Dünyanın akciğerleri Amazon Ormanları uzun süredir yangınlarla boğuşuyor. Brezilya Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (PSOL) temsilcisi Bruno Magalhaes ve WWF Brezilya Direktörü Mauricio Voivodic, Amazon Ormanları’nın tüm dünya için kritik önemde olduğunu hatırlatıyor ve dayanışma çağrısı yapıyor.

Amazon ormanları hepimiz için hayattır

Oğuzcan Ünlü

Güney Amerika’da bulunan Amazon Ormanları dünya ekosisteminde büyük bir öneme sahip. Eşi benzeri olmayan bu ormanlara saldırılar her geçen gün artarak devam etmekte.

Bu ayın ilk 10 gününde 10 bin yangın tespit edildi. Brezilya’da aşırı sağcı Bolsonaro hükümeti tarafından desteklenen rant amaçlı saldırılar, yalnız bölgeyi değil bütün gezegeni tehdit ediyor. Brezilya Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (PSOL) Amazon Ormanları temsilcisi Bruno Magalhaes ve WWF Brezilya Direktörü Mauricio Voivodic ile Amazon Ormanları’nı konuştuk.

Geçen yaz Amazon Ormanları’nda bir felaket yaşandı. Bu yıl da birçok yangın haberi duyuyoruz. Bu sene yangınlar ne düzeyde?

amazon-ormanlari-hepimiz-icin-hayattir-769584-1.Bruno Magalhaes: Evet, geçen yıl gerçekleşen yangınlar büyük bir felaketti ancak bu yıl da durum iyi görünmüyor. Bölgede yangınlar çoktan başladı. Bolivya’da, Orta-Batı Brezilya’da ve Pantanal bölgesinde şiddetli yangınlar var. Durum önümüzdeki aylar içinde kesinlikle daha kötüye gidecek.

Mauricio Voivodic: Temmuz ayında 6 bin 803 yangın tespit edildi ve Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE)’ne göre bu 2019’daki aynı dönemden yüzde 28 daha fazla. Haziran ayında, Amazon’da 2007’den bu yana en yüksek oranı içeren 2 bin 248 yangın tespit edildi. En kurak mevsim yeni başladığı için bu veriler dikkat çekicidir. Ayrıca, bağlam endişe verici görünüyor. Yüksek orman tahrip etme oranları, yerli haklara saygı eksikliği ve koronavirüs salgını nedeniyle halk sağlığı felaketi. Amazon, 2019’u 2018’den yüzde 30 daha fazla olan 89 bin 178 yangınla kapattı.

amazon-ormanlari-hepimiz-icin-hayattir-769586-1.

TOPRAK AĞALARI YANGIN ÇIKARTIYOR

Yangınlarda sabotaj ihtimali var mı?

B.M: Maalesef, evet var. Doğayı talan eden madencilik ve odunculuk gibi sektörlerden büyük kârlar elde eden toprak ağaları, kendi faaliyetlerini bu alanlarda genişletmek için yangınlarda aktif rol oynayan sabotajcılardır. Çoğu zaman bu toprak ağaları mülkiyetlerinin parçası olmayan tartışmalı bölgeler içindeki federal alanlarda ilerlerler. Bu ağalar kelimenin tam anlamıyla toprakları yerli halktan ve Brezilya hükümetinden çalarlar. Başkan Jair Bolsonaro ise çevresel yıkım pratiklerinin en büyük teşvik edicilerindendir. Aşırı sağcı gruplar Amazon Ormanları’nda her türlü suçu işlerken kendilerini gayet rahat hissediyor çünkü federal hükümet tarafından desteklendiklerini biliyorlar.

amazon-ormanlari-hepimiz-icin-hayattir-769585-1.M.V: Tarihsel olarak, Amazon’da ateş kullanımı ormanları yok etmenin son aşamalarından biridir. WWF-Brezilya tarafından Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE)’den alınan verilere dayanarak yapılan bir analiz, Amazon’da Ağustos 2019’a kadar tespit edilen yangınların yüzde 31’inin Temmuz 2018’e kadar ormanlık alan olan bölgelerde gerçekleştiğini gösterdi. Başka bir deyişle, yaklaşık üç yangından biri meraların temizlenmesiyle değil geleneksel ve zararlı kesme ve yanma döngüsünde ormanlık alanların kesilmesini takip eden yangınlarla ilgiliydi. Orman tahribatı ve arazilerin üzerine konma arasındaki bağlantı açıktır. 900 bin hektardan fazla Amazon Ormanı’nın yüzde 35’i Ağustos 2018 ve Temmuz 2019 arasında yok edildi. Bu yıkım ele geçirilmiş arazilerde herhangi bir hedef ya da bilgi olmadan gerçekleşti.

BARAJLAR SOSYO-KÜLTÜREL HASARA YOL AÇTI

Bolsonaro öncesinde Amazon Ormanları’na saldırılar bu kadar yoğun muydu?

B.M: Bolsonaro öncesinde de durum kritikti. Amazon Ormanları’nın yok edilmesi Brezilya tarihinin bir parçasıdır. Ancak son yıllarda talancı maden projelerine ve bölgenin su kaynaklarını hidroelektrik santralları yaparak kullanma amacına bağlı olarak yıkım daha da derinleşti. Belo Monte, Jirau ve Santo Antônio gibi barajlar ‘ilerici’ diye tanımlanan hükümetler tarafından inşa edildi. Bu barajların bölgenin su havzasını derinden etkileyen büyük çevresel etkileri oldu. Ayrıca barajlar geleneksel halkı yerlerinden sürgün etti ve böylece önemli sosyal ve kültürel hasara yol açtı. Çeşitli eyaletlerdeki yerel örgütlerin birliği COICA, eyaletlerde iktidarda bulunan sağcı hükümetlerin Kuzey Amerika ve Avrupa sermayesine bağlı ya da ‘ilerici’ hükümetlerin Çin sermayesine bağlı sömürü projelerini net bir şekilde eleştiriyor.

M.V: Federal hükümet Amazon’da yanma ve orman tahribatını azaltmak için müdahale edebilir ve etmelidir. Ancak hükümetin, bu yıl Mayıs ayında başlayan ve 6 Kasım’a kadar uzatılan Amazon’daki orman tahribatı ve yangınları engellemek amacıyla, Silahlı Kuvvetleri Yasa ve Düzen Garantisi’nin (GLO) işleyişinde kullanma yetkisi, bugüne kadar beklenen etkileri göstermedi. Amazon’daki Silahlı Kuvvetlerin performansı, bazı çevre müfettişlerine göre Ibama (Brezilya Çevre ve Yenilenebilir Doğal Kaynaklar Enstitüsü) müfettişleri tarafından ‘beceriksiz, deneyimsiz ve hatta kötü niyetli’ olarak sınıflandırıldı. Ayrıca, yangınla mücadele etmek için itfaiye işe alımında hükümetin gecikmesi oldu ve bu durum 2020 senaryosunu daha da kötüleştirebilir. Bu on yılda, 2017’nin (107 bin 439) ve 2015’in (106 bin 438) arkasında 2019 en fazla yangın olan üçüncü yıl oldu. Etkili bir işlem yapılmazsa, Brezilya tarafından üstlenilen sürdürülebilir kalkınma taahhütlerine tamamen uymayan tarihsel orman tahribatı tepe noktalarına ulaştığında 2004 seviyelerine bile geri dönebiliriz.

ORMANLARI YOK ETMEK YERLİ HALKA ZULÜM DEMEKTİR

Artan saldırıların ardından tüm gözleri Amazon Ormanları’na çevrildi. Hangi kişiler ve kurumlar Amazon Ormanları’na saldırıyor?

B.M: Bu kişiler temel olarak, hayvancılık ve tarım ile üretimlerini arttırarak ‘tarımsal sınırları’ genişletmek isteyen büyük kırsal üreticilerdir. Buna ek olarak, odun piyasası için ağaçları yok eden ormancılardır. Ayrıca bu büyük üreticiler bölgede ‘ilerleme’ bahanesiyle küçük çiftçileri yasadışı ağaçları kesmeye teşvik ediyor. Ormanları yok etmek demek aynı zamanda yerli halka zulüm etmek demektir. Günümüzde sadece Brezilya değil, Amazon havzasındaki tüm ülkeler yerli halka karşı izlenilen politikalardan ve acımasız eziyetlerden mustarip durumda. Ve dahası bu bölgelerde gerçekleştirilen politik suikastler korkutucu düzeyde arttı. Bu süreçte federal hükümetin rolünü hatırlamak zorundayız çünkü Bolsonaro hükümeti yalnızca ormanları yok etmeyi teşvik etmiyor aynı anda yerli nüfusa dönük şiddeti de körüklüyor. Kamusal alanda yerli halka dönük önyargı ve düşmanlık çoğaltılıyor. Ekosistemi savunması gereken Çevre Bakanlığı, Bolsonaro hükümetinin ilk zamanlarında neredeyse kapatılmıştı. Şuan bu bakanlığın başında endüstriyel tarım ticaretiyle uğraşan bir iş insanı Ricardo Salles bulunmakta. Sonuç olarak, çevresel etkileri denetleyen kurumların kapasitesi düşürüldü ve yapısı zedelendi. Hatta bu kurumların personellerine bölgedeki aşırı sağcı gruplar saldırdı.

M.V: Ormanları tahrip etme araziyi ele geçirme çabasıyla bağlantılıdır. Orman temizlendikten sonra, odun birkaç ay kurumaya bırakılır. Daha sonra meraya ve tarıma veya arazi hırsızlığını içeren gayrimenkul spekülasyonuna yer açmak için ateşe verilir. Amazon nemli bir orman olduğu için kendi kendine yanma özelliği olan bir biyom değildir. Orman sadece ağaçların kesildiği kuru alanlarda alev alır ve yangına insan eylemi neden olur.

amazon-ormanlari-hepimiz-icin-hayattir-769587-1.

BREZİLYA ÇEVRE AKTİVİZMİ İÇİN ÖLÜMCÜL ÜLKE

Brezilya’da birçok çevre aktivisti katledildi. Suçlular yakalandı mı? Aktivistlere dönük polis ve devlet baskısı var mı?

B.M: Ülkenin tamamında ve özellikle bölgede şiddet devam ediyor. Her geçen gün hem aktivistleri hem de yerli halk liderlerini hedef alan cinayet haberleri alıyoruz. Bu süregelen şiddet, Chico Mendes ve Dorothy Stang cinayetleri gibi bölgenin sembolik tarihini hedef alarak ulusal ve uluslararası kargaşa yaratma çabası taşıyor. Gerçek şu ki katillerden pek azı yakalandı ve yargılandı. Doğayla birlikte yerli halkı savunmak, adalete ve Brezilya hükümetine bel bağlamadan yerine getirilen riskli ve tehlikeli bir görevdir.

M.V: Brezilya, çevre aktivistleri için dünyanın en ölümcül üçüncü ülkesi. Sivil Toplum Örgütü Global Witness tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapor, yalnızca Filipinler ve Kolombiya’nın arkasında olduğumuzu ve buradaki en büyük tehlikenin Amazon’da olduğunu gösteriyor. Ülke, genel cinayet açıklama oranını hesaplamadığı için Brezilya’da şeffaflık eksikliği var. Bu oranı hesaplayan eyaletler düşüktür ve hesaplama yüzde 10 ile yüzde 20 arasında görünüyor. Durum felaketzedeler çevre aktivistleri olduğunda da farklı değildir.

BOLSONARO SALDIRILARI TEŞVİK EDİYOR

Yangınlara hükümetin tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bolsonaro ile neler değişti?

B.M: Öncesinde belirttiğim gibi, hükümet çevre konusunda dünya üzerindeki en kötü görüntülerden birine sahiptir. Bolsonaro, bilinçli olarak ormanların yok edilmesini ve yerli halka saldırılmasını teşvik ediyor çünkü onun politikasının altyapısını ormanları yok ederek kâr elde edecek girişimciler oluşturuyor. Bu durumda Bolsonaro hükümetine karşı ülkedeki bütün biyomları savunmak yalnızca Amazon’da değil, Pantanal, Cerrado, Restinga ve Caatinga gibi yerlerde de mücadeleyi gerektiriyor. Ayrıca bu biyomların küresel ekosistemdeki önemi dolayısıyla Bolsonaro hükümetine karşı savaşmak gezegeni koruma amacını taşıyan uluslararası bir mücadele anlamına geliyor.

M.V: Karışık sinyaller var. Ordunun varlığı gerekli olmasına karşın, eğer Federal Hükümet yasadışı toprak gaspçılarının, madencilerin ve oduncuların tarafında olduğuna dair somut sinyaller göndermeye devam ederse bu yeterli olmayacaktır. Örneğin, yerlilere ait toprakların istilası ve Amazon’un çeşitli yerlerindeki çevre aktivistlerine yönelik tehditler durmadı.

Yerli halkın yaşam alanları daralırken onlar bu yangınlar karşısında neler yapıyor? Yerelde direniş var mı?

B.M: Amazon’da ve çevresinde birçok direniş örnekleri var. Bugün Amazon bölgesindeki ve çevresindeki ana kuruluşları etrafında toplayan ve doğal yaşamı korumak için mücadele eden bir kurul olan ‘World Assembly For Amazonia’ bir öncül olarak görülebilir. Şuan pek çok faaliyet düzenliyor ve ilerleyen aylar için örgütlenmeye devam ediliyor. Dünya çapındaki tüm yoldaşlarımızın kurulun çalışmalarını takip etmesi ve kurulla uluslararası dayanışma göstermesi bizim için çok önemli. Türkiye’deki tüm dostlarımızı mücadele yolculuğumuzda yanımızda olmaya çağırıyorum.

M.V: Amazon’da ormanı yaşatmak, hatta topraklarını arazi hırsızlığına ve yasadışı faaliyetlere karşı izlemek için mücadele eden birçok yerli halk, geleneksel topluluk ve sivil toplum örgütleri var. Bölgeleri bu tehditlere karşı takip etmek ve korumak için hükümetin eylemlerindeki azalma ve şiddetin artmasıyla birlikte, Amazon’da Kanindé ve Yerli Halk Derneği Uru-eu-wau-wau gibi yerel örgütlerin ve toplulukların güçlendirilmesi önemlidir. Bu salgın dönemindeki drone teknolojisi, insanların ve kuruluşların Amazon’u korumak için harekete geçmeleri için daha fazla çeviklik, özerklik ve güvenlik sağlıyor. Coğrafi koordinatları olan doğru görüntüler yetkili makamlara aktarılabilir. Bu nedenle, denetleme haksız yere toprak edinen kimseler, madenciler ve oduncular gibi ormanı tahrip eden suçlularla karşılaşmaktan kaçınarak uzaktan gerçekleştirilebilir. Orman halklarının sesini yükseltmeye devam etmeliyiz. Amazon Ormanları’nın orada yaşayanlar için gerekli olmasının yanı sıra, Amazon’un hayatta kalması gezegenin iklimini düzenlemek için hayatidir. Amazon hepimiz için esastır.