ÖSO’ya her türlü lojistik desteği veren ABD, ÖSO’ya “terörist” demez. Ahmet Hakan’a hatırlatırım, ABD Gülen’e de “terörist” demiyor, ama CHP diyor. Ne yapacaksınız şimdi?

Amerika niye “ÖSO teröristtir” desin?

Son dönemde Suriye’de PYD/YPG ile “iş tuttuğuna” bakıp ABD’nin Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) vazgeçtiğini sanmak fena halde yanılmak olur. Eğit-Donat Projesi’nin başarısızlığı nedeniyle beklediğini tam anlamıyla alamadığından ötürü başka alternatiflere yönelmiş de olsa, ÖSO’dan umudunu kesmemiştir ABD. ÖSO’yla birlikte yapacakları daha uğursuz işi var. Tek başına ölçü değildir ama yakın zamanda ÖSO’ya bağlı bir grubu, Suriye-Irak sınırında bulunan Tanf’ta IŞİD kuşatmasından kurtarması önemli bir operasyondu. ABD, ÖSO’nun orada yok olmasına izin vermemişti. Orada şimdi ÖSO güçleri bulunuyor. Aklımızda tutalım bunu.


Öyle “bitti”, “ABD ÖSO’yu sildi” gibi sözlere kulak asılmamalı. ÖSO, ABD’nin hâlâ “has dostları” arasında. Dolayısıyla Ahmet Hakan’ın CHP’ye çakarken “Trump (dolayısıyla ABD) bile terörist demiyor ama CHP diyor” demesi çok ucuz bir demogoji.

Şu ÖSO dedikleri, 2011 Temmuz’unda Riyad el Esad tarafından kurulmuş, üyelerinin çoğunluğu Suriye ordusuna mensup firari askerlerden oluşan bir örgüt. Amaçları, Esad yönetimini devirmek. Kurulduğundan beri, başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı Arap ülkelerinden, Türkiye’den, elbette ABD’den hem mali hem de askeri destek almıştır. ÖSO’nun komuta merkezinin Hatay olduğu, sonra tepkiler üzerine merkezin 2012’de Şam’a taşındığı söylenmekte ama yaygın kanı merkezin hâlâ Hatay olduğu yönünde.

ÖSO’yu ABD ile Türkiye kurdu. Bu sır değil. Hatta çok sağlam bir kaynağımız da var. ABD, ÖSO’dan çok PYD/YPG güçlerine bel bağladığında R. Tayyip Erdoğan çok kızmıştı. 2017 Aralık’ında yaptığı bir konuşmada “Ey ABD, ÖSO’yu seninle beraber biz kurduk” diye söylenip durmuştu.

ÖSO, kurulduktan sonra ABD’nin özel ilgtisine mazhar oldu. CIA’in bu örgütle yakından ilgilendiğini biliyoruz. 2013’te Amerikan Washington Post gazetesinde bu konuda bir haber de yer almıştı. Habere göre Türkiye’de, ÖSO mensuplarının da aralarında bulunduğu Suriyeli “muhaliflerin” eğitildiği bir Amerikan kampı bile vardı.
2014 Şubat’ında, yukarıda sözünü ettiğim Eğit-Donat Projesi’ne ilişkin bir anlaşma yapıldı ABD ile Türkiye arasında. Tabii ÖSO da taraflardan biriydi. ÖSO mensupları Kırşehir’de eğitileceklerdi. Ama istenen olmadı. Bazı ÖSO mensupları kendilerine verilen ABD silahlarını da alarak El Nusra Cephesi’ne katıldılar. ABD’nin projeyi iptal etmesinin nedeni budur. Ancak 60, bilemedin 70 militan eğitebildi ABD bu projeyle. Harcadığı para ise 400 milyon dolara yakındı. Fiyaskoydu yani. (Neden PYD/YPG’ye yöneldi ABD, deniyor ya; nedenlerden biri de ÖSO’nun radikallere kayma potansiyelinin görülmüş olmasıdır belki de).

Hani şu Wikileaks vardı ya...
Julian Assange’ın dünyayı ayağa kaldıran Wikileaks sızıntısından haberi yok mu Ahmet Hakan’ın? Wikileaks belgelerine göre başta ABD olmak üzere, Fransa, İngiltere, Ürdün, İsrail, Türkiye Suriye’ye gizli yollardan silahlar yollamış. ÖSO’ya tabii.

Dahası da var. ABD hükümeti, tüm Amerika’da ÖSO yararına yardım toplanmasına izin de verdi. İnanmayan The Wall Street Journal gazetesinin 31 Temmuz 2012 tarihli sayısına baksın. Sadece ABD değil, İsrail de ÖSO için çok yardımda bulunmuştur. ÖSO’nun İsrail gizli servisleriyle ilişkide olduğunu Havana merkezli Prensa Latina gazetesi yazmıştı.
ABD (Katar, Suudi Arabistan, BAE ve Türkiye de tabii) ÖSO’ya çok ama çok silah/istihbarat yardımı yaptı. İnanmayan Reuters’ın 27 Temmuz 2012 tarihli, “Exclusive: Secret Turkish nerve center leads aid to Syria rebels” başlıklı haberi ile New York Times’ın 24 Mart 2013 tarihli “Arms Airlift to Syria Rebels Expands With Aid From CIA” başlıklı haberine baksın.

ABD yine 2012’de sanki soran varmış gibi ÖSO ile diğer Suriyeli cihatçı gruplara askeri destek vereceğini açıkladı resmi olarak. İnanmayan Reuters haber ajansının 1 Ağustos tarihli haber gündemine baksın..

Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı olarak, 13 Ağustos 2012’de Türkiye’yi ziyaret ettiğinde ÖSO’ya ağır silahlar verilmesine karar verilmiş, Katar’ın bu amaçla satın aldığı silahlar, ÖSO’ya İskenderun üzerinden ulaştırılmıştı. İnanmayan 14 Ağustos tarihli DebkaFile haber ajansının haber gündemine bakabilir (İsrail istihbarfatının herkese açık haber ajansıdır bu).

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) meleklerden oluşmuyor. Recep Tayyip Erdoğan öyle istiyor diye, onun gördüğü gibi görecek değiliz. ÖSO teröre bulaşmış bir örgüttür. 15 Ocak 2013’te Halep’teki bir üniversite yurduna yapılan saldırıda tam 82 öğrenci ölmüştü. Saldırıyı ÖSO’nun yaptığını ileri sürenler, ÖSO’yu destekleyen ülkelerin ÖSO’yu destekleyen yayın organlarıydı. İnanmayan 16 Ocak 2013 tarihli The Economist dergisine baksın.

Yani Ahmet Hakan şahsında ABD’nin ÖSO’ya terörist dememesini, ÖSO’nun “terörist” olmamasına kanıt sayanlar, ABD’nin söylemlerini ölçü alırlarsa fena halde yanılırlar. Ahmet Hakan’a hatırlatırım, ABD Fethullah Gülen’e de “terörist” demiyor, ama CHP diyor. Ne yapacaksınız şimdi?