KESK’e bağlı Tüm Bel Sen tarafından düzenlenen “Yerel Yönetimler ve Demokrasi” sempozyumunda yaklaşan yerel seçimleri tartışıldı. Sempozyumda, halkın katıldığı ön seçimlerle belirlenmiş adaylarla yerel seçimlere girilmesi gerektiği belirtildi

Ankara'da yerel seçimler tartışıldı: 'Halkın katıldığı ön seçim dikkate alınmalı'

BirGün / Ankara

KESK’e bağlı Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel Sen) CHP, HDP, EMEP ve ÖDP temsilcilerinin katılımı ile “Yerel Yönetimler ve Demokrasi” sempozyumu düzenledi. Sempozyumda, siyasal partilerin yerel yönetimlere yaklaşımını ele alındı. Yerel seçimlerde seçime gireceklerini yereldeki güçler tarafından değil de merkezden belirlenmesi eleştirildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, yerel yönetimlerde aday belirleme süreçlerine değinerek şunları söyledi:

“Yerel yönetim seçimlerinde merkez yönetimi devreye giriyor. Yerel dinamiklerinin talepleri değil de kanaat önderlerinin ortaya çıkardığı belediye başkan adayı, belediye meclisi belirlemesi yöntemi ile yereli temsil eden bir belediye başkanı profili çıkarması zor.”

KAYYUM TEHDİDİ

HDP Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsökmenler ise yerel seçimlere ilişkin ilk hedefin AKP, MHP faşist kliğine karşı halkın farklı kesimleriyle bir direniş cephesi kurmak olduğunun altını çizdi. Özsökmenler, “Belediyelerin yüzde 60’ı kayyumlar tarafından yönetiliyor. Ancak bütün bunlara karşı halkın iradesi ve meşru yönetimi kurması diye bir şey var” dedi.

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan da kayyum tehdidine vurgu yaparak, “Kayyım sadece HDP için değil, CHP açısından da bir tehdit. Bizim isteğimiz tüm yönetim organların halk tarafından seçilmesidir. Seçilmişlerin görevden alınabilir olması, belediyelerin her yönüyle halk tarafından denetlenebilir olmasını savunuyoruz” diye konuştu.

HALKIN KATILDIĞI ÖN SEÇİM DİKKATE ALINMALI

ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen ise, Türkiye’de siyasal islamcı faşizme karşı politik alternatifin ortaya konulmasının önemine vurgu yaparak şöyle konuştu:

“Temsili burjuva demokrasisinin bütün mekanizmalarının kırıldı. Türkiye’nin siyasi geleceğini seçimlerin belirlemiyor, biçimsel demokrasi alanı da kapatıldı. İktidarda olduğu kadar muhalefette de temsil krizi bulunuyor. Krizle birlikte derinleşen toplumsal bunalım karşında, solun bağımsız bir alternatif olarak gelişmesini temel alan bir politikaya ihtiyaç var. Yerel seçimler bu anlamda bir mücadele platformu olarak görülmeli. Topluma çözüm olarak sağın versiyonlarını sunarak başarmak mümkün değil. Biz muhtarlık, belediyeler, yerel meclislere dayanan halkın katıldığı ön seçimlerle belirlenmiş adaylarla yerel seçimleri göğüslemeyi savunuyoruz.”