50 yıldır toplayarak biriktirdiği eşyaları evinde sergileyen Arapgirli Asım Külah, “Bir zamanlar hayatımızın tam da içinde olan, yaşantımızın önemli araç gereçlerinin hiç yokmuşçasına davranılması beni çok üzüyor” diyor

Arapgir’in canlı tarihi

KADİR İNCESU

Arguvan annemin ve babamın doğduğu, belli bir yaşa kadar yaşadığı belki de ülkemizin adı en çok bilinen ilçelerden birisi…
Malatya’nın, adını türküleriyle tüm dünyaya duyuran ilçesi Arguvan, haliyle benim için de değerli… Bir süredir, özellikle Uluslararası Arguvan Türkü Festivali’nin yapıldığı dönemlerde, festivali de bahane ederek alıyoruz soluğu Arguvan’ımızda.
Arguvan’da kaldığımız süre uzayınca haliyle yakın ilçelere gidiyoruz; daha iyi tanımak ve gezmek için… Yol arkadaşım ve kılavuzum Rıza Parlak bugüne kadar birkaç kere gittiğimiz Arapgir’in “Canlı Tarihi” ile tanıştıracağını söyleyince, meraklanmadım değil.
Arapgir Meydanı’na girdiğimizde, büyük harflerle ARAPGİR POSTASI tabelasını görüyoruz. Millet Hanı’nın yanındaki sokaktan devam ediyoruz. Unutmadan, Millet Hanı’nda kısa bir mola verip reyhan şerbeti içmeden kalkmayın.

'ARAPGİR'İN HAFIZASI'

Sonunda Arapgir’in “Canlı Tarih”i, gazeteci Vahap Güner’in “Arapgir’in Hafızası” dediği Asım Külah ile tanışıyoruz. Neden böyle dendiğini evinin bahçesine adım attığımızda daha iyi anlıyoruz. Asım Külah anlatırken biz de bahçedeki yüzlerce objeyi inceliyoruz gözucuyla…
İlkokulu bitirince babasının lokantasında bulaşıkçılık yapıp, çeşitli işlerde çalışmış, bir süre Eskişehir’de yaşamış. Sonrasında da bir daha ayrılmamak üzere soluğu memleketinde almış. Külah, 50 yıldır yaşadığı evine yerleştiği gün başlamış biriktirmeye…

50 YILDIR BİRİKTİRİYOR

Çocukluğundan beri eski eşyalara ilgisi olduğunu beliretek, “Ne bulursam biriktirmeye başladım. Yaklaşık 50 yıldır biriktiriyorum. Biriktirdiğim her şeyi evimin bahçesinde ve 3 odalı bir evde sergiliyorum.
Dokuma tezgahları, mutfak araç gereçleri, tarımda kullanılan aletler, yayıklar, çeyiz sandıkları… Bunların hepsi Arapgir’e ait. Çoğunu çöpten aldım, bakımlarını yaptım.
Bir zamanlar hayatımızın tam da içinde olan, yaşantımızın önemli araç gereçlerinin hiç yokmuşçasına davranılması beni çok üzüyor. Bütün bunlar da bizim kültürümüzün bir parçası… Ayrıca bir aynalı karyola ve İsmet İnönü’nün Arapgir’i ziyaretinde bir vatandaşımıza armağan ettiği fötrü de sergilenen eşyaların arasında yer alıyor” diyor.
Çöpe atılmış eski bir eşya gördüğünde ne hissettiğini sorduğumda, gülerek “İkincisini atmalarını bekliyorum,” diyor...

ACI BİR GÜLÜŞ BU...

“O eşyalar bana eski insanları, yaşamları hatırlatıyor, o eşyalarla yaşanan anları düşünüyorum. Bazen mutlu oluyorum, çoğunlukla da hüzünleniyorum,” diyor derinden gelen bir sesle…
Konu çevredeki kaçınılmaz değişime geldiğinde de çok net konuşuyor: “Evler hep el değiştirdi, biraz eklemeler yapıldı. Kapılar, pencelerer değişti, dış cepheler yapıldı. Pek çok ev ve konak yok oldu gitti. Yazık. Önemli olan buranın dokusunu korumak. Biz topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Toprakla haşır neşir oluyoruz. Verimli olan toprak, beton değil. Bugünün şartları böyle…”

'ÜRETİYOR VE YAŞATIYORUM'

Asım Külah, kendisiyle ne kadar gurur duysa haklı… Çocukluğundan beri araştırıyor, inceliyor. Hat sanatıyla da ilgilenen Külah kendi kağıdını kendisi üretiyor.
Yakınlarda Arapgir Halk Eğitim Merkezi’ndeki keman derslerine de katılmaya başlayan 69 yaşındaki Külah, boş oturmanın kendisine göre olmadığının altını çiziyor ve ekliyor: “Yaşamak için de üretmek gerekir. Üretiyorum, yaşıyorum ve yaşatıyorum.”