Kuzey Kıbrıs muhalefeti, ‘müjde’ açıklayacağını duyuran Erdoğan’ın yarın gerçekleşecek ziyareti öncesi protestoya hazırlanıyor. Siyaset Bilimci Yonca Özdemir, Saray yönetiminin adaya ilişkin siyasetinin Kıbrıs meselesini çözemeyeceğine vurgu yapıyor.

Ankara siyaseti çözüm getirmez

Yiğit ARICA

Müjde açıklayacağını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarın gerçekleşecek Kuzey Kıbrıs ziyareti öncesi ada siyasetinin gündemi hareketli. Muhalefet partileri Kıbrıs Harekâtı’nın 47’nci yıldönümü törenleri için Lefkoşa’ya gidecek olan Erdoğan’ın katılacağı Meclis oturumunu boykot etme kararı aldı. 50 sandalyeli Kuzey Kıbrıs Cumhuriyet Meclisi'nde ana muhalefetteki 12 milletvekiline sahip Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile 3 vekile sahip Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Erdoğan'ın konuşma yapacağı oturuma katılmayacaklarını duyurdu.

Eski Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da Kıbrıs Postası'na yaptığı açıklamada, kararı doğru bulduğunu belirtti. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası da iki partiyi kutlayan bir açıklama yaptı. CTP Parti Meclisi'nin açıklamasında, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki mevcut ilişki biçiminin "doğru zeminden kaydığı ve sürdürülebilir olmadığı" görüşü dile getirildi.

MÜJDE, MARAŞ’IN AÇILMASINA İLİŞKİN

Konuya ilişkin görüşlerini BirGün’e aktaran ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yonca Özdemir Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs siyasetini değerlendirdi.

Erdoğan’ın vereceği ‘müjde’nin Maraş sahil şeridinin açılımı ile ilgili olacağını düşündüğünü belirten Özdemir, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde bulunan insanların söylediklerine göre Maraş’ta bulunan yerlerin sahiplerinin mallarını alabilmeleri için 6 aylık bir başvuru süreci tanımışlar. Eğer başvuruları yapmazlar ise haklarını kaybedecekler, biz burayı artık açıyoruz gibi bir müjdeden bahsediliyor” dedi.

Muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemeyeceklerini hatırlatan Özdemir, “Ekim seçimlerinden beri Türkiye’nin seçimlere müdahalesi ve Kıbrıs görüşmeleri konusundaki iki ayrı devletli çözüme dair yapılan beyanlara tepki gösteriliyor. Konuşmaya katılmayacak olan partiler ‘Birleşik Kıbrıs Federal Çözüm’e inanan ve destekleyen partiler. Şu anki Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye’nin desteğiyle iki devletli çözümü desteklemesine karşı bir verilen bir tepki mevcut. Türkiye’nin hem iki ayrı devlet söylemini desteklerken özellikle son zamanlarda Kuzey Kıbrıs’ın egemenliğine yoğun bir şekilde saldırması bu tepkilerin nedeni olarak gösterilebilir” diye konuştu.

ankara-siyaseti-cozum-getirmez-900686-1.
Doç. Dr.Yonca Özdemir
(ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Öğretim Üyesi)

KUZEY KIBRIS’IN ELİNİ ZAYIFLATIYOR

Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçildiğinde Erdoğan’ın Kıbrıs’a gitmediğinin altını çizen Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Ersin Tatar seçtirildiğinden beri sürekli Tatar Türkiye’de. Aynı zamanda Tatar’ın yaptığı her açıklama Türkiye tarafından destekleniyor. 20 Temmuz’da Erdoğan’ın buraya gelmesi bile ona destek. Ancak artık Ersin Tatar Kıbrıslı Türklerin mi iradesini temsil ediyor, yoksa Türkiye’nin iradesini mi temsil ediyor? Bu durum oldukça karışmış durumda. Aslında Kıbrıslılar ‘Bizler varız, bizler bir özneyiz, bizi görmezden gelemezsiniz’ demeye çalışıyorlar. Salı günü olan konuşmaya katılmama eylemi bu durumların yansıması diyebilirim. Uluslararası bağlamda Kıbrıs’ta iki ayrı bağımsız devlet tezini kabul ettiremezsiniz. Bu düşünce hem uluslararası anlaşmalara aykırı, hem de BM’nin asla kabul etmeyeceği bir düşünce. Kıbrıs sorunu iyice çözümsüzlüğe sürükleniyor. Türkiye’nin son zamanda yaptıkları Kıbrıslı Türklerin elini uluslararası camiada zayıflatıyor.’’