AKP’nin oylarının eridiği yalnızca anketlerde değil, ekonomik verilerde de gözlemleniyor. Tüketici güven endeksi son 36 aydır 90’lı sayıları görmedi. AKP, güven endeksinin 90’ların altında olduğu hiçbir seçimde kazanamadı. Endeksin bugünkü değeri 80’inde de altında.

Anketlere alternatif ekonomik veriler tek bir şeyi söylüyor: İktidar giderek eriyor

Ozan GÜNDOĞDU

Başkanlık Sistemi’nin 3’üncü yılı geride kalırken, erken seçim beklentileri de her geçen gün artıyor. Bu beklentilere paralel olarak kamuoyu araştırma şirketleri “Bu Pazar seçim olsa” diye başlayan sorularını halka soruyor ve sonuçlara göre değerlendirmeler yapılıyor. Peki, ekonomik verilerden yola çıkarak, iktidara dönük güven kaybını ölçmek mümkün mü?

GÜVEN ENDEKSLERİ

Güven endeksleri bu konudaki en önemli verilerden biri. Tüketici güven endeksi ile iktidar partisinin oy oranları arasındaki paralellik bilinen bir gerçek.

Endeks değeri her ne kadar 200 üzerinden ölçülse ve 100’ün altı güvensizlik olarak değerlendirse de, tarihsel olarak endeks değerinin 100’ün üzerine çıktığı nadiren görülüyor. 2004’ten bu yana tüketici güven endeksi genel olarak 80 ile 100 arasında hareket etmiş durumda. 80’lere düşen endeks değeri AKP’nin seçimlerde zorlanmasına neden oluyor, endeks değeri 90’larda gerçekleştiğinde ise seçimler AKP’nin seçim zaferiyle sonuçlanıyor. Örneğin, 2011’in Haziran ayında yapılan genel seçimlerde endeksin değeri 98,0’dı. AKP’nin bu seçimdeki oy oranı ise yüzde 49,8 olmuştu. 2014’ün Mart ayında yapılan yerel seçimlerde endeksin değeri 92,6’ydı. AKP o seçimde de tüm beklentileri boşa çıkararak büyükşehirleri yine muhalefete kaptırmadı. Buna karşılık güven endeksinin 90’ın altına düştüğü hiçbir seçimde AKP, seçimde açıkça bir başarı elde edemedi. İlk örnek 2015 Haziran’ına ait. Seçimlerden bir ay önce endeksin değeri, 86,5’le, seçimlerin yapıldığı haziranda ise 89,3’le 90 barajının altına gerçekleşti. O seçimde AKP ilk kez tek başına iktidar olma başarısı elde edemedi. 1 Kasım’da tekrarlanan ve AKP’nin iktidarı yeniden almasıyla sonuçlanan seçimler yapılırken endeksin değeri 95,2’ye yükselmişti. Her ne kadar 7 Haziran- 1 Kasım arasında ülkenin yangın yerine dönmesinin getirdiği güvenlik endişeleriyle halk iktidarın arkasında hizalansa da, bu ekonomideki kötü gidişata rağmen gerçekleşmemişti. Keza, 2018’in Haziran ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında da tüketici güven endeksi yine 90’ın üzerinde bir değerle 90,6 olmuştu. Ancak AKP için büyük bir yenilgi olarak değerlendirilen 2019’un Mart ayında yapılan yerel seçimlerde endeks değeri 81,3’e kadar düşmüştü. İstanbul için seçimlerin hukuksuzca tekrar edildiği 2019’un Haziran ayında ise endeks değeri tarihsel aralığı olan 80-100 arasının da dışına çıkmış ve 79,8’e düşmüştü. Oy tercihlerini tümüyle ekonomideki gidişata bağlamak doğru olmasa da ekonomideki bunalıma rağmen AKP’nin iktidarını sürdürülebilmesinin imkansız olduğunu veriler ortaya koyuyor. AKP’nin politik söylemi ekonomik refahla desteklenmediği durumda karşılık bulmuyor.

Peki endeksin bugünkü durumu ne? 19 Temmuz’da TÜİK tarafından açıklanan verilere göre temmuz ayı tüketici güven endeksinin değeri 79,5. Bu değer 2004’ten bu yana kaydedilen en düşük 2’nci temmuz ayı değeri. Bu arada endeks değerinin bu zamana kadar hiç 70’lerin altına inmediğini, 70’lerde seyreden değerin, tarihsel olarak en kötü değer aralığı olduğunu da unutmamak gerekiyor.

anketler-e-alternatif-ekonomik-veriler-tek-bir-seyi-soyluyor-iktidar-giderek-eriyor-902026-1.

Endeksin 70’li sayılarda seyrettiği dönemlerin sıklığındaki artış da dikkat çekici seviyelere ulaşmış durumda. 2004’ün Ocak ayından başlayıp 2017’nin Aralık ayına kadar devam eden 168 ayda tüketici güven endeksi sadece 9 ay 70’li sayılarda ölçüldü. O 9 ay ise 2008 Küresel Finans Krizi’nin etkisiyle 2008 ve 2009 aylarında yaşandı ve 2009 Yerel Seçimlerinde AKP oy oranının yüzde 40’ın altına gerçekleşmesinde bu durumun büyük katkısı oldu.

Ancak başkanlık sisteminin resmen uygulanmaya başladığı 2018’in haziran ayından 2021’in Temmuz ayına kadar geçen 37 ayda tüketici güven endeksi tam 13 kez 70’li sayılarda ölçüldü. Daha çarpıcı olan ise son 37 aydır, tüketici güveninin 90’lı sayıları hiç görmemiş olması.

Güven endekslerindeki çarpıcı tabloya yakından bakıldığında ekonomik refahın desteği olmadığı sürece AKP’nin politik söyleminin etkisiz olduğu ortaya çıkıyor.

Sadece güven endeksleri değil. İktidara dönük güven kaybına ilişkin bir diğer ekonomik veri TL’nin tercih edilme oranları. Enflasyonla birlikte halk kesimlerinin alım gücünü korumak için tercih ettiği önlemlerin başında TL’den kaçmak geliyor. Tayyip Erdoğan’ın uzunca bir süredir dillendirdiği “TL’ye güvenin” söylemi, özellikle Başkanlık Sistemi boyunca karşılık bulmuyor. Halk kesimleri bulduğu kuruş parayı dolara yatırıyor.

Bundan 10 yıl öncesine güven endeksinin 90’larda seyrettiği, doların 2 liranın altında olduğu 2011 yılında, AKP oy oranı da yüzde 50’ye dayanarak rekor kırmıştı. Aynı yılın mayıs ayında yurtiçinde yerleşik kişilerin banka mevduatlarında 394,5 milyar dolar değerinde para bulunuyordu. Bu paranın da 110,8 milyar dolara denk gelen kısmı da döviz cinsinden 2,6 milyar doları da altın cinsinden tutuluyordu. Yani bankalarda tutulan her 100 birimlik döviz ve altına karşılık 247 birimlik Türk Lirası bulunuyordu.

Aradan geçen 10 yılda bu denge allak bullak oldu. 2021’in Mayıs ayı itibarıyla yurtiçinde yerleşik kişilerin banka mevduatlarında toplam 420,4 milyar dolar değerinde para bulunuyor. Bu paranın 192,2 milyar doları TL cinsinden 192 milyar doları ise döviz cinsinden tutuluyor. Aynı dönemde tasarruf sahiplerinin altına ilgisi de artmış durumda. Yine 2021’in mayıs verilerine göre kıymetli maden hesaplarının büyüklüğü 36,2 milyar dolara yükselmiş durumda. Başka bir ifadeyle bankalarda tutulan her 100 birimlik döviz ve altına karşılık sadece 84,2 birim Türk Lirası bulunuyor. Özellikle orta gelirli halk kesimleri, enflasyon karşısında alım güçlerini korumanın yolu olarak TL’den kaçmayı deniyor.
Söz konusu veriler “Bu Pazar seçim olsa” diye başlayan sorulara ilişkin daha fazla fikir veriyor.