Cumartesi Anneleri 903’üncü kez kayıpların akıbetini sorguladı. Hasan Gülünay’ın Akıbetini ve faillerini soran anneler adalet talebini yineledi.

Annelerin tek talebi adalet
Cumartesi Anneleri’nin 900. hafta eyleminde çok sayıda gözaltı olmuştu.

Haber Merkezi

Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 903‘üncüsünü de çevrimiçi gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 20 Temmuz 1992 tarihinde İstanbul’da gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay için adalet talebi yinelendi.

Basın metnini gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın yeğeni Dilcan Acer okudu. Acer, 903 haftadır adalet için haykırdıklarını belirterek, söz konusu gözaltında kaybetmeler olunca adaletin sağlanmadığını vurguladı. Acer,

"903 haftadır haykırıyoruz: Söz konusu gözaltında kaybetmeler olunca yargılama adaleti işlemiyor. Yargılama sürecinin kendisi haksızlık ve hukuksuzluk üretiyor. Gözaltında kaybetmeleri suç olmaktan çıkaran, kaybedenleri cezasızlık zırhıyla koruyan mevcut sistem, kayıplarını arayan aileri cezalandırıyor. Bu yüzden her yolu, her yöntemi kullandığımız halde sonuç alamıyoruz. 903. haftamızda 30 yıldır sonuçsuz bırakılan Hasan Gülünay dosyası ile kamuoyu karşısındayız” dedi.

Konunun yıllar için Anayasa Mahkemesi'ne kadar taşındığını vurgulayan Acer, "Anayasa Mahkemesi de davada AİHM’nin zorla kaybetmelerle ilgili kabul ettiği delil standartlarını uygulamadı. 21 Nisan 2016 tarihinde yalnızca “yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmetti. Ancak dosyayı etkili bir soruşturma yapılması için yetkili savcılığa göndermedi. Zamanaşımını gerekçe göstererek etkili bir giderim yolu sunmadı. Gülünay hakkındaki hakikatin ortaya çıkması uluslararası hukuka aykırı olarak zamanaşımı uygulamasıyla engellendi" ifadelerini kullandı.

“Gözaltında kaybedilişinin 30. yılında Hasan Gülünay için bir kez daha hakikat ve adalet çağrısında bulunuyoruz” diyen Acer, “Gülünay’ın güvenlik güçlerince gözaltına alındığını ve onların kontrolleri altında öldüğünü doğrulamaya yetecek ciddi ve tutarlı emareler mevcuttur. Hakikatin açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması ancak uluslararası insan hakları hukukuna uygun bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi ile mümkün olacaktır. Bu yüzden siyasi ve adli makamları uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Hasan Gülünay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 204 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.” İfadelerini kullandı.