Şu an Ege'deki sebze, meyve çeşitlerinin neredeyse yüzde 95'inin bulunmadığı antik çağlarda insanlar ne yer ne içerdi?

Antik Ege Mutfağı

Nurhayat TALAY

İnsanlığın ilk başlangıç tarihinden orta çağın başlangıcına kadar olan bölüme tarihte antik çağ diyoruz. Antik çağda Ege'de yaşayanların beslenme alışkanlıklarına dokunalım istedim bu ay. Şu an Ege'deki sebze, meyve çeşitlerinin neredeyse yüzde 95'inin bulunmadığı antik çağlarda insanlar ne yer ne içerdi? Arkeologlar antik çağdaki Ege insanının nasıl beslendiğini derin araştırmalarla tespit etmişler.

Başlıca besin kaynağı arasında ilk sırada ekmek var. Ekmek nedense ip sarılarak pişiriliyor. Belki bunun nedeni bir sopaya geçirilerek satışa sunulması olabilir. Ekmek yuvarlak formda nohut veya ekşi maya ile kabartılarak hazırlanıyordu. Ekmek genellikle buğday daha çok arpa unu ile yapılıyordu. Yufka ekmek ve bugün tükettiğimiz keşkek benzeri bulamaç türü bir yiyecek de tok tutması için yemeklerle birlikte yeniyordu. En çok tüketilen protein grubu ise yumurta, peynir, yoğurt, kırmızı ve beyaz et ile deniz ürünleriydi. Balık yanında denizkestanesine kadar her türlü avlayabildikleri deniz ürünlerini yiyorlardı. Binlerce yıl bugünkü sebze zenginliği olmadan beslenmeye çalıştılar. Biber, domates, patates, kabak, patlıcan, karnabahar gibi sofralarımızdan eksik olmayan Ege zenginliği saydığımız bu sebzeler o çağda yoktu. En çok bulunan sebzeler; soğan, enginar, yaban turpları, havuç benzeri kök bitkiler, turp otu, ebegümeci, labada gibi kendiliğinden yetişen yabani otlar. Yabani sarımsak (köremen). Meyve yönünden daha şanslı olan bu dönem Ege insanı zeytin, erik, kayısı, dağ armudu, dağ elması, şeftali başta olmak üzere birçok meyveye sahipti. Ege'de o yıllarda narenciye ürünleri yoktu. Narenciye Ege'ye 20. yüzyılda geldi.

SOFRALARDA BİRA VE ŞARAP

Baharatlar konusunda ise çok şanslı olan antik dönem Ege insanı, biberiye, adaçayı, lavanta, kekik başta olmak üzere birçok kokulu otu ve baharatı biliyor ve tatlandırıcı olarak bol bol kullanıyordu. Özellikle etleri mutlaka bu otlarla birlikte pişirerek lezzet katıyorlardı. Kuzu eti, deve eti özellikle keçi eti tüketimi hayli fazlaydı. Etleri baharatlarla terbiye ettiklerini de biliyoruz. Özellikle ızgara et tüketimi hayli fazlaydı ve gerek halk gerekse zengin tabaka ızgara eti tüketiyordu. Yağlar konusunda ise süt yağları, kuyruk yağı ve zeytinyağı kullanılıyordu. Özellikle zeytinyağı herkes tarafından daha kolay ulaşıldığı için ilk tercih edilen yağ oluyordu. Güveç dediğimiz toprak kaplarda odun ateşinde pişen yemekler genellikle sebze, yabani otlar ve etler ile hazırlanıyordu. Halk av etlerini kolayca avlayabildiği için bol bol tüketebiliyordu. Zenginlerin sofralarına baktığımızda ise özellikle antik Yunan ve Romalılar sağlıksız besleniyordu. Ziyafet sofralarında tarla kuşu dili, güvercin ya da kumru yüreği gibi o döneme göre zor bulunan yiyeceklerle donatılıyordu. Baklagiller bol ve çok çeşitliydi. Özellikle mercimek sofralarda yerini alıyordu. Tatlı olarak bal ile hazırlanan lezzetlere daha çok zengin sofralarında yer veriliyordu. Sofralarda bira ve şarap bulunuyor ancak sulandırılarak içiliyordu.

Antik Ege'de sabah hafif atıştırmalıklar özellikle peksimet, taze ya da kuru meyveler gibi yiyecekler tüketiliyor, akşamüzeri tek öğün yeniliyordu. Aslında bugünkü yemek kültürümüzün temellerini atan bu çağın insanları belki de bizden daha çok deniz ürünleri tüketiyorlardı. Denizlerin tüketilmediği, balığın bol olduğu zamanları yaşadıklarını düşünürsek bu konuda hayli şanslıydılar.