Amerika’nın İsrail yanlısı mutabakatındaki çatlaklar

VIJAY PRASHAD / @vijayprashad

New York Valisi Andrew Cuomo, devlet dairelerinin, Filistin Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketiyle ilişkilerini kesmesini öngören kararı imzaladı. BDS hareketi, İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te süren 42 yıllık işgalini sonlandırmak için baskı unsuru olarak, 2004’te kuruldu. Cuomo dedi ki; “Eğer İsrail’i boykot ederseniz New York da sizi boykot edecek. İsrail’in gelirine engel olursanız New York da sizin gelirinize engel olacak. İsrail’e yaptırım uygularsanız New York da size uygulayacak. Nokta.”

New York BDS karşıtı yasaları geçiren tek eyalet değil. En rahatsız edici olan, New York Senatörü Chuck Schumer’in “Aynı şeyin önünü açacak federal yasanın peşindeyiz, çünkü bunu tüm ülkede yapmak tek eyalette yapmaktan çok daha iyi” açıklamasıydı. Eğer Demokratlar kasımda Senato seçimlerini kazanacak olurlarsa Schumer çoğunluk lideri olacak. Bu da onun Filistin karşıtı ajandasını hayata geçirmesine zemin hazırlayacak.

Cuomo kararı imzalarken yanında, İsrail Başkonsolosu Ido Aharoni vardı. Aharoni, 2014’te Gazze’ye açılan savaş esnasında İsrail’e giden tek ABD Valisi olması dolayısıyla Cuomo’yu övmüştü. Cuomo, İsrail’in Filistinliler’i bombalama bahanesi olan tünellerden bahsederek “BDS hareketi bu tünellerden daha ürkütücü” demişti. 2014 bombardımanı sırasında İsrail ordusu, 500’ü çocuk; 2 bin 250 Filistinli’yi öldürürken, Filistinli milislerin 66 İsrail askeri ve altı sivili öldürdüğünü hatırlamak önemli. İsrail’in öldürdüğü kişilerin üçte ikisi sivil ancak bundan ne Cuomo ne de Aharoni bahsediyor. İşte BDS hareketini besleyen tam da bu eşitsizlik.

BDS hareketinin gözü pek. Birkaç yüz aktivist Cuomo’nun New York’taki ofisinin önünde bir araya gelerek kararı protesto etti. Barış İçin Yahudi Sesi’nden (Jewish Voice for Peace) Rebecca Vilkomerson, “Adalet için boykota devam edeceğiz… Vali Cuomo, barış için mücadele eden bu harekete saldıran antidemokratik kararı dolayısıyla utanç duymalı. Bu karar, politik liderliğin, Filistinliler’e özgürlük ve eşitlik için barışçıl taktikleri destekleyen Amerikalıların sayısındaki artış konusunda ne kadar cahil olduğunu gösteriyor” dedi.

BDS hareketi içindeki önde gelen destekçilerden biri ABD’deki akademiler. Başta Asya Kökenli Amerikan Çalışmaları Birliği, BDS’nin imzacısı oldu. Asıl amaç Filistinli akademisyenleri, Filistin kültürünü ve İsrail tarafından etkin bir şekilde boykot edilen akademik kurumları savunmaktı. BDS’ye katılan en önemli grup Amerikan Çalışmaları Birliği’ydi. Son olarak, Amerikan Antropologlar Birliği BDS bildirisini oyladı. Küçük bir farkla, BDS destekçisi ekip kaybetti. Kavga şiddetliydi ve sonuç her iki taraf için de bir zaferdi.

BDS destekçisi ekip, sadece tasarıya muhalif meslektaşlarına karşı değil aynı zamanda BDS karşıtı İsrail hükümetinin ağırlığıyla da mücadele etmek zorundaydı. İsrail Stratejik İlişkiler Bakanı Gilad Erdan. “Son dönemde alanda pek çok mücadele bir dizi başarı getirdi. Bu mücadeleler devlete zarar vermeye çalışan gayrimeşrulaştırma hareketlerini zayıflatı” dedi. Başka bir deyişle, İsrail hükümeti Amerikan akademik çevrelerinde BDS tasarısını defetmek için ‘hasbara’ (propaganda) kanadını devreye soktu.

Medya Eğitim Vakfı tarafından çekilen Amerikan Aklının İşgali (The Occupation of the American Mind) adlı yeni film bu hasbara’nın nasıl işlediğini gösteriyor. İsrail hükümeti sosyal medya ve lobici müttefiklerinin de içinde bulunduğu ağlarıyla, olaylara ilişkin kendi anlatısını kabul ettiriyor. Bu anlatı farklı bir gerçeklik yaratmak için medya kanallarını kullanıyor. Araştırmacı Frank Luntz diyor ki “Resimler savaşında biz kaybediyoruz”… “Hamas tünelleri” ve “yağmur gibi yağan roketler” söylemleriyle dikkat, ölü Filistinliler’in görüntülerinden başka bir yöne doğru çevriliyor. Ölü Filistinliler değil, bu söylemler haber oluyor. ABD medyası Hasbara temasıyla bu şekilde kontrol ediliyor.

Bu anlatıdaki kırılmanın belirtileri Bernie Sanders’in adaylarının Demokratik Parti’nin platform komitesine girmesiyle ortaya çıktı. James Zogby, Cornel West ve Kongre Üyesi Keith Ellison Filistin davasının savunucuları. Hasbara anlatısıyla mücadele edecekler. Bu onların ana vaatlerinden biri. Demokrat Parti Kongre Üyesi Steve Israel, partisinde BDS’i destekleyen bu kişilerin “çılgın” olduğunu söyledi. Fakat bu “çılgın”lar şimdi yetkili pozisyonunda. Şimdi ülkede BDS’i destekleyen kişilerin sorularını yanıtlamak zorundalar. Cuomo’nun hareketi önümüzdeki ay yapılacak Demokrat Parti Kongresi öncesi, bir not düşmüş olabilir. Hamlesi başarılı olacak mı, bu ayrı bir soru.

Ya antropoloji toplantısındaki kılpayı yenilgi…

Ya da Sanders’in adayları…

Hasbara.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif