Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Erk Acarer’in kulakları çınlasın! BirGün’deki köşesinin adı “de ayrı” ama Türkçenin bu süreğen sorununu çözemedik bir türlü! Haberlerde, köşe yazılarında hep aynı yanlış! Bazen yazarın dalgınlığı, bazen editörün dikkatsizliği yol açıyor bu duruma. Yazım kurallarını tersyüz edercesine, bağlaçlar bitişik, durum ekleri ayrı yazılıyor…

Şu örneklere bakar mısınız:

• “Tarkan: ‘Her ne kadar dayım CHP’den aday olsada gönlümdeki parti HDP’dir.” (“Tarkan’ın gönlü HDP’den yana”, BirGün, 23 Eylül 2015)

• “Benim asıl derdimde buydu.” (“Madımak’a herkes seyirci kaldı” (“Carina’nın Günlüğü” filminin yönetmeni Ulaş Bahadır’ın Neslihan Karataş’la söyleşisinden, BirGün, 23 Eylül 2015, Kültür-Sanat sayfası)

• “Böyle üstesinden geleceğiz yasımızın da öcümüzünde.” (Selçuk Candansayar, “Öfkemiz, Öcümüz”, BirGün, 19 Ekim 2015)

• “Gazeteci olan ve gazeteci kalanlara yönelik her türlü baskı bundan sonrada devam edecektir.” (Ali Haydar Fırat, “Özgür basının düşmanları”, BirGün Pazar, 13 Aralık 2015, Sayı: 457, s. 15)

• “Bende 2015’in en iyi çıkış yapan yayınevini seçtim.” (Rozerin Doğan, “Cesaretin Getirdiği Başarı”, Aydınlık Kitap, 25 Aralık 2015, Sayı: 192, s. 3)

Hadi “çıkış yapma” saçmalığını şimdilik es geçelim. Ama “bende” sözcüğünün bu tümcede bitişik yazılmasına ne demeli?

DURUM EKLERİ BİTİŞİK YAZILIR
İkide bir “de ayrı” deyince, bundan yanlış sonuç çıkaranlar olabilir. Aman ha! Her “de / da” bağlaç değildir! Bu sözcük yalnızca bağlaç durumunda ayrı yazılır. Tümcede “durum eki” işlevi görüyorsa bitişik yazılmalıdır. İşte yanlış yazıma iki örnek:

• “Yırtıcılar sürüsü her an pusu da bekliyorlar!” (Nazım Alpman, “Cehennem Ülkede”, BirGün, 19 Şubat 2015)

• “Türkiye de vaktiyle adı bile bilinmeyen klasik müzik çalgısı ‘Çembalo’yu icra eden ve tanıtımı adına ‘İstanbul Barok Müzik Topluluğu’nu kuran Nazan İpşiroğlu, sanat ve müzik alanlarında birçok esere imzasını attı.” (“Cumhuriyetin Işığıydı” başlıklı haberden. Cumhuriyet, 25 Ağustos 2015, Kültür sayfası)

“ANADİL" VE "ANADİLİ" KARMAŞASI
“Anadilde eğitim, temel bir insan hakkıdır” sözü, son yıllarda ülkemizde çok sık kullanılıyor. Ama yanlış kullanılıyor! Çünkü “anadil” ve “anadili” kavramları karıştırılıyor. Daha doğrusu, “anadili” yerine genellikle “anadil” deniyor. Oysa “anadil”, başka diller türetmiş olan kök dildir. Yani “temel dil” anlamına gelir. [ İng. primitive language. Fr. langue mère]. Örneğin Roman dilinin türediği Latince bir “anadil”dir. “Anadili” ise insanın çocukken anasından öğrendiği dildir. “Anadili”, “ana” ve “dil” sözcüklerinden oluşmuş bileşik addır. Nasıl ki “anne sütü” yerine “anne süt” diyemezsek, “anne / ana dili” için de “anadil” diyemeyiz. İşte bu konudaki yanlış kullanım örnekleri:

• “1994 Avrupa Azınlık Dilleri Şartı veya Bölgesel Dillerin Korunmasına Dair Çerçeve Sözleşmesi’nde Türkiye’nin hâlâ imzalamadığı bazı haklar var: Anadilde dilekçe verme, ana dilde ifade verme hakkı…” (Mümtaz’er Türköne, Sabah, 24 Aralık 2007)

• “Anadilde eğitim hakkına kapıyı kapatırsanız, başörtüsü konusunda da adım atamazsınız…” (Cengiz Çandar, Radikal, 23 Ekim 2010)

• “Anadildir ustalığın nedeni.” (Sennur Sezer’in 2012 Dünya Şiir Günü Bildirisi’nden)

• “Anadil ve Çevre Kirliliği” (Mehmet Basutçu, Cumhuriyet, 21 Nisan 2012, “Kültür” sayfası)

• “Bireyin ailede öğrendiği ilk dil anadildir…” (Nilhan Kahraman, “Anadilde Eğitim”, Agos, 12 Şubat 2013)

• “Anadil halledilmeli…” (Enver Aysever, “Dilsiz kalan toplumun çığlığı olmak için!” başlıklı pazar yazısının arabaşlığı. BirGün, 13 Aralık 2015)

Türkçesi varken…
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasından sonra Silivri Cezaevi’nin önü yeniden canlandı. Daha önce “Ergenekon” ve “Balyoz” tutukluları için kurulan dayanışma çadırının yerini şimdi “Umut Nöbeti” almış. Meslektaşlar, cezaevi önünde sırayla nöbet tutuyorlar. Her nöbet değişiminde fotoğraflara yansıyan cezaevi kapısındaki kocaman yazıya takılıyor gözüm:

“Adalet Bakanlığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü”…

Dilimize Fransızcadan giren “campus” sözcüğü, Türkçede “kampüs” değil “kampus” olarak” seslendiriliyor. Ama TDK, her zamanki gibi oyunbozanlık ederek “kampüs” demeyi yeğliyor. Mademki yabancısını doğru yazıp söyleme konusunda anlaşamıyoruz, Türkçedeki güzelim karşılığı olan “yerleşke”yi kullansak olmaz mı?