Türkiye, EURO 2016 için olmazsa olmaz maçında bugün 21.45'te Hollanda ile Amsterdam Arena'da karşı karşıya gelecek. Kritik mücadele öncesi yazarımız Fırat Topal iki takımı mercek altına aldı

Arena’da Hollanda aslanı önünde

FIRAT TOPAL

Türkiye, bu akşam Hollanda ile bir anlamda EURO 2016 kaderimizi çizecek maç için Amsterdam Arena’da karşılaşıyor. Hollanda-Türkiye maçına, Hollanda semalarından bakalım.

15 Ekim 2013 tarihinde Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda oynanan Türkiye-Hollanda maçının üzerinden 17 ay geçti. Fatih Terim’in takımı 2014 Dünya Kupası eleme grubunun son maçında İstanbul’da rakibini mağlup edebilseydi Brezilya yolculuğu için baraj maçı oynamaya hak kazanacaktı. Hollanda 2-0 kazandı ve rakibini turnuvayı evden izlemeye mahkum etti. Louis van Gaal’in o turnuva ile başlattığı değişim Guus Hiddink ile devam ediyor. Gerçi Hiddink, Van Gaal kadar rahat başlamadı görevine. Her şeyden önce, Dünya Kupası sonrası bütün ülke kamuoyunun kafasında aynı soru vardı. Pragmatist analist Van Gaal’in kazanma uğruna, ülkenin futbol tarihindeki bütün kabul edilmiş alışkanlıkları çöpe atıp 5-3-2 gibi 3-4-3 gibi dizilişleri deneyerek kazandığı üçüncülük Hiddink’i de ikilem içerisinde bırakmıştı. Van Gaal’in kariyeri boyunca elindeki takıma göre diziliş belirleme felsefesi kupada iyice uç noktalara ulaşmıştı ve Hollanda bazen birbirini izleyen 3 maça 3 farklı dizilişle çıkmıştı. Daha muhafazakar bir hoca olan Hiddink buna rağmen EURO 2016 elemelerinin ilk maçında, Çek Cumhuriyeti karşısında Van Gaal’in bıraktığı yerden başladı, ama kendi bildiğine dönmesi sadece 40 dakika sürdü. Görevde geçirdiği 6 ay çok huzurlu değildi 68 yaşındaki hocanın. Türkiye maçı öncesinde oynadıkları 4 maçta 2 mağlubiyet aldılar ki bunlar Euro 2016 yolundaki doğrudan rakipleri Çek Cumhuriyeti ve İzlanda deplasmanındaydı.


Alternatifleri daha fazla
Türkiye’ye gelince. Şöyle özetleyelim, uluslararası platformda en tecrübeli ve en üst düzey oyuncu Arda Turan cezası sebebiyle forma giyemeyecek. Tabii bu çok moral verici bir özet değil,. Arjen Robben de geçtiğimiz hafta Bayern München’in, Borussia Mönchengladbach’la oynadığı maçta sakatlandı ve o da 2 gün sonra sahada olmayacak. Yani 2 takımın da en büyük kozundan yoksun olacağını söylemek mümkün. Ancak sorun da burada ortaya çıkıyor. Arda’nın Fatih Terim’in takımı için taşıdığı anlam ile Robben’in Hiddink’in takımı için taşıdığı anlam arasında önemli bir fark var. Zira Arda’nın yokluğunda onun performansına ulaşabilecek futbolcu sayısı ve bunun meydana gelme ihtimali ile karşı tarafta Robben’in yokluğundaki alternatifler birbiriyle aynı sayı ve seviyede değil. Hem öncelikle şunu da sormak lazım, Arjen Robben’in yokluğu gerçekten rakibin işini kolaylaştırıyor mu?

Hollanda nasıl mağlup olur?
Bayern München’li futbolcu bu sezon 17 gol attı ligde. Kariyer rekorunu kırması bir yana Bundesliga gol krallığında da ikinci sırada. Ancak oyun stili ve hücum hattında topla buluştuğunda yapmayı planladığı şeyler tahmin edilebilir bir adam (tahmin edilebilirliği ile durdurulabilirliği aynı oranda olmasa da). Arena’da arkasına seyirci desteğini alacak olan Hollanda’nın Narsingh, Memphis, Wijnaldum, Afellay gibi oyuncuları ile bu sezon Almanya’da adından söz ettiren bir başka Hollandalı Bas Dost hücum hattını Türkiye açısından oldukça çekinilecek bir hale getirecekler. Ama unutulmaması gereken bir gerçek var ki, 2014 Dünya Kupası’nda yediği bütün golleri 3 galibiyetle kapatılan grup maçlarında kalesinde gören Hollanda defansı hala portakalların yumuşak karnı. Hiddink 2 kenar oyuncusu ile desteklenmiş hücumdaki hedef adamını arkasındaki Sneijder ile desteklerken muhtemelen Wijnaldum ve De Jong (ya da Clasie) onun boşalttığı alanı savunacaklar. Bu anlamda Hollanda’nın gol aradığı anlarda kapılan topları hücum hattına çok hızlı ve doğru olarak aktaracak futbolculara ve iyi bir bitiriciye ihtiyacı olacak Terim’in. Mehmet Topal ve Emre Belözoğlu’un önünde görev yapacak  Hakan Çalhanoğlu, 2 kenardaki Gökhan Töre ve Olcay ile (ya da Alper) ileri uçtaki Burak bir nebze Hollanda defansını rahatsız edecektir.

Tabii burada unutulmaması gereken, Hollanda’nın, Eredivisie lideri ve maç başına 2,5 gol ortalamasını aşmış PSV’nin hücum hattındaki 3 oyuncuyu birden kullanma şansının olması. Türkiye’nin elinde ise sakatlık sonrası kendini bulmaya çalışan Burak Yılmaz en ciddi koz olarak duruyor. Mevcut görünüş cumartesi günü Arena’da Fatih Terim’in küçük bir “destancık” yazması gerektiğine işaret ediyor.