Türkiye, sadece 90’lı yılların karanlığını değil, 12 Eylül darbesi kadar ağır ve 70’lerin çatışmalı ortamı gibi tehlikeli, çok katmanlı bir süreci yaşıyor. Öte yandan geçim derdinin ötesine geçen yurttaş açlıkla boğuşuyor. Toplumsal yozlaşma görülmemiş notada. Bir baba, kızını istismar ediyor.

Ebedi karanlık mı son düzlükte kurtuluş mu?

Ülke cehennem çukuruna hiç olmadığı kadar yakın. Gelişmeler geri dönülmez son noktayı işaret ediyor. Tükiye, dünyadan kopup kendi karanlığına mı çekilecek, yoksa son düzlükte rahat bir nefes mi alacak? AKP-MHP ittifakı Türkiye ile adeta alay ederek, son hamlelerini yaparken, bu cevabı karşısına konumlanmış siyaset ve kamuoyu belirleyecek.

Eylem planı işliyor!

İnsan Hakları Eylem Planı’nın gündeme sunulmasının hemen ardından görkemli bir açılış yapılmıştı! Paketin ortaya çıktığı gün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP ile ilgili inceleme başlattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne dokunulmazlıkların kaldırılması için 33 fezleke gönderildi.

Geçen kısacık sürede neler oldu?

Planın ortaya çıktığı 2 Mart’tan bu yana geçen sürede, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı kaldırıldı, Yargıtay bir adım daha attı ve HDP’nin kapatılması için 609 sayfalık iddianame hazırladı. 687 isme siyaset yasağı istedi.

Son olarak, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan gözaltına alındı. Perşembenin gelişi çarşambadan belli. Bunlar, AKP ve MHP dışında hiçbir partinin muhalefet yapamaması ya da ‘istendiği kadar yapabilmesi’ hamlesine yönelik adımlar.

Burada siyaset yapmak yasak!

Cumhur İttifakı Koalisyonu bu adımlarını, ‘siyasi partiler ve seçim kanunlarıyla’ güçlendirmek ve karşısındakinin kazanmasını imkansız hale getirmek istiyor. Meclis’in İç Tüzüğü’ne yönelik değişiklik fikri ise, muhalefeti sadece kağıt üzerinde bırakacak nitelikte.

Yeni eşik

İHD’li Türkdoğan’ın gözaltına alınması, ‘ittifakın’ yeni yol haritasına da işaret. Demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının, baroların kapatılması ve dizayn edilmesinin eşiğindeyiz. Muhalif siyasete meyletmeyen, sesi tamamen kısılmış bir toplum yaratma hedefi yürürlükte. Yeni gözdağı, baskı, gözaltılar şaşırtıcı olmaz.

AKP gündemlerine hapsolup, ‘çatlak olur mu?’ diye beklemek

Türkiye, uzun dönem önce üzerine çöken ve giderek ağırlaşan karabasanın altından günlük tartışma, hayalperestlik ve sabun köpüğü gündemlerle kalkabilecek durumu çoktan geride bıraktı. “Erdoğan’a tüm bunları Bahçeli yaptırıyor” tarzındaki iyimser tutumlar ya da ‘Andımız’ gibi tartışmalar ülkenin uzatmalarını da heba ediyor.

Ne yapalım?

“Dolmabahçe mutabakatında AKP de yer aldı” sözlerinin veya “cemaat ile ittifak videolarının” karşılığı da yok. Mevzu birinde “ama çukur kazdılar” diğerinde ise “17-25 Aralık milattır” bakış açısıyla kapatılıyor. “Ne yapalım?” sorusunun cevabı ise, 13 Haziran 2013’teki fotoğraf karesinde.

Gezi Parkı Direnişi’ne ait bir karede, elinde Türk bayrağı olan genç bir kadını, Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) flamasını tutan erkek polis şiddetinden kaçırıyor. Yine aynı karede başka bir kişi şiddete bozkurt işareti ile karşı çıkıyor. Aynı kitle bugün de yerinde duruyor. Hatta daha çok büyüdü. MHP’lilerin önemli bir kısmı İYİ Parti’ye geçti.

Perşembenin gelişi çarşambadan belli olacak

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşan AKP il kongresi ile ilgili olarak, “2023'e Cumhur İttifakı olarak çok güçlü bir şekilde hazırlanıyoruz” ifadelerini kullandı: “Çarşamba günü yapacağım konuşma adeta 2023’ün manifestosu olacak. Türkiye’nin, insan haklarıyla ilgili yaptığım reform paketi, gerekse ekonomi paketini kapsayacak.”

Son tren

“Ne yapalım?” sorusu… Erdoğan diyor ki… “İnsan haklarıyla ilgili yaptığım reform paketi…” Şahsımın paketinden de, hastalık saçan lebaleb AKP kongrelerinden de, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hoyratlığından da ‘o fotoğrafa’ sığınırım! Mesele, kamuoyuna tam da şimdi o fotoğrafın arkasında durabilme özgüveni aşılamak. Gerisi kaçırılan son tren!