MEB’e bağlı okulöncesi kurumlarına giden çocukların yaklaşık 7’de biri 4-6 yaş Kuran kurslarında. Eğitim Uzmanı Ali Taştan ve Rehberlik Öğretmeni Zehra Kulalı Gezici’ye göre çocukların geleceği tehlikede.

Anaokuluna giden çocukların 7'de biri Kuran kurslarında: Çocuklarımızın geleceği tehlikede

Meral DANYILDIZ

Antep’te 4-6 yaş grubundaki çocuklar için 20 yeni Kuran kursu inşa edilecek olması ülke genelindeki Kuran kurslarının son durumunu da akıllara getirdi. Pedagoglar tarafından sık sık çocukların gelişimine olumsuz yönde etkisinin olduğu gerekçesiyle eleştirilen 4-6 yaş Kuran kursları iktidar eliyle artırılmaya devam ediyor. Çocuklar ise kreşlere alternatif olduğu gerekçesiyle yine bu kurslara yönlendiriliyor.

1 milyon 218 bin 747 öğrenci MEB’e bağlı okullarda okulöncesinde öğrenim görürken, 200 bine yakın çocuk Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4-6 yaş Kuran kurslarına gitti.

2018-2019 eğitim öğretim yılında söz konusu 4-6 yaş kurslarında 84 bin 839 erkek çocuk, 85 bin 674 kız çocuk olmak üzere toplam 170 bin 513 çocuk Kuran kursu eğitimi aldı. MEB’e bağlı anaokulları veya anasınıflarında eğitim gören çocukların en az yedide biri kadarı da ilkokula başlamadan Diyanet’in kurslarına gitti. Konuyu BirGün’e değerlendiren Eğitim Uzmanı Ali Taştan ve Rehberlik Öğretmeni Zehra Kulalı Gezici bu kursların ülkenin geleceği açısından tehlikeli olduklarını vurguladı.

16 binden fazla 0-4 yaş gitti

Okulöncesi eğitim kurumlarının tamamının MEB’e bağlı olması gerektiğini kaydeden Eğitim Uzmanı Taştan, Diyanet İşleri’nin kurslarında pedagojik formasyonu olmayan kişilerin çalıştığını söyledi: “Diyanet de bunu itiraf ediyor. Formasyonu olmayan kişilerin okulöncesi düzeyde çocuklara eğitim vermesi gelişim açısından doğru değil. 2018 yaz kurslarına 16 binden fazla 0-4 yaş arasında bebek gitti.”

Taştan, şu ifadeleri kullandı: “Din eğitiminin yaş çağının en erken 11-12 olması gerekiyor. Okuma yazma öğretmeden daha bu kurumlarda Arapça öğretmeye kalkışılıyor. Sıbyan mektepleri ve benzeri özel kurum kuruluşların tamamı yasalara aykırı. Ancak kimsenin sesi çıkmıyor, MEB bunları denetlemiyor. Bunlar çocukların gelişimine uygun olan yerler değil. Bu kursları ülkenin geleceği açısından tehlikeli görüyorum” ifadelerini kullandı.

Rehberlik Öğretmeni Zehra Kulalı Gezici ise, yürütülen sürecin politik olduğunu dile getirdi. Alınan bu eğitimle çocuklarda yaşanan ciddi davranış değişiklikleri medyana geldiğini kaydeden Gezici, “Çocukların fiziksel gelişim özellikleri olduğu gibi ruhsal ve zihinsel gelişim özellikleri de var. Bu yaştaki çocukların gelişimsel ödevleri oyun oynamaktır. Çocukların gerçek dünyayla ilişkisini koparan, oyundan çalınan bir vakti, bilmedikleri kavramları yüklemeyi çocuk ihmali ve istismarı olarak değerlendiririz. Çocuk bir şeyi anlamlandıramadığında kendinden kaynaklandığını sanacaktır. Burada özgüveni, öğrenme becerisi ve merakını da törpüleyen bir süreç yaşanacaktır.”