Aslan Cinotri atının üzerinde tıngır mıngır gidedururken, biz de geçen haftadan kaldığımız yerden yolumuza devam edelim…

Aslan Cinotri atının üzerinde tıngır mıngır gidedururken, biz de geçen haftadan kaldığımız yerden yolumuza devam edelim… “Bir öğrenci kuşağı, kurulu düzene yalnız sokaklarda değil, toplumsal kültürel ve siyasal alanda da karşı çıkabileceğini gösterdi… İnsanlar topluma öfke kusuyordu. Kendi yarattığı yoksulluğu, eşitsizliği, adaletsizliği görmezden gelen bu topluma… Parlamenter demokrasi, yetke, ırkçılık, yayılımcı savaşlar, halkın baskı altında tutulması, anaparanın egemenliği, ailenin kutsallığı, cinsellik, kentsoylu kültürü, bütün bunlara, bu kurulu düzene karşı çıkıldı…” 1964 Ağustos’unda ABD, Kuzey Vietnam’a saldırdı. Ormanları, tarlaları, fabrikaları napalm bombalarıyla yaktı. 1967 Nisanında ırkçılık ve savaş karşıtı tepkiler doruğa ulaştı. Yine bir öğrenci şöyle diyordu: “Beni en çok şaşırtan, böyle gelişmiş bir ülkenin süper modern Amerikan ordusunun Vietnam köylülerine saldırmasıydı. Nasıl bir şey? Kendi ülkende sömürülen bir azınlığın haklarını vermiyorsun ama senden ta uzaklarda başka bir ırk ve kültürden bir köylü toplumunu hiç nedensiz bombalıyorsun…” 

Oysaki nedensiz değildi. ABD, Güneydoğu Asya ile Pasifik’i kendi çıkarları için yaşamsal bir bölge olarak görüyordu…  Çiçek Çocukları yani Hippie’ler yeni bir yaşam kültürü, karşı kültür oluşturmaya başladı. 40’larda başlayan, Soğuk Savaş Dönemi’nde siyasetten uzak olan bu akım, 1967 yılına doğru, Amerika’da barış deviniminin ve Vietnam savaş karşıtlığının da parçası oldu. Bu dönemin gençleri “savaşma seviş” savsözünde kendini tanımlıyordu. 15 Kasım 1969’da Washington’da Vietnam savaşını protesto yürüyüşüne 250.000 kişi katıldı. Başta Amerika olmak üzere dünyanın dört bir yanında yığınsal tepkiler giderek artıyordu... 68 ayaklanma dönemine müzik de damgasını vurmuştur... Bu dönemde rock ve folk olarak iki ana başlık altında toplanan, kökleri insan hakları savaşımına dayanan protest müzik, siyasal bildirileri yüz binlere ulaştırmada etkili bir rol oynamış ve bu günlere de ulaşan bir müzik kültürü yaratmıştır… Janis Joplin, Bob Dylan, Beatles, Rolling Stones, Doors, The Who, Led Zeppelin, Deep Purple, Peet Seager, Joan Baez gibi müzisyenler özellikle şiddet ve ırkçılık karşıtlığı ile öne çıktı. 15 ağustos 1969’da yapılan, iki gece üç gün süren Woodstock Müzik Festivali’ne 500.000 kişi katıldı. Bu festival sevgi ve dayanışmanın, paylaşımın, ırkçılık ve savaş karşıtlığının yaşandığı en büyük etkinliklerden biriydi. Festivalin unutulmaz anlarından biri de Jimi Hendrix’in Amerika ulusal marşını gitarıyla savaş sesleri çıkararak çalması olmuştur…

1968 eylemleri kısa ve uzun erimde bir dizi gelişmelere yol açtı. Çevre bilincinin ortaya çıkmasına neden oldu. “Nükleer karşıtlığı” ve “silahların artışına karşı silahsızlanma” gibi konularda toplumsal bilinç ve kültür yaratıldı… Seçenekli yaşam biçimleri geliştirildi. Komün evler kuruldu. Okullarda artık biyoloji dersinde insan anatomisi öğretiliyordu. Daha önce nü resimler, sanatta çıplaklık suç sayılırken, bunlar sergilenmeye başlandı. Eski kültür paramparça oluyor, bireyin özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biri olan cinsellik tabusu yıkılıyordu. Eşcinsellik, eşcinsel evlilik, seks işçiliği, biseksüellerin ve lezbiyenlerin örgütlenme özgürlüğü; kadınların kürtaj olma, boşanma davası açma, seçme seçilme, kocalarının izni olmadan ehliyet alma ve seyahat etme kazanımları elde edildi. Eğitimde demokratik katılımcı yapı ve örgütlenme özgürlüğü gelişti. Savaşlara karşıtçılık yoğunlaştı. Üçüncü dünya ülkeleri ve ulusal bağımsızlık eylemleriyle dayanışma yerleşti…