Anne ve babası, Berkin’in mezarının hikâyesini yazdı

Gezi Direnişi’nde başına isabet eden polis gaz fişeği ile yaralanarak komaya giren ve 269 günlük yaşam mücadelesinin ardından hayata veda eden Berkin Elvan'ın anne ve babası, bugün başında bir anma düzenlenen mezarının hikâyesini bloglarında kaleme aldı.

Anne ve baba Elvan, kendi deyimleriyle "en yazılmaması gereken" ve belki de en mahrem hikâyelerini insanların fotoğraflarını görünce anlamlandırmak isteyeceği gerekçesiyle anlattıklarını belirtti.

Karadenizli, Alevi, Kürt, Egeli, Ermeni, Musevi ve Süryani olmak üzere Anadolu’nun farklı halklarından çeşitli ustaların mezara katkıda bulunduğunu söyleyen anne ve baba Elvan, “Bu mezarda Anadolu toprağı ve Anadolu halklarının hüznü vardır” ifadesini kullandı.

İşte Berkin'in anne ve babasının kaleminden mezarda kullanılan öğelerin anlamını anlatan hikâye:

''Burada bir hikaye aktarmak ve çocukların okuyup mutlu olmasını sağlamak isterdik. Burada yazılmış bir hikayeyi Uğur Kaymaz'ın, Ceylan Önkol'un, Behzat Özen'in, İbrahim Aras'ın, Nihat Kazanhan'ın okumasını ve mutlu olmalarını isterdik. Bir hikaye yazılsın ve Berkin Elvan okusun, ertesi gün okulda arkadaşlarına anlatsın isterdik. Oysa bir polisin silahından çıkan biber gazı mermisinin hayattan, hayatımızdan aldığı Berkin'in anne babası olarak evladımızın mezarının hikayesini yazıyoruz.

"Bugün mezarlığa gelenler görecekler, gelemeyenler ise fotoğraflardan ve videolardan görüp anlamlandırmaya çalışacaklar. O sebeple bu hiç yazılmaması gerek hikayeyi sizlere bu sabah ulaştırmayı uygun gördük, üzgünüz...

ANADOLU HALKLARININ HÜZNÜ
"Berkin'siz geçen 1 yılın sonunda oğlumuzun mezarı yapıldı. Bunun için onlarca dostumuz çizim ve öneri gönderdi. Bu mezar Karadenizli inşaat ustasının, Alevi bir mezar ustasının, Kürt bir mermer ustasının, Egeli bir cam ustasının, Ermeni bir döküm ustasının, Süryani bir kesim ustasının ve bu ülkede doğmuş büyümüş genç bir Musevi kardeşimizin emeğidir. Bu mezarda 14 yaşında vurulmuş, 15 yaşında hayata veda etmiş bir çocuk yatmaktadır. Bu mezarda Anadolu toprağı ve Anadolu halklarının hüznü vardır. Bu mezar devlet dersinde öldürülmüş bir çocuğun mezarıdır.

BERKİN'İN KAŞLARI HEPİMİZİN GÖZÜNÜN ÖNÜNE GELDİ
"Berkin'in kaşları, sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya onu tanıttı. Her ne zaman onunla ilgili bir haber izlesek, okusak, onun o karakteristik, sempatik kara kaşları hepimizin gözünün önüne geldi. Bir yandan da kaşlarını soyutlarken, diğer yandan özgürlüğün, masumiyetin sembolü olan kuşa benzediğini fark etti insanlarımız. Tüm tasarımlarda bu iki sembol birleştirilerek kullanıldı.
Baş taşı camdan yapıldı. Çünkü bir çocuğun içi dışı birdir, şeffaftır, durudur onun gizlisi saklısı yoktur. Neresinden bakarsanız bakın onda sadece bir çocuk görürsünüz. Bu yüzden baş taşı camdır.

"Camın üstündeki ağaç kuşa benzeyen kaşlarından oluşmuştur. 14 adet kaş/kuş vardır 13 ü birbirine bağlı 14'ncüsü gövdeden ayrılarak havalanmıştır. Vurulduğu anı sembolize eder.

'AKIN VAR AKIN, GÜNEŞE AKIN'
"14 kaşın arasında sekiz boşluk vardır ve yine Gezi'de kaybedilen canlarımızı sembolize eder. Camın mezar gövdesiyle birleştiği yerde "akın var akın, güneşe akın" yazıyor. Bu şiiri hepimiz biliriz. Ancak burada kullanılmasının nedeni 1 Haziran 2013 tarihinde vurulan Ethem Sarısülük için Okmeydanı'nda yapılan bir protestoda Berkin'in bu şiiri yüksek sesle okumasından dolayı eklenmiştir mezara.

"Mezarın üstünde uçurtmasıyla koşan Berkin var. Uçurtması 8 uçurtmadan oluşuyor. Gezi'de yitirdiğimiz canlarımızı simgeleyen 8 uçurtma. Uçurtmasıyla koşan Berkin'in koşma istikametinde "Uçurtmayı vurmasınlar dedik, seni vuracaklarını bilemedik" yazıyor. Bu sözü Berkin'in ablaları Berkin'i kaybettiğimizde yazmışlardı.

"Ayak ucunda ise 8 delik var. Bu 8 delik Gezi direnişinde katledilen 8 can içindir. Her delik bir ismi sembolize eder ve her delik o ismin katledildiği yaşın mm bazında çap olarak  kullanılmasıyla oluşmuştur. Yani sol baştaki delik 26 yaşında katledilen Ethem için, 26 mm sağ baştaki delik 15 yaşında hayata veda eden Berkin için 15 mm'dir. Ali İsmail, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert, Hasan Ferit, Mehmet Ayvalıtaş hepsi öldürüldükleri yaşla sembolize edilmişlerdir.

"Berkin Elvan'ın en olmaması, en yazılmaması gereken hikayesi budur.
Gülsüm Elvan - Sami Elvan"