Hayır, göremeyeceksiniz. Olur da tutuklanırsanız, ‘arkadaş görüşü’ OHAL KHK’si ile kaldırıldı. Eskiden üç arkadaşınız sizi hapishanede her hafta ziyaret edebiliyordu, artık sadece aile bireyleri.

Aranızda resmi bir bağ olmayan hiç kimseyi göremeyeceksiniz. Onları da eskisi gibi değil, iki ayda bir yüz yüze (arada cam olmadan) görebileceksiniz.

Tabii organize suç örgütü, yani çete lideri değilseniz.

Geçen hafta Alaattin Çakıcı’ya tanınan imtiyazlarla ilgili bir haber yayımlandı, resmiyetinden epeyce şüphe uyandıran bir raporla, hâlihazırda hastanede tedavi altında bulunan mahkûma, sınırsız görüş hakkı verildiği iddia edildi. Raporun doğruluğu şüpheli ama Çakıcı’nın uzun zamandır hastanede tedavi gören bir mahpus olduğu gerçek.

Bir de Yıldırım var. Yıldırım Demir de mahpus, Bolu F Tipi’nde. Sağ gözü yüzde 95 oranında görmüyor, sol gözündeki rahatsızlık da ilerliyor. Göz doktorunun yazdığı ilacı devlet karşılamıyor, o da parası tükendiği için artık alıp kullanamıyor. İki yıl önce bir göz doktoru kendisine “Bu sol göz 10 yıl daha seni idare eder” demiş, bir başka doktor ise “Kendini yavaş yavaş körlüğe hazırla” demiş. Ama bırakın hastanede tedavi olmayı, hapishane revirine bile çıkarılmıyor.

Arin var, 9 aylık. Astım hastası. Annesi, eski DBP Ömerli İlçe Eşbaşkanı Esma Yıldız ile birlikte Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde. Esma Yıldız, çocuğunun ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi yetersizlikler olduğunu, gıda ve beslenmesinde çok zorlandığını anlattı, karşılığında iki günlük hücre cezası aldı. Arin’e ne oldu, bilmiyoruz.

Fatma Özbay da 53 yaşında. 1997’de ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edildiğinden beri hapiste, şimdi Erzurum Kadın Cezaevi’nde. Mayıs 2018’de meme kanseri teşhisi konuldu, aynı ay içerisinde ameliyat edildi. Doktoru ameliyat sonrası beslenmesine dikkat etmesi gerektiğini söyledi ve hemen kemoterapi tedavisine başlamasını salık verdi. Ama Fatma bırakın kemoterapi için hastaneye götürülmeyi, hapishanenin bol yağlı, sağlıksız yemeklerine mahkûm kaldı.

Ailesi, Fatma hastaneye götürülsün diye birçok kuruma başvurdu, bekliyorlar.

Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 30 yaşındaki Seyran Demir, lösemi ve Hepatit-B hastası. Solunum yetmezliği de var. Ağzında sürekli yara oluştuğu için mama ile beslenmek zorunda, Ocak ayında 35 kiloya düşmüştü. O hastaneye götürülüyor ama ring aracında kelepçeli bekletiliyor, hakarete ve şiddete maruz kalıyor, darp ediliyor.

İsmail Arslan 66 yaşındaydı. 25 yıldır mahpustu, en son Balıkesir Bandırma 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeydi. Uzun yıllardır solunum ve beslenme rahatsızlığı vardı, ancak durumu çok ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı, kurtarılamadı.

Sadece son beş ayda gerçekleşen hak ihlallerinden bazılarını yazdım. Bazıları kanuna uygun, bazıları değil ama hepsi hukuksuz.

İnsan Hakları Derneği’nin rakamlarına göre, 2 Mart 2018 itibariyle Türkiye hapishanelerinde 402’si ağır durumda 1154 hasta mahpus var. Tahliyeyi geçtim, tedavi bile edilmiyorlar.

Son 17 yılda 3 bin 500 hasta mahpus cezaevlerinde öldü.

Çakıcı hastanede ziyaretçileri kabul ediyor.

Avukatlar bu duruma “çifte standart” diyor kibarca. Kibar olmayan haliyle de mafya düzeni. Memleketimize hayırlı olsun.