Arhavililer Cengiz’in madenine karşı yürüdü: Va minion!*
Cengiz’in maden projesine karşı mücadele eden Arhavi halkı dün yürüyüş gerçekleştirdi. Yağış altında gerçekleştirilen yürüyüşün ardından yapılan açıklamada, “Arhavililer köylüsüyle şehirlisiyle madene karşı” denildi.
İlayda SORKU
Artvin’de Arhavi halkının, Cengiz Holding’in toplam 10 köyü kapsayan ve 1930 hektarlık alanda yapılacak olan maden projesine karşı başlattığı mücadele sürüyor.
Lazcada ‘istemiyorum’ anlamına gelen ve Arhavi halkı tarafından oluşturulan Vaminion Hareketi, projeye karşı dün saat 11.00’de Balıklı Köyü’nden yürüyüş başlattı. Yürüyüşe bölgedeki tüm köylerden yurttaşlar katıldı. Gün içinde etkili olan sağanak yağmur köylüleri durdurmadı. Saat 17.00’de basın açıklamasının gerçekleştirileceği Cumhuriyet Meydanı’nda kalabalık kitle bir araya geldi.
Konaklı köyünden Naime Gocoğlu’nun okuduğu açıklamada, AKP Artvin Milletvekili Faruk Çelik’in Halkla Buluşma Toplantısı’nda Arhavilileri yanıtsız bıraktığına dikkat çekildi. Gocoğlu, “Köylerinde maden arama çalışmaları başlayacağı için bir aydır diken üstünde oturan Arhavililer, hayatlarını etkileyecek bir konuda bir şehrin vekilinden bilgi almak için oradaydı. Arhavililer köylüsüyle şehirlisiyle, çocuğuyla yaşlısıyla, sağcısıyla solcusuyla bir aydır madeni konuşuyor, her fırsatta madene karşı olduğunu dile getiriyor” diye konuştu.
AKP’Lİ ÇELİK’E SORDULAR
Çelik’in, Arhavi halkını teknik ekip tarafından gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantısına yönlendirerek yanıtsız bıraktığının dile getirildiği açıklamada, “Eğer fırsat ve imkan bulabilselerdi Arhavililer şu soruları soracaklardı” denildi ve şunlar soruldu:
Dediğiniz gibi hiçbir şey belli değilse, her şey teknik toplantıda belli olacaksa bu ihale niçin yapıldı? Teknik ekip bizi madenin güzel bir şey olduğuna ikna mı edecek? Şirket maden çıkarmamak için mi arama yapacak?
Doğaya zarar vermeyecek şekilde madencilik yapılacağını söylüyorsunuz. Türkiye’de doğaya zarar vermeyecek şekilde yürütülen tek maden yok. En son Erzincan İliç’te gördüğümüz gibi doğa katliamına insan katliamı da eklendi, dokuz işçi zehirli yığının altında can verdi. Dahası, İliç’teki madene, madenin genişlemesine, her şeyine kamu otoritesi de izin vermişti. Fatsa’daki maden de ibret verici bir örnek, doğa ve tarih harikası Latmos dağlarını feldispat için yokeden madenler de, Bergama da... Bu örnekler ışığında çevreye zarar vermeyecek bir maden işletileceğine nasıl güvenelim?
Ülke ekonomisine katkı yapacak diye madenlere destek veriyorsunuz. Yukarıda bazı örneklerini sıraladığımız muazzam doğa, tarih tahribatına, can kayıplarına değer mi?
Ülke ekonomisine katkıdan söz ediyorsunuz ama 2004’te çıkan maden yasası sayesinde asıl maden şirketleri zenginleşti, vergi borçları bile silindi. Bu arada ülke ekonomisi çöktü. İnsanların alım gücü yok oldu. Süslü lafları bir yana bırakırsak, madenlerin her bir insanın refahını artırdığına, bir kanıt gösterebilir misiniz?
HALK GÖÇE ZORLANIYOR
Öte yandan Arhavi halkının göçe zorlandığını ifade eden Avukat Halis Yıldırım, “Maden sahası ilan edilen yerden sonra su yüzeylerini geçerseniz Arhavi’de ayak basacak yer kalmıyor. ‘Maden çıkartılmasın mı, zenginlik toprak altında mı kalsın’ diye bir yutturmaca, bir uyutma politikası var. Oysa ki Türkiye’de yapılan madencilik hemen her yerinde vahşi madencilik dediğimiz talan etme, tarumar etme, var olan yerleri de olduğu gibi bırakıp madenini aldıktan sonra zehrini, cürufunu o bölgeye bırakıp çekip gitmek. Arhavi halkı bunun bilincinde” dedi.
*Lazca’da ‘istemiyorum’ anlamına gelmektedir.