Pandeminin müzik dünyasında açtığı yara derinleşiyor. Anadolu’da yaşayan müzisyenler de çaresiz. Mardin’den Mehmet Beşir Oğlaç, “Borçlarla her gün dibe batıyoruz” derken, Silvan’dan İbrahim Ekinci, bin liralık desteğin borçlarını kapatmaya bile yetmeyeceğini anlatıyor. Sevinç Eratalay ise örgütlü olmanın gerekliliğine vurgu yapıyor.

Anadolu ezgileri pandemide soldu

Işıl ÇALIŞKAN

Salgın, ülkenin dört bir yanından sanatçının mağduriyetine sebep oluyor. Var olan sorunların gün yüzüne çıktığı süreç, sanatın her alanında olduğu gibi müzik dünyası için de zorlu geçiyor. 10 aydır enstrümanını satanlar, ailesinin yanına dönenler, yazık ki yaşamına son verenler bile oldu. Bakanlığın açıkladığı bir kereye mahsus olan bin liralık destek ise yaralara merhem olamadı. İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerin yanı sıra Anadolu’da da birçok mağduriyet yaşanıyor. Zaten sınırlı imkânlarla müzik yapan müzisyenler aylardır hiçbir gelir elde edemiyor.

Borçlarla yaşadıklarını anlatan müzisyenler büyük bir belirsizliğin içinde. Tek umutları ise salgının bitmesi. Sözü kendilerine bırakalım…

anadolu-ezgileri-pandemide-soldu-831861-1.MÜZİSYENLİK BENİM MESLEĞİM!

Mardin’de yaşayan Mehmet Beşir Oğlaç, ortaokuldan beri piyano çaldığını söylüyor. Pandemiden önce kafelerde ve düğünlerde çalıştığını aktaran müzisyen, pandeminin kendisini büyük bir çaresizliğe sürüklediğini aktarıyor. Oğlaç, “Pandemiden önce hemen hemen her gün iş yapabiliyordum. İş oldukça onlar beni çağırıyordu” diyor. Altı aydır çalışamadığını ve hiçbir gelirinin olmadığını söyleyen müzisyen, “Evliyim, iki çocuğum var. Borçlarla yaşıyoruz. Her geçen gün dibe batıyoruz” diye anlatıyor. Oğlaç, “Bir kereye mahsus yapılan bin liralık yardım neye yetecek?” siteminde bulunuyor. Oğlaç, önümüzdeki süreçte ne yapacağını sorduğumuzda ise şu cevabı veriyor: “Başka bir meslekte çalışamam onu biliyorum. Müziğe yatkınım ve bu benim işim. Başka ne yapabilirim ki? Hem âşığıyım hem muhtacıyım. Kısıtlamanın bitmesini beklemekten başka çaremiz yok.”

anadolu-ezgileri-pandemide-soldu-831862-1.BORÇLARLA YAŞIYORUZ

Diyarbakır Silvan’da yaşayan müzisyen İbrahim Ekinci ise bağlama çalıyor. Pandemiden önce iki senedir çalıştığı düğün salonu kapanınca, 7 aydır hiçbir yerden gelir elde edemiyor. Bir çocuk babası olduğunu söyleyen Ekinci, “Çalıştığım zamandan topladığım tüm paraları harcadık. Şu anda oradan buradan aldığım borçlarla yaşıyoruz” diyor. Bugüne kadar hiçbir destekten faydalanamadıklarını söyleyen Ekinci, bir kerelik desteğin borçlarını kapatmaya bile yeterli olmayacağını anlatıyor. Altı senedir müzisyen olarak yaşamını sürdürdüğünü söyleyen Ekinci, “Ne yapacağımızı şaşırmış haldeyiz. Çaresizim. İşimi yapamıyorum” diyor.

AÇLIKLA MÜCADELEDEYİZ

İç Anadolu’da yaşayan müzisyen Sevinç Eratalay ise pandemi sürecinin müzik sanatını icra eden her kesim için zor geçtiğini aktarıyor. Tüm dünyada durumun böyle olduğunu hatırlatan Eratalay, “Ama bir farkla” diyor. Sanatın ülke kültürlerinin taşıyıcısı, hikâye anlatıcısı ve yara iyileştiricisi olduğunu dile getiren müzisyen, “Bu nedenle birçok ülkede devlet sanatçılarına her ay kira, yiyecek ve temel ihtiyaç yardımı yaptı, yapıyor... Bu bizim ülkemiz için ne yazık ki böyle olmadı. Meslek birlikleri bu durumu Kültür Bakanlığı’na iletti ki iletmesine bile gerek yokken destek verebilmeliydi bakanlık. Verilen destek çok yetersiz kaldı” diye konuşuyor.

anadolu-ezgileri-pandemide-soldu-831863-1.Yaşam desteği alan yabancı sanatçı dostlarıyla görüştüğünde ülkemizdeki sorunun ne kadar büyük olduğunu fark ettiğini belirtiyor. Eratalay, “Tek sıkıntıları, üretimleri. ‘Sokağa çıkma, insan görme, tek haber salgın hastalık… Ne üreteceğiz?’ diyorlar. Ne diyeyim, ‘Siz iyisiniz, biz de aç kalmamak için direniyoruz’ diyorum” şeklinde konuşuyor.

Anadolu’daki müzisyenlerin sorunlarına değinen Eratalay, “Burada çalışma alanları daha sınırlı. Barlar, kafeler her yerde kapalı ama şehirde çalıp söylenebilecek özel alanlar var. Anadolu’da öyle yerler yok. Düğün en büyük kazançları, şu an onlar da yok. Olan düğünlerde de kayıttan çaldılar. Erkenden bitsin, müzisyen masrafı olmasın diye…” şeklinde konuşuyor. Birçok tanıdığı müzisyenin dijital medya bilmediğini aktaran müzisyen, örgütlülüğün önemine vurgu yaparak sözlerini sonlandırıyor: “Birçoğunun sigortası yok. Sigorta, devlet kapsamında olan bir şeydir ve bu ülkenin her müzik üreten çalan söyleyen bu konuda yetkin olan insanı güvence altında olmalıdır. Sigortalı olmalıdır. Kısaca hakkını aramalı ve örgütlü olmalıdır.”