Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 120 hasta üzerinde yapılan araştırmada, meme kanserinin tiroit hastalarında daha az agresif seyrettiğine dair bulgular olduğu ifade edildi. KKÜ Tıp Fakültesi Kanser Araştırma Merkezi Müdürü ve Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Selim Yalçın "Tiroidin az çalışması belki buradaki meme kanseri reseptörlerini (hücre büyümesini uyaran yapılar) etkileyerek hücrenin daha az çalışmasına ve daha az çoğalmasına yol açıyor olabilir" dedi.

Araştırma: "Meme kanseri tiroit hastalarında daha hafif seyrediyor olabilir"
Fotoğraf: Freepik

KKÜ Tıp Fakültesi Kanser Araştırma Merkezi Müdürü ve Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Selim Yalçın, meme kanserine ilişkin yapılan bir araştırmayla ilgili açıklamalarda bulundu.

Yalçın, "kanser" kelimesinin insanları çok korkuttuğunu ancak erken teşhis, tanı ve evrelerde hastaların tamamıyla tedavi olabildiklerini söyledi.

Meme kanserinin de hem Türkiye'de hem de dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğuna dikkati çeken Yalçın şöyle konuştu:

"Bu nedenle ekim ayı, 2004 yılından beri Dünya Sağlık Örgütü tarafından meme kanserinde erken teşhisi vurgulamak amacıyla Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak belirlenmiş. Onun için önemli bir tarih. Erken teşhis ve tanı bu hastalıkta gerçekten önemli bir tedavi şansı sağladığı için kadınlarımızın erken tarama programlarına katılmaları çok önemli. Özellikle ailelerinde meme kanseri olan kişilere daha erken tarama programlarına katılmalarını vurguluyoruz."

Yalçın, Kırıkkale'de 120 hasta üzerinde bir çalışma yaptıklarını belirterek "Tiroit ve otoimmün tiroit hastalığı olan kişilerde meme kanserinin biraz daha erken evrelerde olduğu ve daha az agresif gittiğine dair bulguları araştırmamızda tespit ettik. Tiroidin az çalışması birtakım semptomlara yol açıyor. Tiroidin az çalışması belki buradaki meme kanseri reseptörlerini (hücre büyümesini uyaran yapılar) etkileyerek hücrenin daha az çalışmasına ve daha az çoğalmasına yol açıyor olabilir." diye konuştu.

"MEME KANSERİ ERKEKLERDE DAHA AGRESİF VE SALDIRGAN"

Doç. Dr. Yalçın, meme kanserinin cinsiyetçi bir tür olduğunu ve kadınlarda daha sık görüldüğünü işaret ederek her 100 meme kanseri hastasından birinin erkek olduğunu vurguladı.

Erkeklerde meme dokusu az olduğu için hastalığın daha az görüldüğünü anlatan Yalçın, meme kanserinin kadınlara özgü hastalık algısı nedeniyle erkeklerin bunu kendilerine konduramadığını dile getirdi.

Erkeklerin, memelerinde ele gelen kitleyi kist veya başka bir şey olduğunu düşünerek doktora başvurmadıklarını aktaran Yalçın şöyle devam etti:

"Kadınlarda obezite ve genetik birtakım özellikler gibi risk faktörleri var ama erkeklerde de buna benzer faktörler var. Erkeklerde obezite ve siroz gelişimi de önemli bir faktör. Çok fazla alkol tüketimine bağlı olarak gelişen siroz, erkeklerde meme kanserinin nedeni olabiliyor. Çünkü karaciğer fonksiyonları bozulduğu için erkeklerdeki kadınlık hormonları biraz artmış oluyor. Diğer yandan da BRCA2 gibi halkımızın da bildiği özel mutasyonlar var. Bu gibi mutasyonu olan kişilerde ailesel meme kanseri görülebiliyor. Erkeklerde de ailede meme kanseri öyküsü varsa bu risk yaşla birlikte artıyor. Prostat kanserine yönelik tedaviler sonrası kanda östrojen düzeylerinin artışına bağlı olarak da ileri yaşlarda erkeklerde meme kanserini görebiliyoruz."

Yalçın, erkeklerin özellikle sigara, içiki gibi çevresel faktörlerden uzak durmaları, kilo almamaları ve bir risk olduğunda hemen doktora gelmeleri gerektiği uyarısını yaptı.

Meme kanserinin erkeklerde biraz daha agresif ve saldırgan seyredebildiğine değinen Yalçın, "Erkekler kendilerine konduramadıkları için hastalık daha ileri evrelerde anlaşılıyor. Agresif seyretmesinde bunun da katkısı var. O yüzden en küçük bir şüphede doktora başvurmalarını ve bunu akıllarında tutmalarını öneriyoruz." diye konuştu.

(AA)