Ankara ile AB ülkeleri arasında IŞİD krizi devam ederken Rusya’nın da olduğu aktörler topu birbirine atma arayışında. Avrupa kendi IŞİD’cilerini almaya yanaşmazken, Rusya da cihatçıları Türkiye’nin sırtına yükleme eğiliminde. Avrupa’nın IŞİD tedirginliği Ankara için pazarlık aracı oldu

Ankara’nın IŞİD sınavı

SELİN ASKER

Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği alanları kaybeden, askeri olarak yenilen, son olarak da liderleri Bağdadi’yi kaybeden IŞİD’e bağlı cihatçıların ne olacağına dair belirsizlik Ankara ile AB arasında restleşmeye yol açarken, kriz devam ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yakalanan IŞİD’cilerle ilgili “Vatandaşlıktan çıkarılsalar bile DEAŞ’lıları ülkelerine göndereceğiz. Kimsenin DEAŞ mensubunun oteli değiliz” açıklaması Avrupa Birliği ülkelerinde tepkiyle karşılanırken, AB ülkeleri kendi vatandaşı cihatçıları almak istemiyor. Macaristan ziyareti öncesinde “Elimizde 1129 IŞİD’ci var” diyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da cihatçıların geri gönderileceği sinyalini verdi.


Kriz sürerken diğer taraftan da neredeyse her gün hiç olmadığı kadar IŞİD operasyonları yapılmaya başlandı. Son olarak dün Ankara’da yabancı uyruklu 17 kişi IŞİD suçlamasıyla gözaltına alındı. Kilis’te de Fas uyruklu Belçika vatandaşı olduğu anlaşılan ve Interpol tarafından aranan bir kişi de IŞİD suçlamasıyla gözaltına alınarak tutuklandı.

TÜRKİYE’DE BULUNAN KAÇ IŞİD’Cİ VAR?

Türkiye’de saklanan, yakalanan, tutuklanan, yerleşik hayata geçen, vatandaşlıktan çıkarılıp sığınmacı olarak ülke sınırlarında varlığını sürdüren binlerce IŞİD’ci ve ailelerinin olduğu tahmin ediliyor.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı sırasında Suriye’deki kamplardan 750 IŞİD’ci tutuklunun kaçtığı açıklandı. AKP hükümeti operasyon sürecinde YPG güçlerini IŞİD’cileri serbest bırakmakla suçladı. Erdoğan harekat günlerinde yaptığı konuşmada kaçan IŞİD’cilerin yaklaşık 500’ünün yabancı uyruklu olduğunu söyledi. YPG’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplarında da yaklaşık 12 bin IŞİD militanının bulunduğu öne sürülmüştü.


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise operasyon sonrası yakalanan 287 IŞİD’ci olduğunu açıkladı. Altun, Suriye’deki operasyondan bağımsız olarak Türkiye’nin elinde 813 IŞİD’ci daha bulunduğunu söyledi. Böylece yüzlerce IŞİD’cinin Türkiye’de yargılama konusu olduğu gözler önüne serilirken söz konusu militanların ailelerinin nerelerde barındığı ise henüz açıklığa kavuşmadı.


Öte yandan, Türkiye’de bulunan IŞİD’ciler arasında 20 Almanya vatandaşı IŞİD’cinin yer aldığı açıklanmıştı. Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin elindeki 20 Alman IŞİD’cinin yanı sıra Suriye ve Irak’taki kamplarda da 80’i aşkın Alman vatandaşı IŞİD’ci bulunuyor. Ancak bu IŞİD’cilerle ilgili de belirsizlik henüz aşılabilmiş değil.

AVRUPA’DAN 5 BİN KİŞİ IŞİD’E KATILDI

Brüksel merkezli Egmont Enstitüsü yayımladığı bir çalışmada hangi Avrupa ülkesinin ne kadar IŞİD üyesi vatandaşı bulunduğunu içeren bir araştırmaya yer vermişti. Buna göre, Avrupa’dan 2011 yılından beri 5 bin 300 civarında kişi, IŞİD saflarına katılmak için Suriye ve Irak bölgesine seyahat etti. Bu kişilerin yaklaşık üçte birinin Avrupa’ya geri döndüğü, üçte birinin ise öldüğü tahmin ediliyor.

Yayımlanan raporda bu kişilerin nerelerde olduğuna dair YPG’nin himayesindeki geçici hapishaneler ve ailelerinin de kamplarda olduğuna işaret edildi. Çok küçük bir kısmının Irak’taki hapishanelerde bulunduğu, bazılarının da İdlib bölgesinde Heyet Tahrir el-Şam gibi cihatçı grupların saflarında yer almaya devam ettiğinin tahmin edildiği aktarıldı.

Rapora göre, Suriye’deki Avrupa kökenli cihatçı sayısının en az 430 olduğu, bu kişilere ait toplam 700 civarında çocuk bulunduğu belirtildi. Avrupalı tutukluların ülkelere göre dağılımı, Fransa’dan 130, Almanya’dan 124, Belçika’dan 57, İsveç’ten 45 olarak açıklandı.

AVRUPA NE YAPACAĞINI TARTIŞIYOR

Avrupa ülkeleri IŞİD’e katılmış vatandaşları ile ilgili izleyecekleri yol ve yöntem üzerine aylardır kamuoyunda tartışmalar yürütüyor. Avrupa ülkeleri, Suriye ve Irak’taki hapishanelerde bulunan vatandaşlarını geri almamak için üçüncü ülkede yargılama, uluslararası mahkeme kurma ya da özel yargı mekanizmaları oluşturma gibi bir dizi yola başvurmak istedi. Ancak bunların arasında “geri getirme” seçeneği bulunmuyor.

Suçun farklı bir coğrafyada işlenmiş olması nedeniyle IŞİD’e katılmış vatandaşlarının yargılama sürecinde delil yetersizliğinden serbest kalmalarından ve iç güvenlik tehdidi oluşturmalarından endişelenildiği tahmin ediliyor.

Avrupa ülkelerinin IŞİD’cilere dönük tartışmalarda bir sonraki adımı da kimi vatandaşlıktan çıkarma kararları oldu. Son olarak 2013 yılında IŞİD’e katılmış iki Hollandalı kadın geçen hafta yardım istemek için Ankara’daki Hollanda Büyükelçiliği’ne başvurmuş, Hollanda’nın Fas vatandaşlığına da sahip olan iki kadını vatandaşlıktan çıkartma işlemlerini başlattığı ortaya çıkmıştı.

Avrupa Parlamentosu’nun yaptığı bir incelemeye göre Batı Avrupa ülkeleri vatandaşı olan yaklaşık dört bin kişi IŞİD’e katılmış, yaklaşık üçte biri aradan geçen zamanda yeniden ülkelerine dönmüştü.

RUSYA DA ENDİŞELİ! PUTİN İSTİHBARATI ARTIRIYOR

IŞİD başta olmak üzere radikal İslamcı cihatçıları yakından takip eden ülkelerin başında gelen Rusya da sorunu Türkiye’nin üzerine yükleme eğiliminde. İdlib başta olmak üzere bölgede Kafkasya ve Orta Asya’dan gelen yaklaşık 5 bin cihatçının bulunduğu varsayılıyor. Kafkasya’dan gelen Rus vatandaşı cihatçıların kendi özel örgütleri dahi var. Suriye sürecinde etkili bir aktör olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili açıklamalarda bulunurken bölgedeki IŞİD’cilerle ilgili “istihbarat” faaliyetlerini artıracaklarını söyledi. Putin, “IŞİD’ciler kaçarlarsa nasıl ve nereye yönelecekler, Türkiye topraklarından mı yoksa Suriye’de kimsenin denetiminde olmayan yerlerden mi geçecekler ya da Irak yahut başka ülkelerin topraklarından mı geçip yollarına ilerleyecekler? Bunların hepsini anlamamız, bilmemiz ve istihbarat servislerimizin kaynaklarını ortaya koymamız gerekiyor” ifadelerine yer vermişti.

IŞİD’CiLER TÜRKİYE’DE NASIL YARGILANACAK?

Türkiye’nin IŞİD’le mücadelesi hala soru işaretlerini korurken yüzlerce kişiye dönük nasıl bir yargılama yapılacağı, benzer suçlamalar mı yöneltileceği, IŞİD’in işlediği suçlarla ilgili açılan davaları etkileyip etkilemeyeceği henüz yanıtı verilmeyen sorular. Ancak IŞİD’cileri yargılama konusunda AKP’nin açık ara geri kaldığı biliniyor. IŞİD davalarında kamu yetkililerinin neden yargılanmadığı ve Türkiye’de gözaltına alınan IŞİD’cilerin sınırdan nasıl giriş çıkış yaptığı hala yanıtlanması gereken sorular.


IŞİD’in 2013’ten 2016’ya kadar Türkiye’nin pek çok ilinde örgütlendiği biliniyor. Hatay, Adıyaman, Antep, Kilis ve Urfa’da kendine taban bulan IŞİD, İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi büyük şehirlerde de yapılanmalara sahip oldu.

Suruç Katliamı, Ankara Gar Katliamı, Atatürk Havalimanı, Diyarbakır HDP mitingi saldırısı gibi örneklerin IŞİD’in tüm bu örgütlenme faaliyetleri arasında göz göre göre gelen katliamları olduğu biliniyor. Katliam sonrası açık faaliyetleriyle dikkat çeken birçok IŞİD’cinin yakalanmayıp daha sonra Suriye’de ortaya çıktığı kimi örnekler de hala hafızalarda yerini koruyor.

‘YARGILANMAYAN’ IŞİD’Ci ÖRNEĞİ

CHP Milletvekili Ali Şeker, Ankara Gar Katliamı başta olmak üzere, birçok saldırının faili olan IŞİD’ci İlhami Balı’nın “27-29 Mart 2019 tarihi öncesinde istihbarat yetkilileri ile iletişim halinde olduğu” iddialarını Süleyman Soylu’ya sordu. Şeker, Balı’yla ilgili şu soruları yöneltti: “İçişleri Bakanlığı’nın aranan teröristler listesinde en tehlikeli teröristler için belirlediği kırmızı listede yer alan İlhami Balı’nın 27-29 Mart 2016 tarihleri arasında Ankara’da lüks bir otelde konaklatıldığı iddiası doğru mudur? Kırmızı listede yer alan İlhami Balı’nın Ankara’da konaklatıldığı süreçte üst düzey MİT yetkilileri ile görüştüğü iddiaları doğru mudur? İlhami Balı 27-29 Mart 2019 tarihi öncesinde de istihbarat yetkilileri ile iletişim halinde miydi?”

***

1 yıl önce tutuklandı şimdi açıklandı

IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi’nin İdlib yakınlarındaki bir köyde öldürülmesinin ardından ABD ve operasyona destek sunan aktörler kendilerine pay çıkarırken, Ankara bu duruma tepki gösterdi. Erdoğan önceki gün yaptığı konuşmada ABD’nin Bağdadi’nin öldürülmesine gönderme yaparak “Bununla biliyorsunuz çok ciddi kendilerine göre bir iletişim kampanyası başlattılar. Biz de hanımını yakaladık ama bakın biz bir yaygara yapmadık. Bakın ilk defa şimdi bugün açıklıyorum” dedi. Erdoğan’ın açıklamaları sonrası Bağdadi’nin ilk eşi olan Esma Feysi Muhammed el Kubeysi’nin kızıyla birlikte 2018 Haziran’da Hatay’da yakalandığı ortaya çıktı.

***

Şimdi de ‘cazibeli kâfirler’ pazarı

IŞİD’in Türkiye’de nasıl yargılanacağı tartışmaları sürerken IŞİD’cilerin Antep ve Ankara’da “Cazibeli kafirler” pazarı kurduğu iddiasının ortaya atılması da durumun vehametini artırdı. CHP milletvekili Sera Kadıgil IŞİD’in Türkiye’de kurduğu iddia edilen “cazibeli kafirler” pazarlarının araştırılması gerektiğini söyledi. Kadıgil, IŞİD’in Gaziantep ve Ankara’da kadın ve çocukları alıkoyduğu ve insan ticaretine maruz bıraktığı yönünde iddialar olduğunu dile getirdi. Kadıgil, “En iyi ihtimalle 6 yaşından 70 yaşına kadar, 5 bin ile 7 bin arasında kız çocuğunun ve kadının IŞİD tarafından alıkonduğunu biliyoruz ve en iyi ihtimalle diyoruz buna. IŞİD tarafından bugüne kadar Ezidiler, Türkmenler, Süryaniler, Araplar, binlerce kadın ve çocuk, ‘Cazibeli kafirler’ pazarlarında satıldı” dedi. Kadıgil şöyle devam etti: “Bu kadınların, çocukların kaçı Türkiye’de, kaçı şu anda biz burada bu görüşmeleri yaparken tecavüze uğruyor, kaçı öldürülüyor, kaçı kendini öldürmenin yollarını arıyor, biz bunu bilmiyoruz. Bunları araştırmak, bunun peşine düşmek, yabancı basın mensuplarının işi değil, bizim işimiz. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak ‘IŞİD bir terör örgütüdür’ diyorsak ve bununla mücadele ettiğimizi söylüyorsak kendimizi inandırıcı kılmak için bu olan biteni araştırmak ve IŞİD’cilere hak ettikleri cezayı vermek zorundayız.”

cukurda-defineci-avi-540867-1.