Google Play Store
App Store

Güney Amerika’nın en büyük ekonomisi Brezilya’nın lideri Lula, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılma sinyalleri verdi. Küresel jeopolitik rekabet kızışırken ABD, “arka bahçesinde” Çin’in artan etkisinden endişeli.

‘Arka Bahçe’den ‘İpek Yolu’na
Lula, geçen seneki Pekin ziyaretinde birçok anlaşma imzaladı. (Fotoğraf: Depo Photos)

Dış Haberler

Ekonomik süper güç olma yolunda ilerleyen Çin’in küresel stratejisi Kuşak ve Yol Girişimi’ne son katılma sinyalleri, Güney Amerika’nın en büyük ülkesi Brezilya’dan geldi. İki ülke diplomatik ilişkilerin 50’nci yılını kutlarken Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, yıl sonunda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelerek Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılma olasılığını görüşmek istediğini söyledi. Emperyalist ABD’nin “arka bahçesi” olarak gördüğü Güney Amerika’da küresel rakibi Pekin’in artan etkisine yönelik endişeleri giderek büyüyor.

Geçen hafta perşembe günü Brezilya ve Çin, diplomatik ilişkilerin 50’nci yılını kutladı.

Aradan geçen 50 yılda ikili ilişkileri sürekli ilerleten Brezilya 2009 yılında, Çin’in kıtadaki en büyük ticari partneri haline geldi ve bu pozisyonunu 15 yıldır koruyor. 2023 yılında Brezilya’nın Çin’e ihracatı 104 milyar dolara ulaşarak ABD ve AB’ye yapılan toplam ihracatı geride bıraktı. Lula’nın son olarak Nisan 2023’te Pekin’e ziyareti ise bu ilişkileri daha ileri bir boyuta taşıdı. İki lider ticaretin kolaylaştırılması ile teknolojik araştırma ve inovasyon dâhil 15 anlaşmaya imza attı. İkisi de son yıllarda Batı emperyalizmine alternatif olarak ortaya çıkan BRICS ekonomik topluluğunun kurucu üyelerinden. İki ülke, Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü, G20 gibi uluslararası kuruluşlar ve çok taraflı mekanizmalar bünyesinde yakın işbirliğini sürdürüyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio “Lula” da Silva, her iki ülkenin ilişkilerine verdiği önemi ortaya koyan karşılıklı mesajlar yayımladı. Şi, mesajında “çeşitli alanlardaki işbirliğini derinleştirerek Çin-Brezilya halklarının ortak geleceğini inşa etmek için birlikte çalışacaklarını” da vurguladı. Lula ise Brezilya-Çin ilişkilerinin “çok kutuplu düzenin yanı sıra daha adil ve etkili bir küresel yönetişimin inşası” açısından giderek daha önemli hale geldiğini kaydetti ve benzer şekilde “ortak gelecek” vurgusu yaptı.

LULA’DAN BİR İLK

Ancak Lula’nın asıl dikkat çeken ifadeleri, bundan bir ay önce katıldığı bir etkinlikte gelmişti. Kasım ayında G20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak olan Lula, zirveye paralel olarak Çin lideri Şi ile “uzun dönemli stratejik ortaklık” konusunu masaya yatıracaklarını açıkladı. Lula, ayrıca görüşmeler sırasında ülkesinin sonunda Çin’in “Kuşak Yol Girişimi’ne (BRI) sonunda katılabileceğinin” sinyalini verdi. Lula’nın ifadeleri Çin’in geçmişte birçok davette bulunmasına rağmen, Brezilya hükümetinin programa katılma olasılığını ilk kez açıkça tartışmaya sunması yönünden büyük önem teşkil ediyor.

Brezilya lideri, temmuzda da Peru’nun başkenti Lima’da kasım ayında düzenlenecek Asya-Pasifik İşbirliği Forumu’na ilk kez konuk olarak katılacağını açıklamış, burada Kuşak ve Yol’a katılma olasılığını Çinli yetkililerle görüşmeyi planladığını söylemişti. Ancak Lula “BRI’ya yedek oyuncu olmak istemediklerinin” altını çizerek “Hangi pozisyonda oynayacağımızı bilmiyorum, ilk kadroda yer almak istiyoruz” demişti.

YILLARDIR GÜNDEMDE

Aslında Brezilya’nın BRI’ya katılması yeni bir mevzu değil. Çin lideri Şi’nin yıllar içinde birçok davetine rağmen farklı gerekçelerle Brezilya, bu davetlere şimdiye kadar olumlu yanıt vermedi. Bunun içinde iki ülke arasındaki dinamiklerin yanında, kıtanın en güçlü ülkesi ve küresel bir güç olmak isteyen Brezilya’nın “Batı’yı ürkütmeme” stratejisi de bulunuyor.

BÖLGEDE DENGE ARAYIŞI

Ancak kıtanın en büyük ekonomisini Çin’e kaptıracak olmak, “arka bahçesinin” büyük kısmını kaybeden ABD için tabuta çakılacak son çivi olabilir.

Hâlihazırda Latin Amerika ve Karayipler’den 22 ülke BRI’nın bir parçası haline gelmişken sadece Brezilya, Kolombiya ve Paraguay (Tayvan’la derin bağları yüzünden Çin ile diplomatik ilişkileri bulunmuyor) dışarda kalanlardı. Kıtanın en önemli ülkesi olan Brezilya’nın BRI’ya katılması halinde Çin ile bölgesel ilişkileri etkilemesi oldukça muhtemel. Bu durum ayrıca Latin Amerika’nın değişen küresel jeopolitik ortamda proaktif olarak yeni bir denge arayışında olduğunu gösteriyor. Gittikçe çok kutuplaşan bir dünyada, Latin Amerika’nın kalkınması için bağımsız bir yol çizmesi gerekiyor. Bu noktada Çin, ticaretin yanı sıra altyapı gibi yatırımları da içeren “kazan-kazan” stratejisiyle Latin Amerika ülkeleri için öne çıkıyor.

WASHİNGTON ENDİŞELİ

ABD, “arka bahçesinde” meydana gelen değişikliklerin farkında. Son yıllarda ABD’li politikacılar, Çin’in Latin Amerika ülkeleriyle artan bağlantıları nedeniyle “arka bahçelerine” artan bir ilgi gösteriyorlar. Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Latin Amerika’dan sorumlu Güney Kuvvetleri Komutanı General Laura Richardson, ABD’nin bölge için bir “Marshall Planı” düşünmesi gerektiğini öne sürdü. Geçtiğimiz ay, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Amerika Ekonomik Refah Ortaklığı’nın bakanlar toplantısında Batı Yarımküre Yarı İletken Girişimi’nin başlatıldığını duyurdu.

Ayrıca Hazine Bakanı Janet Yellen, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı kapsamında Brezilya’yı ziyaret etti. ABD medyası bu gelişmeleri Çin’in bölgesel nüfuzunu ele alma niyetiyle örtüşen bir gelişme olarak yorumladı. Washington’un Çin’in bölgedeki varlığına yanıt olarak yaptığı stratejik hamleler, “kazan-kazan” işbirliğini teşvik etmeyi değil, Çin’e karşı koymayı amaçlıyor. Amaç işbirliği yapmak değil, Çin’in etkisini azaltmak ve onu bölgenin dışına itmek. Bu dinamik, Latin Amerika ülkelerini taraf seçmeye zorluyor ve üzerlerinde siyasi ve ekonomik baskı yaratıyor.