Hedeğel’e Asker’in 'Nartlar' kitabı Çerkeslere ait olan bu destanları okuyucu kitlesiyle buluşturdu. Kitapta yer alan anlatılar, orijinali Hedeğel’e Asker tarafından yapılmış önemli bir çalışmanın özeti ve çevirisi.

Anlatılar, söylenceler, destanlar ve Nartlar

Altay Batur

Tarih boyunca insan toplulukları çeşitli anlatılar, söylenceler, destanlar oluşturmuş ve bunları nesiller boyunca aktarmışlardır. Coğrafi etkenler, kültür ve inanç farklılıkları bu anlatıların topluluklara özgün miraslar olmasını sağlamıştır.

Çerkes kültürünün referanslarında da hiç şüphe yok ki geçmiş söylencelerinin izleri var. Gerek yaşadıkları Kafkasya coğrafyasının izole yapısı, gerekse kendilerini tanımladıkları 'Dağlı' kültürünün zorlu yaşam koşulları, Çerkes kültürünü ve tabi ki bu kültürün kaynaklarını oluşturan destanlarını da özgünleştirdi.

Bu arada kendilerini 'Dağlı' olarak ifade eden bir toplumun denizle olan ilişkisi ve denize dair olan destanlarının sayısı da elbette şaşırtıcı.

'Nartlar' kitabı Çerkeslere ait olan bu destanları okuyucu kitlesiyle buluşturdu. Kitapta yer alan anlatılar, orijinali Hedeğel’e Asker tarafından yapılmış önemli bir çalışmanın özeti ve çevirisi. Çeviriler Emel Bezek tarafından yapıldı.

Maalesef çok sayıda anlatı ve söylenceye bu kitapta yer verilemedi. Kitapta yer alan anlatılar Tuz’un Çerkes kültürüne girmesini anlatan destan gibi yaşamsal örneklerden seçilirken, bazen de Çerkeslerin halen sözlerinde, şarkılarında ve danslarında yaşayan karakterlerin bulunduğu anlatıların arasından seçildi.
Hedeğel’e Asker Nart destanlarının çıkışını şöyle özetliyor: “Nartlar’ın çıkış noktası eski zamanlarda, Kafkasya’da, Karadeniz ve Azak Denizi kıyısında yaşayan halklardır. Çerkes-Adığe Nart Mitolojisi’nin gelişimi uzun zaman dilimine yayıldı. En eski metinlerinin büyük bölümü, Çerkes-Adığe halkının boylara bölünmediği, tek ve büyük bir aile halinde yaşadığı dönemde üretilmeye başlandı.

Nart söylenceleri ve şarkıları diğer halkları etkiledi. Dillerine, geleneklerine göre Nart kadınlarının ve erkeklerinin isimlerini alıp, öykülerini anlatır oldular. Nartlar Kafkasya’da yaşayan halkların aynı ideallere, geleneklere, davranış biçimlerine sahip olarak yakınlaşmalarını sağladı. Nartlar dışardan gelmedi, Kafkasya’da doğdular ve yaşadılar. Halkın yaşamı içinde ilerleyerek, görerek ve tanıklık ederek, dönemlerin etkilerini katarak Çerkes-Adığe Nart Mitolojisi bugüne kadar geldi. Biz de gelecek yüzyıllarda öykülerin anlatılabilmesi, şarkıların söylenebilmesi için bunları derledik ve yazdık.”