Geçen çarşamba Anayasa Mahkemesi’ndeydik. CHP’nin 5947 sayılı “Tam Gün Yasası”nın iptali istemiyle açtığı davada TTB’nin görüşlerini sunmak için. Eriş, Feride ve Ziynet erkenden...

Geçen çarşamba Anayasa Mahkemesi’ndeydik. CHP’nin 5947 sayılı “Tam Gün Yasası”nın iptali istemiyle açtığı davada TTB’nin görüşlerini sunmak için.
Eriş, Feride ve Ziynet erkenden gitmişlerdi… Özdemir Abi’yle ben dokuzu çeyrek geçe ancak ulaşabildik.
AYM’nin binasına girerken zihnimde televizyonlardan kalan iki görüntü vardı.
Birincisinde… Bildiğimiz mahkeme düzeninde, zeminden bir hayli yüksekteki kürsüde…
İkincisinde… Bildiğimiz toplantı düzeninde, U şeklindeki bir masanın etrafında oturuyordu Mahkeme üyeleri.
Birinci görüntü biraz ürkütücüydü doğrusu. “Tam Gün Yasası”yla ilgili görüş açıklamaya gelmiş bir hekimler heyetinden çok… Yüce Divan’da yargılanmaya başlanmış bir sabık politikacılar heyeti görüntüsü yaratabilirdi.
Neyse ki korktuğum olmadı.
İşlerini titizlikle yaptıkları her hallerinden belli olan görevliler…  İkinci görüntüdeki salona aldılar.
Mahkeme Heyeti’nin oturduğu geniş U masanın ilerisinde, sağdaki masaya Özdemir Abi, Ziynet ve ben geçtik… Karşısındaki masaya da Eriş’le Feride oturdu.
•••
Eriş… Davanın doğrudan tarafı olmadığı halde TTB’yi davet ettikleri için teşekkür edip…
“Tam Gün Yasası”nın, sadece kamuda çalışan ve muayenehanesi olan hekimleri ilgilendirdiği izlenimi yaratıldığını…
Oysa durumun böyle olmadığını…
Muayenehanesi olsun olmasın bütün hekimleri, bütün sağlık çalışanlarını, bütün sağlık ortamını ilgilendirdiğini belirtti, başlarken.
Örnek olarak da…
Şu anda TTB Heyeti’nde bulunan dört üyenin yirmi beş ile otuz yıllık hekimler olduğuna ve hiç muayenehanecilik yapmadıklarına dikkat çekti.
Genel çerçeveyi çizdikten sonra da… Sözü, asıl sunumu yapacak olan Feride’ye devretti.
•••
AYM üyelerinin dosya içeriğinden ve raportörün daha önce hazırladığı raporundan… Davanın hukuki boyutu konusunda zaten bilgi ve görüş sahibi olduklarını, olacaklarını varsayarak…
“Sağlıkla İlgili Güncel Düzenlemeler ve 5947 Sayılı Yasa’nın Bu Düzenlemeler İçindeki Yeri” başlıklı…
Konuyu, esas olarak, hekimlik mesleği ve hekimlerin bakış açısıyla ele alan…
Yaklaşık altmış slaytlı bir sunum yaptı Feride.
Sağlıkta “Dönüşüm” Programı’nı… Dünya Bankası’nın “Sağlığa Yatırım Raporu” ile Genel Sağlık Sigortası’ndaki “Temel Teminat Paketi”ni… Sağlık hizmetlerinde getirilen, getirilecek olan kısıtlamaları…
Katkı paylarını… İlave ücretleri… Vatandaşın sağlık hizmeti almak için cepten yaptığı ödemelerin dört kat arttığını…
SGK sağlık harcamalarında tıp fakülteleri ve devlet hastanelerinin payı giderek azalırken… Özel hastanelerin payının iki kattan fazla arttığını…
Kamu-Özel Sektör Yatırım Ortaklığı’nı… Meclis’in gündemindeki Kamu Hastane Birlikleri Kanun Tasarısı’nı…
Sağlık özelleştirilirken…
Hekimlerin, sağlık çalışanlarının… Sözleşmeli, taşeron, güvencesiz çalışmaya… Performansa dayalı ücretlendirmeye zorlandıklarını…
Edirne’deki, beyin kanaması geçiren hekimin… Tedavi süresi uzadığı için aile hekimliği sözleşmesinin iptal edildiğini….
…..’daki, kanser teşhisi konulan hekimin… Ailesinin geçimini sağlayabilmek için rapor kullanmayıp çalışmaya devam ettiğini…
“Tam Gün Yasası”nın işte bu “Dönüşüm” Programı’nın bir bileşeni olduğunu… Hekim emeğini ucuzlatmayı, hekimleri güvencesiz çalışmaya zorlamayı amaçladığını…
Ve daha bir dolu şeyi anlattı, Feride.
•••
Sonra, Özdemir Abi… Yapılan her bir işlem başına, performansa göre ücret sisteminin… Sağlık hizmetlerinin, tıp eğitiminin doğasına niçin ve nasıl aykırı olduğunu örneklerle anlattı.
Konuşmasını bitirdiğinde bize ayrılan sürenin bitimine de beş dakika kalmıştı.
Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç… Bize ayrılan sürenin bir saat olduğunu… Ancak toplantıya beş dakika geç başladıklarını, eğer istersek bu süreyi de kullanabileceğimizi belirtip… Ziynet’le bana söz isteyip istemediğimiz sordu.
Başlangıçtaki iş bölümünde bana bir görev düşmemişti aslında. Gene de Genel Sağlık Sigortası, ilave ücret, katılım payları konusunda soru gelecek olursa katkım olur diyerek… Biraz da olayın cazibesine kapılarak gitmiştim AYM’ne.
Sürenin azlığını da dikkate alarak susma hakkımı kullanıp(!) teşekkür ettim.
Kalan on dakikada, Ziynet… Konuyla ilgili hukuki değerlendirmemizin altını çizdi, özenle.
Böylece… Bizim oturum… Saat on otuz beşte, tam zamanında yani, sona erdi.
Bizden sonra GATA Heyeti girdi aynı salona... Sağlık Bakanı’yla YÖK Heyeti de sıradaydı.
Normalde AYM’nin kararının ertesi gün açıklanması bekleniyordu ama… Ancak bir sonraki günün akşamında açıklandı.
Ve de “kıyamet” koptu.
Not: Daha yenilerde, “malûm yeni görevin getirdiği iş yoğunluğu”nu gerekçe gösterip haftada bire inmişti Memleket Tabipliği. Ama konunun güncelliğini gözeterek ve yazı işlerimizin hoşgörüsüyle yarın devam edelim, dilerseniz.