Müzisyen Fuat Saka, yeni albümü “Avaz” ile dinleyici karşısında. Albümünde Anadolu’nun çeşitli yörelerinden türküleri yorumlayan Saka, “’Avaz albümü Anadolu’da kısa bir seyahatin kendisi” diyor.

Anadolu’ya türkülerle seyahat

IŞIL ÇALIŞKAN

Kariyeri boyunca 30 albüme imza atan Fuat Saka, Karadeniz müziğinin önemli temsilcilerinden biri. Bu kez bir türkü albümü ile dinleyici karşısına çıkan Saka’nın albümü "Avaz" ismini taşıyor. Müzisyenin, ülkemiz dışında Almanya, Makedonya, Gürcistan ve Danimarka’dan sanatçıların katkı sunduğu albüm müzikseverlere türkülerle bir Anadolu turu vadediyor. Albümde "Kar Yağar Kar Üstüne" (Diyarbakır), "Uzun İnce Bir Yoldayım" (Sivas- Şarkışla), "Ela Gözlüm" (Erzurum), ve "Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık"(Sivas) türkülerinin de aralarında olduğu 14 türkü bulunuyor. Saka ile albümünü ve müzik serüvenini konuştuk.


► Yeni albümüz Avaz’ın hikâyesini nasıl anlatırsınız?
Pandemi döneminden önce dostum Ufuk Işıklar ile Beyoğlu’ndaki ofisinde buluştuk. Bu buluşmanın amacı müzik üzerine konuşmaktı. Sohbetin sonunda Anadolu’nun o güzel, samimi, dost ve sıcak türkülerini kaydetme kararı aldık. O dönemde benim bir Avrupa turnem vardı. Ocak başında turne sona erdi ve eşim Gülsen ile birlikte Türkiye’ye döndük. Ufuk’la kısa bir görüşmeden sonra yaşadığımız coğrafyaya “Knidos Krallığına” geri döndük. Ocak 2020’de de kayıtlara başladım.

Bir gün sabaha kadar çalışıp ertesi gün dinlendim derken pandemi başladı fakat çalışmalar aksamadı. Aksine güzellik yaratmak için daha bir asıldım ve aylarca sürdü bu çalışma. Ağustos sonu bitti; nihayetinde elinizdeki bu kayıtlar da. Tabii ki kayıtların bitmesi projenin bitmesi anlamına gelmiyordu. Birkaç ay sonra seçtiğimiz eserlere Mert Güncüer tarafından klipler çekildi. Türkülerin bir kısmına uzun süredir birlikte müzik yaptığımız Gürcü dostlarım Zurab Cagnidze, Zaza Miminoschwili, Orhan Şimşek, sevgili Makedon dostum Tunan Kurtisev Almanya’da stüdyolarında kendi bölümlerini kaydedip bana gönderdiler. Ben de miksleri Datça’daki kendi stüdyomda gerçekleştirdim.

MÜZİĞİN DİLİ TEKTİR

► Türküleri batılı enstrümanlarla buluşturuyorsunuz. Buna zıtlıklardan doğan uyum diyebilir miyiz?

Müziğin dili tektir. Enstrümanları bir araya getirdiğimizde onları yapmak istediğimiz müziğin içerisindeki yerine koymakla alakalı bir durum bu. Enstrümanlara vereceğimiz göreve bağlı uyum.

► Albüme faklı kültürlerden müzisyenler destek vermiş. Almanya, Makedonya, Gürcistan ve Danimarka’dan isimler. Bu kültür farklılığını nasıl anlatırsınız?
Bu, müzikte sevmek ve ilgi duymakla alakalı. Hangi kültürden olursa olsun eğer bu varsa o kültürleri birleştirip ortaya uyumlu, kulağa hoş gelen çalışmalar çıkarmak zor olmaz. İşte müziğin dili derken de bunu kastetmek istedim. Gayet tabii çeşitli kültürlerden gelen müzisyenlerle önce arkadaşlık, dostluk bağları oluşturmak önemli. Birbirini tanımak, işi daha da kolaylaştırır.


anadolu-ya-turkulerle-seyahat-842519-1.

KONU TÜRKÜLER OLUNCA HER KÖŞEYE BAKMALI

► Albümdeki türküleri seçerken ve onları yorumlarken hassasiyetleriniz nelerdi?

Anadolu, çok verimli toprakları olan bir coğrafya. Eğer konu türkülerse her köşesine yolculuk yapmak gerekir. Tabii ki bu köşeleri tek bir albümde toplamak imkânsız. Seçtiğim türkülerde bu hassasiyeti gözetmeye çalıştım. Yörelerden, sevdiğim ve benim stilime uygun parçalar toplamaya çalıştım. Çoğu herkesin bildiği türküler gayet tabii. Fakat önceliğim kendi stilime uygun olmalarıydı.

► Albümün hazırlık aşaması nasıldı?
Türkü albümü yapmaya karar verdikten sonra türkü seçmek gerekiyordu gayet tabii. Önce buradan başladım işe. Ve bu türkülerin geçmişten günümüze nasıl yorumlandığını araştırdım, dinledim. Sonra kayıtlar başladı doğal olarak…

► Farklı yörelerin türkülerini bu albümde buluşturarak pandemi döneminde şarkılarla da olsa Anadolu’da seyahat imkânı sunuyorsunuz. Bu anlamda müziğin gücünü nasıl anlatırsınız?
Müzik, insanları birleştiren, kaynaştıran, güldüren, ağlatan, harekete geçiren, yoldaşlık yapan gerektiğinde terapi yapan bir unsurdur. Ben pandemi döneminde günlerimi daha çok müzik yaparak geçiriyorum. Bana güç veriyor. “Avaz” albümü de Anadolu’da kısa bir seyahatin kendisi.

► Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz?
Ben ve eşim mümkün olduğunca kalabalığa karışmıyoruz. Küçük bir köyde bahçesi yetecek büyüklükteki bir evde müzik yaparak, sohbet ederek, bol bol gelecek planları yaparak ve günlük yürüyüşleri eksik etmeden geçiriyoruz günlerimizi.

***

MÜZİSYEN KARDELERİM, “DAYAN HA YIKILMA”

► Ne yazık ki müzisyenler çok zor zamanlar geçiriyor. Bu süreçte yaşamına son veren müzisyenlerin olması durumun vahametini ortaya koyuyor. Sizin gözlemleriniz nedir?
Evet, aynı şeyleri gözlemliyoruz. Acı ama gerçek. Müzisyen kardeşlerimin çok büyük bir kısmı maalesef büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya. Enstrümanını satmak zorunda kalanlar, intihar edenler, umutsuzluğa düşenler sistemin hiçbir surette ekonomik destek vermediği (geçmişte de böyleydi) pandemi dönemini nasıl atlatacaklarını düşünerek yaşamamanın ağırlığı altında perişan durumdalar. Sizin aracılığınızla onlara “Dayan Ha Yıkılma” demekten başka bir şey yapamamak bana acı veriyor.