Antalya’da DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen mitinge katılan yurttaşlar parkta toplanıp Cumhuriyet Meydanı'na yürümek istedi. Polis, kitlenin önünü kesti.

Antalya’da ‘Geçinemiyoruz’ mitingine polis engeli

SABRİ KIRDAR

Antalya’da DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen ‘Geçinemiyoruz! Halktan emekten yana bir bütçe istiyoruz’ mitingine yurttaşlar, Muratpaşa Kaymakamlığı’nın yasak kararına rağmen akın etti.

Muratpaşa Kaymakamlığı, günler kala ‘risk oluşturacağı’ iddiasıyla mitingi yasaklamıştı.

Antalyalılar, yasak kararına rağmen bugün Aydın Kanza Parkı’nda bir araya geldi.

Parkta toplanıp Cumhuriyet Meydanı’na yürümek isteyen kitlenin önü polis tarafından kesildi.

antalya-da-gecinemiyoruz-mitingine-polis-engeli-954418-1.

antalya-da-gecinemiyoruz-mitingine-polis-engeli-954417-1.

Aydın Kanza Parkı'nda yapılan açıklamayı Devrim Mol okudu.

"Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinin birini yaşıyoruz" diyen Mol, "İktidar emeğe, emekçilere, çiftçilere, esnafa, kadınlara, gençlere, halka karşı adeta ekonomik darbe yapıyor. Halk olarak her gün yeni zamlara uyanıyoruz, zam haberlerine yetişemiyoruz. Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. Artan enflasyon karşısında emekçilerin maaşları her geçen gün eriyor. TÜİK’e göre yüzde 19,89 olan enflasyon, bağımsız araştırmacılara ve yaşam gerçeğimizle yüzde 50 civarında. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz hale geldik. Ev kiralayamaz, kiraladığımızı da ödeyemez olduk. Bin bir emekle büyüttüğümüz çocuklarımız barınacak yurt bulamıyor. Nüfusun büyük bölümü insanca yaşam koşullarının çok uzağında, açlık sınırının çok yakınında yaşam mücadelesi veriyor!" ifadelerini kullandı.

"Yaşanan krizin iktidarın bilinçli bir tercihi olduğu ilk ağızdan itiraf ediliyor. İktidar çevresi ve bir avuç vurguncu, fırsatçı, rantçı kapitalist dışında hepimiz kaybediyoruz" diye konuşan Mol, şunları söyledi:

"Bizler iktidarın uyguladığı ekonomik program sebebiyle bilinçli bir şekilde yoksullaştırılıyorken bir kesim, uygulanan bu politika sayesinde servetine servet katıyor. Bize soğan ekmekle yaşam sürdürmemiz salık veriliyor, kaynak yok deniniliyor ama bize olmayan kaynaklar hazine garantili KOİ projeleri aracılığıyla yandaş müteahhitlere gidiyor! Bize olmayan kaynaklar çocuklarımızı istismar eden, boğazını kesen dinci gerici TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İLİM YAYMA CEMİYETİ gibi vakıflara ve cemaatlere gidiyor. Bize açlık sısnırına dayanmış bir maaş bile çok görülürken, kaynaklar birkaç maaş birden alan iktidarın bürokratlarına, eşe-dosta, milyonluk arabalarda pudra şekeri partisi yapan çocuklarına gidiyor! Bize olmayan kaynaklar, silahlanmaya savaşa gidiyor. Biz fakirleşirken onlar zenginliklerine zenginlik katıyor. Bir avuç azınlık dışında artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı. Nefes alamaz hale geldik. Bıçak kemiğe dayandı. Sözde zam verdik algısı yaratmanıza, yalanlarınıza, dini değerleri kullanarak toplumu yanıltmanıza kanmayacağız."

antalya-da-gecinemiyoruz-mitingine-polis-engeli-954444-1.

Mol, açıklamasının devamında şunları ifade etti:

"Tüm ülkede toplumsal öfke ve tepki giderek büyürken, GEÇİNEMİYORUZ feryadı yeri göğü inletirken, iktidarı kaybetme korkusu yaşayanlar bugün burada da olduğu gibi krize karşı yapılmak istenen birçok eylem ve etkinliği ya yasaklıyor ya da kitleselleşmesinin önüne geçmek için her türlü yola başvuruyor.

Ama ne yaparsanız yapın, emekçilerin, halkın çığlığına kulak tıkayamayacaksınız, emekçiye, halka sırtını dönüp, ürettiğimiz değerleri, ödediğimiz vergileri bir avuç mutlu yandaş azınlığa peşkeş çekenler, kendileri şatafat içerisinde yaşarken bizden ‘soğan ekmekle yaşam sürdürmemizi’ bekleyenler; hepinize artık yeter!!!

Biz Emekçileriz, Biz Halkız, Biz Bu Ülkenin Tüm Güzellik Ve Değerlerini Üretenleriz, Yaratanlarız.

Emekçiler olarak, halk olarak insanca koşullarda yaşam hakkımız için, işsizlik ve yoksulluğun son bulması için, vahşi çalışma koşulları ve sefalet ücretlerine karşı asgari değil insani bir ücret için, güvenceli çalışma ve insanca yaşayabileceğimiz ücret talebimiz için, ürettiğimiz değerlerden hakkımız olanı almak için, kadın emeğinin sömürülmesine, kadınların daha da güvencesizleştirilmesine karşı her alanda eşitlik talebi için, eğitim ve sağlık başta olmak üzere parasız, nitelikli kamusal hizmet talebimiz için, taşımıza, toprağımıza, suyumuza, ormanımıza, doğamıza sahip çıkıyoruz, bu ülke, bu memleket bizim, bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkıyoruz demek için, demokrasi, barış, özgürlük, adalet, laiklik, hukukun üstünlüğü talebimiz için, insan onuruna yakışır bir yaşam, mutlu yaşayacağımız ülkeyi birlikte kuracak irade ve kararlılığımız var demek için buradayız.

Bu ülkenin geleceğinin yıllardır emeğimiz üzerinden zenginleşenler tarafından elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz, hayal ettiğimiz ülkeyi omuz omuza hep birlikte kuracağız inancımızla buradayız. Biz emekten, eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden, barıştan yana taraf olanlarız.

Baskılara boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Krizi biz yaratmadık, faturasını ödemeyeceğiz. Biz Emekçileriz, Biz Halklarız! Emeğimizi, Ekmeğimizi, Haklarımızı kimselere teslim etmeyeceğiz."