Ankara’da 1 Mayıs açıklamasına polis müdahale etti. SOL Parti, “Dağılma sırasında, sivil bir polis ‘amirim karıştırayım mı’ dedikten sonra; onlarca sivil polis Parti kortejimizin içine girerek küfürlerle saldırmaya başladı. Sivil polislerin provokasyonunun ardından çevik kuvvet gaz, plastik mermiyle Parti üyelerimizi doğrudan hedef aldı” açıklaması yaptı. Müdahale sırasında yaralananlar oldu.

Ankara’da 1 Mayıs açıklamasına müdahale: ‘Polis, hakaretlerle provokasyon yaratıp saldırdı!’

Ankara’da yapılmak istenen 1 Mayıs İşçi Bayramı açıklamasına polis müdahale etti. SOL Parti, polisin kitlenin içine girerek hakaretlerle provokasyon yarattığını ve daha sonra müdahale ettiğini açıkladı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İç Anadolu Bölge Temsilciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ankara İl Koordinasyonu, Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (ASMMO)ile Ankara Tabip Odası’nın (ATO) çağrısıyla Sakarya Caddesi’nde “Umut Yan Yana” sloganıyla yapılmak istenen 1 Mayıs İşçi Bayramı açıklaması polis engeli nedeniyle KESK önünde gerçekleştirdi.

Basın açıklamasının hemen ardından bir polisin, “Uzaklaşın hadi lan” demesinin üzerine tartışma ve arbede çıktı. Polis biber gazıyla meslek örgütü temsilcilerine müdahale etti ve gözaltına aldı.

SOL Parti, yaptığı ilk açıklamada, “Ankara'da 1 Mayıs açıklaması sonrasında polis SOL Parti'ye saldırdı. Pek çok arkadaşımız yaralandı” dedi.

Olayın hemen ardından açıklama yayımlayan SOL Parti, polisin kendilerine karşı hakaretle provokasyona giriştiğini bildirdi.

SOL Parti, açıklamasında şunları kaydetti:

‘DEŞİFRE EDECEĞİZ’

“1 MAYIS Açıklaması Sonrasında Polis Provokasyon Yaparak SOL Parti’ye Saldırdı

Bugün Ankara’da, 1 Mayıs açıklaması polis ablukasında yapılabildi. Açıklamanın tamamlanmasının ardından polis SOL Parti’ye karşı bir provokasyon gerçekleştirildi.

Dağılma sırasında, sivil bir polis ‘amirim karıştırayım mı’ dedikten sonra; onlarca sivil polis Parti kortejimizin içine girerek küfürlerle saldırmaya başladı. Sivil polislerin provokasyonunun ardından çevik kuvvet gaz, plastik mermiyle Parti üyelerimizi doğrudan hedef aldı.

Parti binamıza kadar onlarca sivil polisin saldırısı defalarca kez devam etti. Saldırısı sonucunda pek çok arkadaşımız yaralanırken, 2 Parti üyemiz başlarına vurulan telsiz darbeleri nedeniyle hastaneye kaldırıldı.

Partimize yönelik bu özel provakasyon ve saldırıyı kınıyoruz. Bu provokasyonu yapan sivil polisleri görüntülerle deşifre edeceğiz.

SOL Parti’ye saldıranlar bilsin ki bu karanlık düzeninize, zorbalığınıza, baskılarınıza asla teslim olmayacağız! Faşizmi Yeneceğiz!

Tüm halkımızı 1 Mayıs’ta bulundukları her yeri 1 Mayıs meydanına çevirerek, faşizme ve gericiliğe hak ettiği cevabı vermeye çağırıyoruz.”

Polisin engellemesinin ardından meslek örgütü temsilcileri, “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok”, “Yaşasın 1 Mayıs” sloganları ve alkışlar eşliğinde Selanik Caddesi’nde bulunan KESK Genel Merkezi önüne gitti.

'GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜYORUZ’

Meslek örgütleri adına ortak açıklamayı okuyan 1 Mayıs Tertip Komitesi’nden Hüseyin Köklü, “Pandemi bazı günler öncesinde hayatımızı çok olumsuz etkiliyor. Sokağın birinde pandemi var diğerinde yok. Basın açıklaması yapma isteğimiz engelleniyor” dedi.

Yasaklara ve baskılara rağmen umudu çoğalttıklarını ifade eden Köklü, “Covid-19 salgınıyla mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sermayenin çıkarları için akıl bilim ve milyonların sağlığı yok sayılıyor. Bugün tam kapanma diye sundukları önlem paketinde de işçi sınıfının ve halkın sağlığını, gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalışıyorlar. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz yokuz. Çalışanlar hastalanmaya çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor. Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Yeterli aşı tedarik edilmiyor. Göz göre göre tükeniyoruz, ölüyoruz. Böyle salgınla mücadele olmaz diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz” diye konuştu.

Pandemi döneminde işsizliğin rekorlar kırarak arttığını, milyonlarca çalışan ve ailenin günde 50 liraya yaşamaya çalıştığını söyleyen Köklü sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halk yaşam mücadelesi verirken şirketler karlarını arttırıyor. Bir yanda açlık ve yoksulluk diğer yanda servetler büyüyor.

İşimiz aşımız ve sağlığımız için söyleyecek çok şeyimiz var. Taleplerimiz ve öfkemiz var. Sağlıklı, insanca ve güvenceli yaşama hakkımız için yan yanayız. Herkese aşı gelir desteği sağlansın. Acil ve zorunlu işler dışında çalışma durdurulsun. Hastalanan emekçiler için Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı sayılsın. Kod-29 ve ücretsiz izin son bulsun. Doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, silahlanmaya ve sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere bütçe harcansın. Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki engeller kaldırılsın. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulansın.”