Devlet ve belediye adeta ‘evet’ seferberliği ilan etmiş durumda. Buna rağmen Antep’te ‘evet’, AKP’nin 1 Kasım’da tek başına aldığı oy oranının bile altında kalacak gibi görünüyor

Antep’te devletin ‘evet’ seferberliği

Antep’te 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP’nin aldığı oy yüzde 61,6 oranında. Şehirde, 16 Nisan’daki referandumda, MHP’nin destek verdiği cephenin bu yüzdenin altında bir ‘evet’ oyu alacağı gözlemleniyor. Çok dile getirilmese de MHP’nin hem tabanı hem de yöneticilerinin ‘hayır’ oyu vereceği belirtiliyor.

HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul’un ‘Hayır’ çalışmalarında ciddi bir katkısının olduğu aktarılanlar arasında. HDP, alanda “Herkesin ‘hayır’ı kendine” sloganı ile çalışıyor. CHP de il yöneticileri bazında bölgelere ayrılıp ‘Hayır’ çalışması yürütüyor.
‘Hayır’ çalışmaları yürütenlerin Antep’teki salon toplantıları ve panelleri de artmış durumda. Geçtiğimiz günlerde CHP’li Eren Erdem ve EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel’in şehirde gerçekleştirdiği toplantıların verimli geçtiği ifade ediliyor. ‘Hayır’ çalışmaları kapsamında şehri yakın zamanda ziyaret edecekler arasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü de bulunuyor.

Panellerin yararı
Aslında salon toplantıları, pek çok kişi tarafından, ‘sen, ben, bizim oğlan’ şeklindeki bu etkinliklerin ‘kime ne yararı olacak?’ sözleriyle eleştiriliyor. Oysa söz konusu organizasyonların önemi şu şekilde anlatılıyor: “Bunların amacı daha farklı. Etkinliklere katılanlar, neden hayır verilmesi gerektiğine çok net bir biçimde vakıf oluyor. Bunu alanda anlatmaları, komşularıyla paylaşmaları kolaylaşıyor. Yani bir nevi eğitim.”

Her şey mübah!
Şehirde ‘hayır’ oylarının hâlâ çıkışta olduğu ve çalışmaların durumu artırabileceği belirtiliyor. Şüphesiz söz konusu çalışmaların yapılabilmesi için büyük özveri ve emek gerekiyor. Antep’teki bütün kaynaklar iktidarın, dolayısıyla ‘evet’ cephesinin elinde. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve bağlı yerel AKP’li idareler adeta ‘evet’ seferberliği ilan etmiş durumda. Antepliler seçim dönemlerinde ivme kazanan açılışlara artık alıştıklarını söylüyorlar. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin hiçbir fırsatı kaçırmadığı hatta fırsat yarattığı dile getiriliyor. Örnek olarak; 3 yıla yakın süredir faaliyette olan Sanayi Sitesi’nin ‘açılışının’ kısa süre önce Erdoğan tarafından yapılması veriliyor.

‘Almanya kıskanıyor’
Şehirde her yerde olduğu gibi adeta forma giymiş ve kemik oyu Erdoğan ile AKP’den yana asla değişmeyecek olan seçmenlerle de temas ediyoruz. Özellikle Hollanda başta olmak üzere Avrupa ülkeleriyle yaşanan ‘siyasi kriz’ sonrasında, söz konusu seçmen tam da siyasetin tepesinin kullandığı argümanlarla ‘evet’i savunuyor. Söz konusu seçmenlerle konuşma fırsatı yakalayıp, alışık olduğumuz “Almanya havaalanlarımızı kıskanıyor, Hollanda’da demokrasi yok. PKK, FETÖ, teröristler ‘hayır’ verdiği için ‘evet’ diyoruz” sözlerini duyuyoruz.

Hollanda krizinin etkisi
Bu noktada hem Türkiye genelinde hem de Antep özelinde Avrupa’daki siyasi krizin ‘evet’ oylarını etkileyip etkilemediği üzerinde durulabilir. Antep’teki gözlemlerimiz; sanıldığı gibi büyük bir etki yaratmadığı yönünde. İzlenimlerimizi aktarılanlar çerçevesinde şöyle verebiliriz: “Evet ekili oldu. Zaten asla AKP ve Erdoğan’dan vazgeçmeyecek olanlara yeni bir ‘evet’ bahanesi çıktı. Kararsızların küçük bir bölümü de etkilenmiş olabilir. Ne var ki MHP’liler işe uyandı. Onları konsolide etmek eskisi kadar kolay değil.”

İfade edilenlerin ışığında siyasi iktidarın rant devşirme ve oy toplama ‘sanatı’ nedeniyle Türkiye’nin kaybettiklerinin değerlendirmesi kamuoyunun takdirine kalıyor.

Antep’te ‘Hollanda’ baskını
Sırası gelmişken, Hollanda krizi çerçevesinde yaşananlara da değinmekte yarar var.

2009 yılındaki protokolle, Antep ve Hollanda’nın en büyük kentlerinden biri olan Nijmegen kardeş şehir ilan edildiği biliniyor. Antep’teki bulvarlardan birinin ismi de ‘Nijmegen’ olarak geçiyor. İki ülke arasında yaşanan ‘siyasi kriz’ Antep’te de meyvelerini veriyor. Portakal sıkmak, inek kesmek, ‘çeşitli ülke bayraklarını yakmak’ ve ‘Hollanda sular altında kalacak’ benzeri haberler yapmak gibi tepkilerin bir benzeri de Antep’te yaşanıyor. Belediye tarafından, Nijmegen Bulvarı’ndaki tabela yerinden alınarak, Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün deposuna taşınıyor ve yerine çiçek düzenlemesi yapılıyor. Öte yandan 23-24 Mart tarihleri arasında Hollanda Krallığı ve Ankara Büyükelçiliği’nin desteği ile Antep’te düzenlenecek ‘Kamu Sivil Toplum Diyaloğu’ etkinliği de iptal oluyor.

Sözler tutulmadı
Antep’te ‘hayır’ oylarını etkileyen çeşitli nedenler olduğundan söz etmek mümkün. Siyasi iktidarın dış politikasının vurduğu en önemli merkezlerden biri ve belki de başta geleni Antep. Şehirde resmi olmayan rakamlara göre Suriye’den kaçıp gelen 800 bin civarında sığınmacı bulunuyor. Suriyeliler ucuz işgücü olarak çalıştırılıyor. ‘Birleşen ailelere’ iki katı fiyata ev veriliyor. Türkiyeli gençlere iş yok ve ev kiraları çok yüksek. Bu olumsuz koşullar Antep’te Suriye iç savaşının başladığı günden bu yana iktidar eleştirisine dönüşmüş durumda. Yine dış politikanın bir sonucu olan, terör endişesi ve IŞİD korkusu, son üç aydır yaşanmayan eylemlere bağlantılı olarak azalsa da Antepli buna değinmeden edemiyor.

‘Hayır’ oylarının çıkış yakalaması iktidarın verdiği sözleri tutmamasıyla da ilişkilendiriliyor: “1 Kasım öncesinde sözler verildi. ‘Ekonomi düzelecek, istikrar tesis edilecek, terör bitecek’ dendi. Ancak AKP bu sözlerini büyük oranda tutamadı. Bu ‘evet’ oylarını olumsuz olarak etkileyecektir.”

antep-te-devletin-evet-seferberligi-263288-1.

***

Çalışan gençler neden endişeli?

Sanayi şehri olan Antep’te çalışma fırsatı bulan gençlerle de sohbet ediyoruz. Kendilerini şanslı hissetseler de endişelerini dile getiriyorlar. İfade ettikleri bir nokta önemli: “Cumhurbaşkanı Erdoğan işverenlerle konuşup en az 5 istihdam sözü aldı. Ama bunun bir tehlikesi var. Yeni alınacak işçilerde vergi yükümlülüklerinin bir kısmını devlet karşılayacak. Patronlar yeni işçiler alıp, eskilerden çıkarma yapacak. Böylece vergi yükü hafifleyecek olan patronlar, aynı zamanda hükümet ve Cumhurbaşkanı’na da şirin gözükmüş olacak. Onlar bir taşla iki kuş vururken, olan yine bize olacak.”

***

Demografi değişiyor

Antep’in şu anda 2 milyonun altında olan nüfusu, 2040 yılında, Büyükşehir Belediyesi tarafından 4.5 milyon olarak öngörülüyor. Bu durum birkaç şeyi aynı anda ortaya koyuyor. Zamanla şehirde bulunan ve isteyen tüm Suriyelilere vatandaşlık verilecek. Belki de öngörülen bu sürede Antep’te Suriyeli nüfus Türkiyeli nüfusu geçecek. Çünkü sığınmacılarda doğurganlık oranı çok daha fazla. Demografinin değişmekte olduğuna şüphe yok. Ne var ki halk ister istemez Suriyelilerle yaşamaya alışacak.

***

‘Okulda siyaset yasak değil mi?’

Referandum kampanyası kapsamında yürütülen hukuksuz kampanyalardan biri de şu şekilde ortaya çıkıyor. Antep Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, YSK’nin 298 Sayılı Kararı’na göre yasak olduğu halde propagandayı okul binalarına taşıyor. Halkı okul sıralarına oturtup, ‘evet ve istikrar’ konulu bir konferans veriyor. Önünde önündeki broşürlerde ve arkasındaki tahtada ‘evet yazısı’ var. Antep halkı bu kural tanımazlıklara tepki duyuyor. Halk soruyor: “Okullarda bu tür siyasi propaganda yasak olduğu halde neden istismar edilmeye devam ediliyor?”