırdı. Bir nevi “Demirören

Hafta içerisinde Fe abimiz (yani Feridun Düzağaç) Radikal’deki köşesinden veda sinyalleri vererek tadımı kaçırdı. Bir nevi “Demirören varsa ben yokum” demeye getirdi lafı. Bakalım haftaya göreceğiz seçimin ne olacağını…
Aynı sütunları farklı günler paylaştığımız Kenan Başaran’ın yazılarını yeniden okumak ise büyük keyif olacak bana. Zira bu Pazar evde çay, soba ve kedi keyfi yaparken pek bir neşeyle okudum uzun zaman sonraki ilk yazısını. Ara pasları çok iyiydi doğrusu. Yeniden hoş geldin Kenan.
• • •
Önümüzdeki hafta Beşiktaş JK yeni dönemde görev yapacak başkanını seçecek. Dilimizde ne kadar Altınsay şarkıları söylesek de kendisi taraftar olarak kalmayı yeğleyip, eşine destek olacağını belirtti. Eşi Gülengül Altınsay, Murat Aksu yönetiminin en büyük kozlarından çünkü. İbrahim Altınsay, Beşiktaş futbol takımının biraz daha dağılmasını mı, kulüp borçlarının daha da azalmasını mı, arkasında daha büyük bir destek mi bekliyor bilemiyorum. Ama binlerce taraftarın beklentisiz umuduydu İbrahim Altınsay. Adaylığa adını yazdır(a)madı nedense.
Nevzat Demir’in ise zerre sesini duymadım bu kongre öncesi. Bırakın başkanlığı, yönetici olarak bile bu kulübe büyük katkı sağlayacak bir isim hiç ortalarda görünmüyor. Ne kadar bezdirdilerse artık!
Bir dönem Hasan Arat vardı aday olan. Uzun boylu, afili, eski basketbolcu... Cep mesajı reklamlarının yeni yeni başladığı dönemlerde hem cep mesajları gelirdi kendisinden, hem de bilbordlarda görürdük kendisini. O da yok ortalarda, tekstil işine devam ediyor herhalde.
Fikret Orman bu seçim sürecinde ağzını açmadı. Yenilen pehlivan rolüne kendini iyice kaptırmış olacak ki Yıldırım Demirören’in karşısına çıkıp da “ben varım” diyemedi. Yahu sen değil miydin bir dönem bu başkanı yerden yere vuran. Neredesin şimdi? Borçları görünce mi sesin kesildi yoksa başka bir iş mi var işin içinde?
Süleyman Seba’nın tek desteklediği isim olan Hikmet Çetin ise başkanlık için hiç istekli olmadığını bin kez söyledi. Bin kez de gösterdi zaten on yıldır. Zaten hayır gelmez sanırım kendisinden bunca isteksizlikten sonra.
Mehmet Kazancı her seçim öncesi ortaya çıkar, dengeleri yoklardı. Şimdi kendisinden bileğindeki rahatsızlık dışında haber alamıyoruz. Kapılar kapılar ardından bir şeyler mi dönüyor yoksa? Geçmiş olsun da kulübün her yeri yaralı, iki kelâm etseniz nasıl olurdu acaba?
Üstte sıraladığım adlar bir çırpıda aklıma gelenler. Daha da vardır elbette has muhalifler. Zaten onlar üç vakte kadar ortaya çıkarlar. Seçim zamanı saklanır, ilk başarısızlıkta “yönetimin derhal istifa etmesi”ni isterler. İyi gün dostları, kötü gün saklananlarıdır onlar.
• • •
Bu hafta sonu ya 6 yıldır görev yapan Demirören’in saltanatı devam edecek ya da Murat Aksu yeni başkanı olacak Beşiktaş JK’nin. Kazanan, gerçekten de başkanlığı kazanan olacak. Kaybeden ise bu sefer gerçekten taraftar olacak. Demirören’in acımasızca tribün tahliyesi, Murat Aksu’nun da benzer yöntemle tasfiyeyi seçmesi kaçınılmaz olacak. “TEKEL’in de sesi var” pankartını bile Kapalı’da açtırtmayan bir yönetim, yine birilerinin eline tutuşturup “İki kupayı unutma, vefasızlık yapma” pankartı açtırtabilir, hiç şaşırmam.
Beşiktaş’taki Avrupa Kupası, ardından Ziraat Kupası’ndaki düşüş lige yansıyacak mı bilnmez. Büyük olasılıkla bu başkanlık süreci de düşüşe yelken açmaya devam edecek gibi bir his uyandırıyor. Sezon sonunu bulmadan hangi taşlar yerinden oynayacak onu da göreceğiz. Ocak sonu, çok şeye gebe.