Anlam büyük bir kelime, her yerde anlam ararım

Kadir İNCESU

Şiirlerini “İç konuşmalarım / içimdekiler” diye adlandıran, “aslolan şiirdir” diyen Şükran Aydın’ın ilk şiir kitabı ‘Mürekkep Acısı’nın (2006) yayınlanmasının üzerinden 15 yıl geçmiş.

Yeni şiir kitabı ‘Anlamın Yaşı Küçük’ Artshop Yayınları’ndan çıkan Şükran Aydın ile konuştuk.

Şiir, “sokak köpekleri gibi gerçeklerle dalaş”mak mı senin için?
Her şeyle eşleşen ya da zıtlaşan/dalaşan bir iletişim ve etkileşimimiz var. Dalaşarak, hayat merdivenimizi bir üste taşıyoruz bilerek ya da bilmeden. Dalaşma, evraka! dediğimiz bir geçiş. O dalaşmak, kendinden geçmek hali, her ne isen, artık o olmadığın şey, bu yönüyle şiir esirik bir şey, çünkü şair(ler)i esirik.

Şiir senin için acına sarılmanın da bir yolu mu?
Mutlu doğdum, bütün mucizevi güzellikler beni buldu, bir kez bile hüzünlenmedim, her aldığım piyangoya büyük ikramiye çıktı, korkusuzum, her şeyden emin ve sonsuz mutluyum - böyle canlı, şair ve de şiir hiç olmuş mudur? Hayır.

Şiir yazmak, yaşanılan, hissedilen, duyumsanan, düşünülen, fark edilen bir şeyi dışarıya çıkartarak gezdirmek, göstermek, dikkate sunmak, mıh gibi işlemek isteğidir. Şiir acıları tamir etmenin en iyi aletlerinden birisi. Acınızı konsantre hale getirip, acınızı aşikâr etmeden aşikâr etme ve yaranızı kanatarak iyileştirme sanatı. Ben de hüzünlerimden dizeler yoluyla ilaçlar ürettim kendime.

Aydın “anlamın yittiği anlar”ın peşine mi düşüyor şiirlerinde?
Anlam benim için büyük bir kelime. Her yerde anlam ararım. Denizde, film izlerken, yürürken, uyurken, severken, sevmezken, müzik dinlerken, okurken, ibadet yaparken, mezarlara bakarken, güneşlenirken, hapşırırken… Anlamı hissedemezsem huzursuz olurum, boşlukta kalırım. Anlamı yitirdiğim an’larım çok olur, o yüzden de bir anlam bulursam, onu yere göğe sığdıramam. İnsanın, insana ve diğer canlı/cansıza zulüm etmesini anlayamadığım için bu durumlarda anlamı çok sık kaybederim. O yüzden benim için -anlam arayıcısı- diyebiliriz. Bir gün Anlamın Yaşı Büyüdü demek isterim.

Yaşam ve şiirle nasıl bir anlam bağı kurmayı amaçlıyorsun?
Anlam kurabilseydim belki şiirden geçmezdim. Bulamadığım her anlamı, şiiri fener ederek aramış olabilirim. İnsan kendi kümülatif toplamının anlama erişmesini umuyor.

‘Bir olmadan iki olmaz’ derken anlaşılmamanın verdiği çaresizliğe mi dikkat çekiyorsun?
‘Yorgun kelime’ şiirinden bahsediyorsun, “anlayabiliyor musun?/ anlam ne yorgun bir kelime” diyen. O da var doğal olarak, zaten fiziki acıların dışındaki acıların içinde az çok anlaşılamamak - anlayamamak vardır. İki kişinin, iki kalbin, iki sevginin, iki ruhun bir olabilme haline erişemeyenin, iki ayrı birey olmasının da tam olamayacağını söylemişim.

‘Bırakıt’ adlı şiirinde “yazısını yazar insan/ yazısını yazar gider/ dolmaz, her gelene kalır bir boşluk” diyen Şükran Aydın hangi boşluk’ları doldurduğunu düşünüyor?
Öz yazmayı seviyorum. Bu denli kısa olup, o denli uzun bir içeriğe sahip şiir ‘Bırakıt’. Trilyonlarca iç içe geçmiş bir matruşka seti hayal et. Kendimizce yazı yazıyoruz, bir bakıyoruz yazgımız diğer matruşkanın sınırında bitiveriyor. Böylece yazılarımızla yazgılarımız bir boşlukta harman oluyor.