Amazon işçilerinin can güvenliği bulunmuyor

Michael SAINATO

ABD'nin Tennessee eyaletinin Chattanooga kentinden Chloe Roberson, mayısta Amazon şirketinin deposunda çalışırken dizini yaraladı. O günden beri şirketten tazminat ve ücretli sağlık izni hakkını alabilmek için savaşırken işsiz kaldı.

21 yaşındaki Roberson, olay günü Amazon'un bünyesindeki tıbbi klinik Amcare yerine, acil servise gitmeyi tercih etti ve ona diz kapağında çıkık olduğu teşhisi konuldu. 10 haftalık tedavi gördü ve 28 Ekim'de ameliyat olması planlandı. Roberson, eşiyle birlikte yaşadığı eve gelen faturaları o dönem ödemekte çok güçlük çektiklerini söylüyor: "Amazon'un bana yaşattığı stres nedeniyle zorluk çekmediğim tek bir günüm olmadı."

YARALANMA 2 KAT FAZLA

Amazon depolarında çalışan işçilerin üzerinde muazzam bir üretim baskısı var. Kota sistemi nedeniyle işleri yetiştirmeye çalışan işçiler arasında yüksek yaralanma oranları tespit edildi. Bir rapora göre, Amazon'un deposunda çalışan işçilerin sektördeki diğer işçilere göre mesaide yaralanma oranları iki kat fazla. Hatta 2020'ye göre bu yıl Amazon işçileri arasında yaralanma oranlarının yüzde 80 arttığı da raporda yer aldı.

Jerald Crowley, bir Amazon deposunda altı ay çalıştı. 3 Kasım'da çalışırken bileğinden yaralandı ve elini kaybetmeyi göze alamayacağı için istifa etti. Crowley'den çalıştığı depoda bir saatte 40 kutuyu paletlere yerleştirmesi istenmişti ve bu hızla çalışmak zorunda bırakılması yaralanmasına yol açtı. Crowley, "Bir saatte 40 kutu yerleştiremezsem işsiz kalabilirim, bu nedenle güvenliğimi sağlamak yerine benden istenileni yaptım" dedi.

İŞSİZLİK KORKUTTU

Amazon'da 2016’da çalışmaya başlayan Mustafa Ömer ise 2017'de ayrılıp 2018'de işe geri döndü ve son üç yıldır orada çalışıyor. Depoda yük taşıdığı için sırtında ciddi yaralanmalar olduğunu söylüyor. Ömer kasımda depoda ağır kutulardan birini taşırken paletin üzerine düşerek yaralandı. Amcare kliniğine gidebilmek için üst düzey bir yöneticinin onayını bekledi ve yöneticiden kendisine yardımcı olmasını istediğinde başının belada olduğunu hissettiğini söyledi: “O anda 'Aman Tanrım, sakatlandım ve işimi kaybedebilirim' diye düşündüm. Evimin geçimini ben sağladığım için endişeye kapıldım. Ailemi, hamile eşimi, çocuklarımı, ödemem gereken tüm faturaları düşündüm. Çünkü yaralandığımda başı belaya giren kişinin ben olduğum korkusunu aşılamışlar."

Ömer, tedavi ücretlerinin karşılanması için Amazon’a bağlı kliniğin doktorlarının raporlarını bekledi ve halen tazminat talebi onaylanmadı: "Bugün hâlâ acı çekiyorum. İnsanlar yaralandığında onlara insan gibi davranılmalı ve ilgilenilmeli" dedi.

52 yaşındaki Natalie Monarrez, yaklaşık dört yıldır Amazon'un New York'a bağlı Staten Island bölgesindeki deposunda çalışıyor. Pandemiyle birlikte haftada beş ila altı gün, 12 saatlik vardiyalarda çok fazla mesai yaparak çalıştı ve bu dönemde otomobilinde yaşadı. Çünkü pandeminin ilk aylarında birçok işçi gibi ücretsiz izne ayrılmak zorunda bırakıldı.

Uzun çalışma saatlerinin vücuduna ciddi zararlar verdiğini söyleyen Monarrez, “Oturmamıza izin verilmiyor ve tüm bu süre boyunca ağır paketleri kaldırıyordum. Ancak daha fazla dayanamadım" dedi.

Dava açtığını belirten Monarrez, haftada yaklaşık 400 dolar olan tazminatın normal haftalık kazancından daha düşük olduğu için işe dönmek zorunda kaldığını söyledi ve "Amazon için çalışmadan önce hiçbir sağlık sorunu yaşamamıştım" dedi.

KORKU İKLİMİ YARATTI

İşçi sağlığı ve iş güvenliği davalarıyla ilgilenen Ulusal İş Hukuku Projesi yöneticilerinden Debbie Berkowitz, Amazon işçilerinin yüksek yaralanma oranlarının hızlı çalışma temposunun sonucu olduğunu söyledi. Berkowitz, Amazon'un işçiler arasında bir korku iklimi yarattığını ifade etti: "Amazon, işçilerin mesaide aşırı bir hızla çalıştırıldığı gerçeğini gözardı etti."

The Guardian'dan çeviren BirGün Çeviri Kolektifi