Arkadaşın şiirleri aynı zamanda dönemin atmosferi içinde pek de kabul görmeyen (eş)cinsel kimliğine göndermeler taşır. Üstelik bu kabul görmeyiş nedeniyle içinde bulunduğu buhranı da yansıtır. “Bir gün elbette Zeki Müren’i seveceksiniz” dizesi ile biten “Merhaba Canım” şiiri, kuşkusuz dönemin sol iklimi için radikal bir şiiridir

Arkadaş’ın kitabı

SERHAT HALİS

“…
Şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
Yarın yeni bir yeşillik büyüyecek”

11 Temmuz 1978 sabahı Ankara’daki evinin önünde, genç yaşta katledilen Bedrettin Cömert’in kitapları; ne yazık ki ölümünden sonra basılabildi. Cömert’in ölümünün ardından, Kalmasın Ellerim Sizlerden Uzak isimli eserini basıma hazırlayan Hasan Hüseyin Korkmazgil, kitabın girişinde şöyle der: “… ben sanırdım ki, daha doğrusu düşünürdüm ki, benim yazılarımı, notlarımı, mektuplarımı Bedrettin Cömert kitaplar haline getirmek zorunda kalacak. Bu görevin bana düşmesi ne acı!”

70’ler, Türkiye solu içerisinde, pek çok fikir ve sanat insanının genç yaşta yaşamını yitirdiği yıllardır. Bu yüzden birtakım genç yazarın eserini yayınlamak, o yıllarda dostlarının görevi haline gelir. Bazı kitaplar, yazarı ondan hiçbir zaman haberdar olmadan basılır. Tıpkı Bedrettin Cömert’inki gibi, bir Ankara sabahında, henüz 25 yaşındayken yaşamını yitiren Arkadaş Zekai Özger’in kitabı da bunlardan biridir.arkadas-in-kitabi-727107-1.

Arkadaş, o dönem Ankara’daki solcu üniversite gençliği içerisinde şiirleri ve özgün fikirleriyle bilinen biridir. Fikirlerinin kendini en iyi ifade ettiği alanın şiirleri olduğunu söylemek yanlış olmaz. İşçi anne babanın 8 çocuğundan biri olan Arkadaş’ın ilk adı Zekai Özger’dir. Ancak daha sonra şiirlerini Arkadaş Z. Özger adıyla yazmaya başlar ve bu isimle anılır.

Üniversite eğitimi için geldiği Ankara’da, devrimci mücadele içinde bulur kendini Arkadaş. Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir gibi isimlerin yakın çevresindedir üstelik. Pek çok devrimci etkinlikte yer alır. 24 Ocak 1971’de polis ve ülkücüler tarafından basılan SBF yurdundaki direniş de bunlardan biridir. Bu direniş sırasında ve gözaltı sonrasında işkencede aldığı darbelerin, onu ölüme götüren süreci tetiklediği düşünülür. Kalan iki yıllık ömrünü yoğun baş ağrılarıyla geçirecektir. Daha sonra SBF baskınını şiirinde şöyle anlatır:

“…

Biz üç yüz yurtseverdik

Bir gün sularken çiçeklerimizi

Üç bin kişilik düşman ordusu

Ve onun paralı sivil askerleri

Saldırdılar yurdumuza…”

Politik muhtevayla örülmüş pek çok şiiri, aynı zamanda duygularının estetik bir prospektüsü gibidir. Bu yüzden şiirleri daha sonra sol cenahtan pek çok müzisyen tarafından bestelenir. Örneğin İstanbul Maltepe’deki çatışmada yaşamını yitiren dönemim Marksist gençlik önderlerinden Hüseyin Cevahir için yazdığı “Aşkla Sana” şiiri bunlardan en çok bilinenidir:

“Alnını dağ ateşiyle ısıtan
Yüzünü kanla yıkayan dostum
Senin uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
Benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
Şimdi dingin gövdende
Uğultuyla büyüyen sessizlik
Bir gün benim elimde
Patlamaya sabırsız mavzer olsun…”

Grup Yorum, “Aşkla Sana” şiirini Cemo/Gün Gelir albümünde “İsyan Olsun” adıyla besteleyecektir. Aynı şiire Ahmet Kaya, Yorgun Demokrat albümünde “Alnında Dağ Ateşi” ismiyle yer verir. Ersen ve Dadaşlar ve Düşük Tempo gibi müzik toplulukları da aynı şiiri sırasıyla “Alnında Dağ Ateşi” ve “Aşkla Sana” isimleriyle besteler.

Ferhat” şiiri ise hiç kuşkusuz direngen bir estetik derinlik barındırır. Grup Yorum, Grup Ekin, Sevinç Eratalay gibi isimler, albümlerinde bu şiirden besteledikleri şarkılara yer verirler:

“…

Sevdan ki bir yakıcı kuştur yüreğimde
Gümbürder zulme karşı kan gibi
Ölürsem dağlar için ölürüm Ferhat
Kalırsam vuruşkan şahan gibi”
der, Arkadaş bu şiirinde.

Arkadaş’ın “Sevdadır” adlı şiiri ise, Kutup Yıldızı tarafından aynı isimle, Onur Akın tarafından ise “Çam Kolonyası” adıyla bestelenir:

“…
Çam kolonyası getirdim sana
Kentli dağlıların haklı sevdasını
Bolu ormanlarından çarpan bir koku
Sanki Köroğlu’nun ter kokusu
Aman kokusu, billah kokusu
Canlarım, canım benim…”

“Pencere” şiiri ise Sadık Gürbüz tarafından bestelenir ve 1995 yılında yayınladığı Turna Telinden isimli albümde, aynı isimle yer alır.

“Pencereyi kapama
Gök dolabilir içeri
Sen neyi görebilirsin
Islak bir bulutun ağışını mı?

Pencereyi kapama
Kuş dolabilir içeri
Sen neyi taşıyabilirsin
Kırık bir dalın yükünü mü?...”

Arkadaşın şiirleri aynı zamanda dönemin atmosferi içinde pek de kabul görmeyen (eş)cinsel kimliğine göndermeler taşır. Üstelik bu kabul görmeyiş nedeniyle içinde bulunduğu buhranı da yansıtır. “Bir gün elbette Zeki Müren’i seveceksiniz” dizesi ile biten “Merhaba Canım” şiiri, kuşkusuz dönemin sol iklimi için radikal bir şiiridir:

“…
Hayat trajik bir homoseksüeldir
Bence bütün homoseksüeller Adonis’tir biraz
Çünkü bütün sarhoşluklar biraz
Freüd’ün alkolsüz sayıklamalarıdır


Siz inanmayın bir gün değişir elbet
Güneşe ve penise tapan rüzgârın yönü
Çünkü ben okumuştum muydu neydi
Bir yerlerde tanrılara kadın satıldığını…”

O, 25 yıla sığdırdığı kısacık hayatında, şiirin en derin damarını bulur ve çıkarır adeta. Arkadaş’ın şiirleri bize “anne”, “cinsellik” ve “mücadele” imgeleriyle şekillenmiş; umut dolu, ama bir o kadar da yalnızlık, özlem, nostalji ve kırılganlıkla örülmüş bir duygu dünyasını yansıtır. Bu yüzden, basmayı hayal ettiği kitabını, “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” adıyla yayınlayacağını söyler her daim çevresine.

arkadas-in-kitabi-727106-1.Arkadaş’ın şiirleri, ilk olarak ölümünden bir yıl sonra, 1974 yılında basılır. Ancak bu baskıda kitap, “Şiirler” adıyla yayınlanır. 1984’te yapılan ikinci baskıda kitabın adı değiştirilir, ancak kitap bu defa da “Sevdadır” adıyla yayınlanmıştır. Kitabın, Arkadaş’ın istediği isimle yayınlanması için otuz yıl daha beklemek gerekecektir. 2014 yılında yayınlanan kitabın kapağında, nihayet, “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” yazar. Fakat bazı kitaplar, yazarı ondan hiçbir zaman haberdar olmadan basılır.

Bundan tam 47 yıl önce bugün, 5 Mayıs 1973 sabahı yaşamını yitirdi Arkadaş. O’nun miras bıraktığı şiirler; bugün belleklerde, dillerde ve şarkılarda yaşıyor. Çünkü ‘O’nun uzanıp yattığı otlarda; şimdi yeni bir yeşillik büyüyor’…