Bir eşeğe bile sahip çıkamayan bir sosyo-ekonomik sistem, dünyanın ve ekosistemin kaderini belirlemeye çalışıyor

“Arkadaşım Eşşek”,  eşek ve kapitalizm

FERİT BURAK AYDAR *

“Arkadaşım Eşşek” Türkçedeki en duygusal şarkılardan, dilerseniz aşk şarkılarından biri. Barış Manço Türkiye için erken bir tarihte absürt (saçma, uyumsuz, münasebetsiz, gülünç) olanla duygusal olanı birleştirmeyi, absürt öğeyi anormal âleminden kurtarıp toplumsal hayatın ve müziğin içine yedirmeyi başarmıştı. “Arkadaşım Eşşek”, “Domates Biber Patlıcan” gibi şarkılarıyla acının arabesk tonuna karşı acının absürt rengini yakalamış birisiydi (alana tamamen hâkimmişim gibi iddialı konuşamayacağım ama Gaye Su Akyol da bu cihette bir sonraki isim olabilir). Cıvık cıvık bir duygusallığın (öpmeye kıyamadım, sevmeye doyamadım, yâr diyemedim, hicran ile vuslatı cümle içinde kullandım vs.) kime ne yararı var? Sevgiliyi kuşa meleğe herkes benzetir, eşek yerine sıpa gözlü herkes yapar da, eşek üzerinden kaç kişi “yürür”?!

Marx bir yerde emek için, bütün değerlerin kıstasıdır ama tek başına değerden yoksundur, şeklinde bir nitelemede bulunuyor. Absürt olanın rolü de biraz böyle: Tek başınayken çok saçma (absürt!), ama bir bağlam içerisinde, özellikle de inadına sırıtacağı bir bağlamda fevkalade değerli olabiliyor. Karşıtlık oluşturduğu kimi bağlamlara yerleştirildiğinde, normal esvabına bürünerek karşımıza çıkan gerçekliğe bir foya işlevi görüyor absürt; ne kadar uzlaşmaz bir bağlam içinde sunulursa, belki de hayatın gerçekliğine o kadar yaklaşıyor. İnsan hüznünü yaşarken overlok makinesi ayağınıza gelmiyor mu? “Domates Biber Patlıcan”, “Arkadaşım Eşşek” şarkıları tam da bu yüzden salt absürt ya da çocuk şarkıları değil; tüm absürtlüğüne karşın gerçeğe daha yakın duygusal şarkılar.

Aslında mesele “Arkadaşım Eşşek” değil, bizatihi eşek ve eşekler. Sorun şu ki, Anadolu’da eşeklerin soyu tükeniyormuş; eşek metalar dünyasında artık para etmediğinden, TÜİK’in verdiği rakamlara göre 2005 yılında 341 bin olan eşek sayısı 10 yılda yüzde 55 azalarak 155 bine kadar gerilemiş. Marifet iltifata tâbiidir ama müşterisiz meta zâyidir. Eşek de –en azından Türk kapitalizminde– bu katı kuraldan kurtulamıyor demek ki.

Marx kapitalizmi “genelleşmiş meta ekonomisi” olarak adlandırır. Her şeyin ama her şeyin alınıp satılabilir bir mal haline geldiği ve kullanım-değerinden veya içkin öneminden ziyade; satış için, mübadele için değer taşıdığı anlamına geliyor bu (“kapitalizmin dini imanı paradır!”). Bu insanmerkezci toplumda insanlar bile metalaştırılmaktan azade kalamamışken, hayvanlar nasıl kaçıp kurtulsun? Eşeğin durumu da bu. Teknoloji çağına ayak uyduramadığı için Anadolu’da sayıları giderek azalıyormuş; bir sonraki kuşak belki de “Arkadaşım Eşşek”i dinlediğinde ya da “eşşoğlueşek”li filmleri izlediğinde göndergesi gerçek hayatta olmayan bir canlıyı kafasında canlandıracak. Ve hepsi de bizi eşek gibi çalıştırırken, kendisi çalışmayan küçük bir azınlığa eşek yüküyle para kazandıran kapitalizm yüzünden.

Sosyalizmle ilk tanıştığım zamanlarda “siz de her şeyi kapitalizme bağlıyorsunuz, başınıza taş düşse kapitalizmden bileceksiniz” lafını çok sık duyardım (nedense sonra, adını söylemeyip içeriği aynı tutunca insanların ses çıkarmak bir tarafa katıldığını gördüm!), ama burada hiç eğip bükmeyecek şekilde kapitalist bir fecaat var. Bir eşeğe bile sahip çıkamayan bir sosyo-ekonomik sistem, dünyanın ve ekosistemin kaderini belirlemeye çalışıyor.

Türkiye özelinde suçu kapitalizme değil, kapitalizmin “düzgün” işlememesine atmak akıl kârı görülebilir. Aynı haberde, dünyada eşeklere olan talebin aslında kıymetli sütünden ötürü arttığı da söyleniyor; ama sorun şu ki hiçbir canlı meta, etinden sütünden faydalanmak için ilişki kurulmayı hak etmiyor. İnsanın hayvanlarla, diğer canlılarla ve genel olarak insan dünyasıyla ilişkisindeki çarpıklık insanın insanla sömürüye dayalı ilişkisinden kaynaklanıyor ve mesele Avrupa standartlarını (hani mültecileri mal gibi haraç mezat satan kapitalist Avrupa’nın standartlarını) yakalamaya özenmekte değil, bu sistemi ortadan kaldırıp eşekleri (ve yine sayıları azalan atları, katırları) kurtarmakta.

*Boğaziçi Üniversitesi Yayınları editörü, Çevirmen