Amasra’da 42 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklu yargılanan yöneticilerin ifadeleri ortaya çıktı. İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu ifadesinde, faciadan bir hafta önce Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin olayın olduğu düşünülen bölgeyi denetlediğini, hiçbir eksiklik tespit etmediğini söyledi. Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca ise 2020 Ağustos’tan kazanın olduğu ana kadar sadece maaş aldığını itiraf ederek, “Sadece oturdum, maaş aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu” dedi.

Amasra ifadeleri: Kaza yerini denetleyen Çalışma Bakanlığı müfettişleri hiçbir eksiklik tespit etmemişti
Fotoğraf: AA

Bartın’ın Amasra ilçesinde 42 işçinin öldüğü Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)’na ait maden ocağında meydana gelen facia nedeniyle tutuklanan ve aralarında Amasra Taşkömürü İşletmesi (ATİM) Müdürü Cihat Özdemir ve ATİM İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi'nin de olduğu 8 kişinin ifadesi ortaya çıktı.

Patlamayla ilgili soruşturmada, 14 Ekim'deki maden patlamasından 14 gün sonra, 28 Ekim'de 25 şüpheli gözaltına alındı. Amasra Sulh Ceza Hakimliği’nce ifadesi alınan şüphelilerden 8'i tutuklanırken, diğer şüphelilerin bir kısmına adli kontrol şartı uygulandı.

“SADECE OTURDUM, MAAŞ ALDIM”

ANKA'dan Tamer Arda Erşin ve Gürkan Demirtaş'ın haberine göre, tutuklu Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, ifadesinde, 2020 yılından itibaren fiili olarak çalışmadığını iddia ederek, “Talimat almadım, emir vermedim, hiçbir sorumluluk altında da değilim. Sadece oturdum, maaş aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu. Benim 2020 Ağustos ayından sonra iş icabı ocağa girmem, bana bağlı birimlere emir vermem, bilgi almam hem şifaen hem de yazılı olarak yasaklanmıştır” dedi.

İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, ifadesinde, ön bilirkişi raporunda, yer alan ‘yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur’ tespiti bulunan madendeki havalandırmaya ilişkin havalandırma ölçümlerinin 10 günde bir yapılarak TTK Genel Müdürlüğü İş Sağlığı, Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanlığı’na gönderildiğini aktardı.

“HAVALANDIRMA SEBEBİYLE EKSİKLİK OLDUĞU SÖYLENİLMEDİ”

İşletmenin ayda bir denetlendiğini ileri süren Soylu, yapılan denetlemelerde havalandırma sebebiyle eksiklik olduğunun söylenilmediğini öne sürerek, "Olaydan bir hafta önce Çalışma Bakanlığı müfettişleri olayın olduğu düşünülen bölgeyi yani direk kaza olan yeri denetlemişlerdir. Burada hiçbir eksiklik bulunmadığını tespit etmişlerdir” diye kendini savundu.

“PERVANELERDEN BİRİ BOZULUNCA GAZ SEVİYESİ YÜKSELDİ”

İşçilere yılda bir kez 2 gün 16 saat teorik işçi sağlığı ve güvenliği eğitimi verildiğini dile getiren Soylu, olaydan bir gün önce madene girdiğini ve gaz oranı ile havalandırmada bir sorun görmediğini aktararak, havalandırma pervanelerinden birinin bozulduğunu ve gaz seviyesinin yükseldiğini şöyle anlattı:

“Kazanın olduğu gün ben işteydim. Gündüz vardiyasında çalıştığım için akşam vakti işten çıkarım. Gün içerisinde pervanenin birinin bozulduğunu ve gaz seviyesinin 0,45’den 0,65 seviyesine yükseldiği bana merkezi gaz izleme servisinden söylenmişti. Bu işi ben yapmayacaktım ancak takibini ben yapacaktım. Bize 24 saat ulaşılabiliyor. Takibini yapmalarını söyledim çünkü bana söylenen 0,65 seviyesi normaldi. İlgili mevzuat gereği gaz seviyesi 1’i geçtiği zaman patlama yapılmaz. 1,5 seviyesinde elektrik kesilir, 2 seviyesinde ocak terk edilir. Her vardiyada gaz ölçen kişiler, nezaretçiler, barutçular bir de vardiya mühendisleridir. Toplam 12-15 civarında gaz ölçen kişiler bulunmaktaydı. Aynı zamanda gaz izleme merkezinde bağlı sensörler bulunmaktadır. Olay günü 1,5 üstüne gaz seviyesi çıkıp elektrik kesilince Mehmet Özdemir (Merkezi Gaz İzleme Operatörü) maden ocağını telsiz ile arayarak, metan seviyesinin 1,5 seviyesini geçtiğini söyleyerek ve elektriğin kesildiğini söylemiş. Oradaki işçilere 2 seviyesini geçmediği için, oradan çıkmaları için bir şey söylenmedi. Oradaki işçilerin 1,5 seviyesindeyken temiz hava kısmına kendileri geçmeleri ve nezaretçilerinin oraya yönlendirilmesi gerekiyordu. Ancak kaza sırasında nezaretçi, barutçu dahil hepsi ölmüştür. Neden temiz hava kısmına geçmediklerini anlamıyorum. Degaj sondajı 10 Ekim 2022 tarihinde yapılmıştır. Degaj riskini düşürmek amaçlı sondaj yapılmıştır. Amaç arını yani çalışılan alanı rahatlatmaktır.”

EMNİYET MÜHENDİSİ KAHRAMAN, BİLİRKİŞİ TESPİTLERİNİ KABUL ETMEDİ

Tutuklu emniyet mühendisi Şahan Kahraman, bilirkişilerin tespitlerini kabul etmeyerek, 6 aydır görev yaptığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Her birim gaz ölçümünden sorumlu olduğu için bizler de ölçüm yaparız. Kaza günü gündüz vardiyasındaydım. Ben çıkarken herhangi bir sıkıntı yoktu. Gaz seviyesi ile ilgili herhangi bir ihbar gelmemişti. Gaz seviyesi çalışma seviyelerinin altındaydı. Kazadan bir hafta önce ölçüm yapıldığında gaz seviyesi 3,5-4 seviyelerindeydi. Bu değer -310 kotundaydı. Ben bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. 1 gün sonra gaz seviyesi normal değerlere dönmüştü.”

“YUKARIDAN GELMESİ GEREKEN KELEPÇE GELMEDİ”

Kahraman, -350 kotundan -320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesinin arızalı olduğunu şefi olan Ferhan Güneş’e bildirdiğini iddia ederek, “Ferhan Güneş’e iletilmiş o da arızayı gidermeye çalışmış. Ancak yukarıdan gelmesi gereken kelepçe gelmediği için ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı. Bu arıza kaza günü gündüz vardiyasında gerçekleşen arızadır. Öncesinde böyle bir arıza yoktu” diye konuştu.

Tutuklu İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural, olay günü mesaisinin 16.30’da bittiğini ve kazadan sonra olay yerine geldiğini kaydederek, havalandırma ve tozla mücadele konusunda sorumluluğun iş güvenliğine ait olduğunu ifade etti. Tural, ayrıca son bir hafta içinde gazla ilgili problem yaşanmadığını, kazada bir ihmali ve kusurunun olmadığını söyleyerek masum olduğunu savundu.

MADEN MÜHENDİSİ, OLAY ANINI ANLATTI

Maden mühendisi Recep Orhan savcılık ifadesinde, olay günü gaz izleme merkezinde en az 2 kişi olması gerekirken tek kişinin olduğunu öğrendiğini aktardı.

“Patlama esnasında -250 kottan, -300 kotuna doğru 2’nci bedestenden gidiyordum. Yanımda emniyet nezaretçisi Mustafa Olgun, 1’inci kartiye nezaretçisi Umut Akgül, hazırlık servisi nezaretçisi Hasan Özkanca ve nakliyat nezaretçisi Aydın Gündoğdu vardı. Benim 10 metre önümde giden Mustafa Olgun’a gaz izleme merkezinde patlamaya yakın bir vakitte anons geldi. ‘-320 kotta 1,45 metan gazı ölçüldüğünü’ söylediler. Mustafa Olgun gaz izleme merkezinde çalışan Mehmet Özdemir’e ‘Lağım atılmıştır, o yüzden metan yükselmiştir’ dedi. Bizim kullandığımız 5 kanal bulunmaktadır. Mehmet Özdemir doğrudan gazın yükseldiği yerdeki İbrahim Köse isimli nezaretçiyi aramalıydı ancak onu arayıp doğrudan emniyet çavuşuna anons geçmiş. İşletme müdürü Selçuk Ekmekçi -350’nin sağ tavan damar mekanize ayak bölgesinde üretim ve işçileri kontrol için görevlendirilmişti. Fakat -300 kot 2’nci rekupta elektrik arızası olduğu ve -350 kot sağ tavan damar taban yolunda da aynı anda arıza olduğu için ben bölgelere gittim. 1,45 anonsundan hemen sonrasında 3-5 dakika içerisinde -300 kot tarafından yoğun bir taş tozu basıncı geldi. Hemen buraya koşarak kuyu dibine geldim ve buradan Ayhan Çavuş’u aradım. Ocakta normal bir durum olduğunu bildirdim ve hemen -350 kota gitmek üzere motora bindik. Yolda baktık yaralılar vardı ve -350 kota gittim. Hiçbir göçük görmedim ancak vantüplerinin erdiğini, zarar gördüğünü gördüm. Yaklaşık 2 ay kadar önce -350 kot sağ tavan damar 4 nolu ünitenin oradaki bacadan lağım atıldıktan sonra metanın 3 veya 4 seviyelerine çıktığını gördüm. Ben ölçtüm, barutçu da yanımdaydı. Biz de arını suyla ıslatılalım dedik. Tavana asılı sensör uzakta olduğu için ölçümü ben yaptım. Zaten bulunduğum yerde telsiz çekmiyor. Arını ıslattık, vantüpün ucunu uzattık. Değer otomatik olarak 1,0’in altına düştü. Başka değer yükseldiğini görmedim ve duymadım.”

“TÜM İŞÇİLERİ UYARAN BİR SİSTEM YOK”

İzleme operatörü Mehmet Özdemir, olay günü iki kişi çalışması gerekirken personel eksikliği nedeniyle tek kişi çalıştığını açıklayarak, “Ara ara tek kişi çalıştığımız oluyordu. Ben işe başladığım ilk gün de tek kişi çalışmıştım. Personel yetersizliğinden dolayı tek kişi kalıyorduk. Bunu amirlerimiz de biliyordu” dedi. Özdemir, acil durumlarda tüm işçileri uyaran bir sistem bulunmadığını açıklayarak, şunları söyledi:

“Telsiz telefonla iletişim kurulmaktadır. Diyafon bulunmaktadır. Ancak diyafon bize gaz izleme merkezine bağlı değildir. Bunu üstlerimize söyledik ancak hususta iyileştirme yapılmadı. Telsiz kayıtları tutulmasını istedik ancak bu da yapılmadı.”

“-320 KOTUNDAN HERHANGİ BİR VERİ GELMEDİ”

Özdemir, olay günü saat 18.04’te Rıdvan Acet’e metanın 1,50’e çıktığını haber verdiğini belirterek, “Ben metanın yükseldiğini -300 kot 1’inci rekupta sağ kalın damar üst taban yolu olarak tespit ettim. Bana -320 kotundan herhangi bir veri gelmedi. Zaten burada sensör yok ancak yeraltında -320’de sensör bulunuyorsa da bizim sistemimizde kayıtlı değildir. İlk veriyi kesen CH4 27 sensörü 300 kot 1’inci rekup sağ kalın damar üst taban yoludur” diye bilgi verdi.

Sondaj şefi olarak çalışan Tayfun Uça, savcılıkta verdiği ifadede, olay günü vardiya izninde olduğunu dile getirerek, “Ben çalışma hayatımda en fazla 2,5 metan oranı gördüm. Bu yükselmeler anlıktır. Birikme olmaz. Bu yükselmeler lağımdan sonra oluşurdu. Lağım atıldıktan sonra 15 metre uzakta beklerdik. Vantüpler metan oranını düşürürdü. Oran yükseldiği zaman maden ocağını boşaltıyorduk. Ama temiz havanın olduğu bölgede bekliyorduk” diye bilgi verdi.

“LAĞIMI ATAN, ŞEHİT OLDU”

Emniyet nezaretçisi Mustafa Olgun, savcılıktaki ifadesinde, 16.00- 24.00 vardiyasında görevli olduğunu aktararak, olay anına ilişkin “Bana merkez izlemeden gaz değerinin -320 kotta 1,45’e yükseldiğini söylediler. Lağım atılıp, atılmadığını sordum. Lağım atıldığında 1,50’ye çıktığını baca içindeki elektriklerin kesildiğini söylediler. Sonra aradan birkaç dakika geçti ve 1,69 olduğunu söylediler. 30-40 saniye geçmeden patlama oldu. Bu lağımı atan barutçu şehit oldu” dedi. Tural, lağımlardan sonra metan oranın 1,5- 2 olduğunu gördüğünü söyleyerek, “2 olduğunu gördüğümüzde çalışanları geri çekiyorduk. Temiz hava olan bölgeye gönderiyorduk” diye bilgi verdi.

Olgun, ocaktaki vantüplere ilişkin alev sızdırmaz olduğuna ilişkin kendilerine bilgi verildiğini belirterek, “Bunlar patlama sırasında erimişlerdi” dedi.

“İŞÇİLERE EĞİTİM VERDİK”

Hazırlık mühendisi Hidayet Gökdere, en son madene 13 Eylül 2022 tarihinde denetim için girdiğini aktararak, patlamanın meydana geldiği ocakta görevi olmadığını şöyle ileri sürdü:

“İş Güvenliği Müdürü Volkan Soylu, biz iş güvenliği uzmanları 18 kişi arasında iş bölümü yaptı. Bize yüklediği şekilde biz işçilere eğitim verdik. Buna ilişkin kayıtları mevcuttur, istenildiği zaman bakılabilir. Mevcut konumum gereği bilirkişi raporunda belirtilen hususlardan sorumlu olduğumu düşünmüyorum. İş güvenliği konusundaki müdürümüz Volkan Soylu’nun talimatları üzerine hareket etmekteyim.”