Karşı komşu Semra Özal’a benziyor iyi mi? İşin garip tarafı eşinin de Turgut Özal’a benzemesi. Bu ikisi gün boyunca gerek balkonda gerekse salonlarında günlerini geçiriyor. Yağmur fazla yağdığı zaman camdan sokağı filan kontrol ediyorlar, normal komşu işleri yani. Salonda da A Haber ve TRT gibi kaliteli kanallar tercih ediliyor genelde. Geçen gün TRT’deki en büyük komedi dizisi olan Payitaht’ın masonlu bölümünü izlediler. İzlerlerken birbirlerine ‘İşte bizi böyle yıktılar, dış güçler, dış minnaklar’ filan diyorlardı. Gerçekten de çok komik bir bölümdü ama şimdi neyse zamanınızı harcamayayım. Açın YouTube’dan bakın. Dizinin senaristleri herhalde su samurları filan ki kafalarına göre öyle bir uyduruyorlar ki, Rick and Morty, Payitaht’ın yaratıcı zekâsı karşısında çöker, af dilenir...

Bu ikilinin bir alt katında başka bir aile var. Aile mutsuz, anne mutsuz, baba mutsuz, kızları var, yeni ergenliğe giren, o daha da mutsuz. Kız bir ara saçlarını kestirdi, iyice oğlan çocuğu gibi oldu. Zaten ses de değişiyor tam bu yaşlarda. Balkonda durup durup öfleyip püfledi kızcağız. Pandemi süresince bir ara 18 yaşından küçükler de eve hapis edildi ya, en çok bu kıza üzüldük. Evde mahsur kalmış bir vahşi hayvan gibi oraya buraya gidip gidip durdu. Bu aile daha çok Halk Tv, Fox Tv filan izliyor. Fox Tv’nin de Amerika’daki en balta ve iktidar yanlısı kanallardan biriyken ülkemizdeki yayın politikasının böyle olması şaşırtıyor beni ama olsun, naapalım? Öbür türlü olsa daha mı iyiydi? Ağ-haber filan artık iyice kendinden geçmiş, ne yapacaklarını bilemez haldeler. Bir gün yağcılık için bir tutum övüyorsun, öbür gün dümendekiler geri vites yapınca bu sefer sen de tükürdüğünü yalamak zorunda kalıyorsun ama ne yapacaksın değil mi ekmek parası... Yani o kanallarda çalışıp da durumun tuhaflığını, para için insanlara yanlış bilgi aktardıklarını, toplumun kafasını karıştırdıklarını filan hiç düşünüyorlar mıdır kanalın çalışanları? İlla ki düşünüyorlardır. İlla ki TRT’deki o tuhaf diziyi yazanlar bir anlığına bile olsa ‘Olum nasıl sallıyoruz belli değil, insanlar da buna inanıyor’ demiyor mudur acaba? Bu kadar net gerçekleri nasıl da rahatlıkla çarpıtıp çaresizlik içinde yeni bir tarih yazmaya çalışıyorlar anlayamıyorum. İngiliz gemisine binip kaçan adamı yüceltmenin de ahlaki olarak bir getirisi ya da götürüsü olmalı ama. Neyse ya bana ne diyeceğim, o da değil elektrik faturamızdan elektronik eşyamıza TRT’ye bütçe oluyor vergilerimiz zaten. Neyse artık, eskiden bir kalitesi vardı en azından kanalın. Şimdi içinde partici olmayan yok gibi. Partiyi, partilemeyi çok seviyoruz. O yüzden de ürettiğimiz ürünler ancak particilerin üretebileceği kadar garip ve tuhaf...

Adnan Bey’i mahkemeye çıkarmışlar. Adnan Bey, aylık gelirinin 3 bin lira olduğunu söylemiş. Hakim de soruyor ‘Kolunuzdaki 300 bin lira değerindeki saati nasıl aldınız?’... Saat hediyeymiş, rahat olun. Adnan bey, "Müslüman zavallıdır, güçsüzdür, hurafelere inanır' inancını yıktım. Sosyeteye İslam'ın hâkim olmasını sağlamak için uğraştım," demiş...

Evde bulunan 69 bin TL’lik prezervatif ve çok sayıda doğu kontrol hapı sorulan Adnan Bey, “Kadın doğum hapı cilt bozuklukları ve adet düzensizlikleri için de kullanılıyor. Prezervatif o kadar miktarda sanmıyorum. Genç çocuk, kadın arkadaşları vardır. Kullanıyordur” dedi... Kesin öyledir zaten de 69 bin liralık prezervatifin piyasa raici nasıl hesaplandı onu merak ediyorum. Tek tek saydılar mı? O sayılan ürünlerden yazı mazı yazmamışlardır umarım. Öyle de bir alışkanlığımız var, ne yakalasak, ne ele geçirsek onlarla bir şeyler yazmaya çalışan bir ekip var. Siz de bundan sonra dikkat edin, nelerle neler yazılıyor. Aslında bizde ifade özgürlüğü çok ileride, o yüzden göremiyoruz.