Anayasa, ‘orta sınıf hassasiyeti’ne takıldı
İbrahim VARLI
Şili’de diktatör Augusto Pinochet anayasasının yerini alacak yeni anayasanın reddedilmesi sonrası solcu lider Gabriel Boric, yeni bir kurucu meclis için girişimlere başladı. Boric, yeni anayasa yazımı için Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri ile muhalefet liderlerini başkanlık sarayına davet etti. Sol iktidarı ve ülkeyi yeni bir zorlu süreç beklerken ODTÜ Latin ve Kuzey Amerika Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aylin Topal, referandumu ve ilerici anayasanın reddedilmesinin nedenlerini değerlendirdi.
Şili’de anayasa referandumu süreci ve sonrasında yaşananların Latin Amerika’nın farklı ülkelerinde solun çıkmazlarını yeniden düşünmeyi gündeme getirdiğini kaydeden Doç. Dr. Topal, bu anlama çabasında üç kavrama dikkat çekiyor. Topal, bu kavramları şöyle açıklıyor: “Birincisi, mezokrasi. Latin Amerika’da liberal demokrasinin krizi tartışmalarına ilişkin ve özellikle de Şili toplumuna ilişkin kullanılan orta sınıfların yönetimi, iktidarı olarak tanımlayabileceğimiz bir kavram. İkinci kavram ise orta sınıflara dair kullanılan, çelişkili sınıf konumları. Çelişkili sınıf konumu özellikle orta sınıfların üretim araçlarının sahipliği ve diğer toplumsal sınıflarla ilişkilerinde çelişkili bir konumu olduğuna işaret ediyor. Bu çelişkiler nedeniyle farklı politik pozisyonlara yönelebileceklerini imliyor.”
Yaşananları anlamakta işimize yarayacak üçüncü kavramın ise “radikal demokrasi” olduğunu belirten Doç. Dr. Topal, bunun eşitlik ve katılımcılık taleplerinin liberal demokratik kurumların ve süreçlerinin izin verdiği kapsamı ve içeriği radikal biçimde genişletme talebi olan bir demokrasi anlayışı olduğunu ifade ediyor.
LİBERAL DEMOKRASİNİN KRİZİ AÇIKÇA İFŞA OLDU
Latin Amerika’nın liberal demokrasinin krizinin net bir biçimde ifşa olduğu bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Topal, “Neoliberal politikalarla birlikte liberal demokrasinin ne denli dışlayıcı bir sistem olduğu da güçlü bir şekilde belirdi. Bu süreçte güçlenen öğrenci hareketleri ve yerli hareketleri yeni politik öznelerin iktidarı ele geçirme ve karar alma süreçlerine aktif katılımını öne çıkardı” dedi.
Şili anayasasının radikal bir değişikliği getirme çabasında olduğunu vurgulayan Topal, “Bu süreçte demokrasi talepleri, kurumların işlemediği durumda sokakta güçlü bir çatışma biçimini aldı. Orta sınıflar da bu taleplere destek vermiş göründüler ama anlaşılıyor ki, yeni anayasa orta sınıfların hazır olduğundan daha hızlı ve kapsamlı bir değişimi gerçekleştirecekti. Orta sınıflar radikal demokrasi projesine verdiği desteğini şimdilik geri çekti. Anlaşılan o ki, Pinochet anayasasının yerini alacak yeni anayasa önerisindeki cinsiyetlere, cinsel kimliklere, tercihlere verilecek özgürlük ve eşitlik, yerli halklara verilecek eşitlik ve iktidar, orta sınıfların Katolik muhafazakâr hassasiyetlerini rahatsız etti. Ama mezokrasi ve radikal demokrasi çatışmaları bitmeyecek. Gelecek uzun sürer" ifadelerini kullandı.