Uzaktan eğitim ve Armağan Çağlayan! Ne alaka? Bence de yok ama bir alaka kurmaya çalışayım.

Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitim kararını açıklandığında Ziya Selçuk'un eğitimi dijital platforma kaydırma planı olduğunu söylemiştik. Nitekim birkaç gün önce uzaktan eğitimi kalıcılaştırma niyetinde olduğunu belirten bakan bizi doğrulamış oldu. Bakan "Uzaktan eğitimi Türk eğitim sisteminin olağan bir parçası yapmak için yeni bir proje çalışmasının içindeyiz" diyor.

Henüz uzaktan eğitime başlanmadan ve üstelik koskoca eğitim bakanı "Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini alamaz" demişken normalleşme sürecinde maskelerinizi çıkarabilirsiniz ama uzaktan eğitim kalsın deneceğini söylemiş olmamız sezgilerimizin kuvvetinden değildi. Ziya Selçuk'un leb demeden leblebi diyeceğini anlayacak kadar gayet somut ve çok ampirik veriler var elimizde. Bill Gates'in takipçisi olduğunu bilin yeter.

İtirazımız dijital platformların eğitim aracı olarak kullanılmasına değil, eğitimin dijitalleşmenin aracı olarak kullanılmasınadır. Pandemiyle küresel uygulama deneyimi sağlanan uzaktan eğitimi kalıcılaştırma Bill Gates'in hayali. Herkes kaybederken bu süreçte en çok kazanan o oldu. Bakan, 1968'den itibaren uzaklaşmaya çalıştığımız Amerikan eğitim sistemini tekrar Türkiye'ye getirmeye çalışıyor. Onun Amerika ekolüne hayranlığını 50'li yıllara dönüş işareti sayabiliriz.

Bir daha tekrar edelim; eğitim tek başına bir takım test bilgilerini öğretme işi değildir. Öğrencilerin biribiriyle, okuluyla, öğretmeniyle; öğretmenin okulla ve öğrenciyle, ebeveynin okul ve öğretmenle temasını ne kadar kısıtlarsanız eğitim o kadar başarısız olur. Okulun elde kalan tek ve son kamusal alan olduğunu, toplum fikrinin orada kurulduğunu göz ardı edemeyiz. Bunu, bu iktidar ve eğitim bakanı bilmiyor değil; evde kılınan namazla da cennete gitmek mümkünken her sokak başına bir cami inşa edilip herkes camiye çağırılırken mümkün olmadığı halde evde eğitimi teşvik ederek çocukları okuldan uzaklaştırmak bilinçli bir hesaba dayanıyor.

UNICEF Türkiye''nin "Ayşe’ye #COVID19 süresince evde ders çalışmak konusunda hissettiklerini sorduk; cevabını merak ediyor musunuz?" metni altında paylaştığı videonun Bill Gates mesajı olduğunu, toplumun bilinç altına girerek Ziya Selçuk'a onay talep ettiğini biliyor ve küresel bir kumpasla karşı karşıya olduğumuzun farkındayız. Ayşe'nin yanıtı şöyle: "Merhaba benim adım Ayşe, arkadaşlarım sınıfta olduğumda konuştuğumda bana gülüyordu fakat evde online dersler olunca kendimi daha çok verebiliyorum. Daha çok derslere odaklanabiliryorum."

Uzaktan eğitimi, zorunlu haller dışında eğitimin olağan uygulamasına dönüştürmenin toplum yaşamına ve bireyin varoluş nedenine risk oluşturduğunu anlatmak kolay değil. Ne var ki bu bizim işimiz; politik kararların ne tür sonuçlar doğuracağı konusunda topluma uyarılarda bulunmanın yollarını bulmak durumundayız. Fakat önce toplumla buluşmak, ona ulaşmak gerekiyor.

Armağan Çağlayan ile uzaktan eğitim meselesine gelince; Ziya Selçuk'un uzaktan eğitimi kalıcı uygulamaya dönüştüreceğine ilişkin öngörümü ilk kez 18 Mart'ta Armağan Çağlayan'la YouTube kanalı için yaptığı çekimde dile getirdim. Microsoft, Google ve diğer küresel platformların ulusal müfredatları deleceğini de o programda söylemiştim. Bir magazin figürü olarak tanıdığım Armağan Çağlayan'ın beni programına davet etmesini hakikaten erişimi güç bir kitleye ulaşma fırsatı olarak görmüştüm.

Armağan Çağlayan sordu ben yanıtladım. Sınavlar, uzaktan eğitim, eğitimin anlamı üzerine iyi bir sohbetti. Fakat Armağan Çağlayan bu çekimi yayınlamadı. Niye yayınlamadı bilmiyorum ama birkaç tahminimden biri, bu uzaktan eğitim meselesine ikna olmamış olma ihtimali gibi geliyor bana. Programın sonunda "Hiç böyle düşünmemiştim" dediğini anımsıyorum. Oysa ciddi bir çaba harcayarak ulaşıp program teklif ettiği BirGün yazarının politik yorumlarda bulunacağını tahmin etmesi gerekirdi.

Programın yayına girmemesinin başka nedenleri de olabilir. Sanırm ilk birkaç konuğundan biriydim. Armağan Çağlayan kanalında kendisi konuşulan konuklara yer veriyor. Ve çok izleniyor Selin Ciğerci 4.7 milyon, Murat Övüç 6.3 milyon, İlyas Yalçıntaş 2.1 milyon kez izlenmiş. Son konuğu MHP milletvekili Cemal Enginyurt (O da kendini anlatıyor) bir haftada 400 binin üzerinde izlenmiş. E, benim gibi başka birşey söyleyen üstelik tanınıp bilinmeyen birinin akıl yürütmesini kim umursar. Yani şöhretlilere kurban edilmiş olabiliriz. Hani haksız da sayılmaz. Sonuçta orası da bir pazar yeri, nezaketsizlik aranmaz.

Eğitim herkesi ilgilendiren, anlaşılması kolay bir mesele olmakla birlikte anladım ki düğün-dernek-dümbelek arasında anlatılamıyor. İşimiz zor vesselâm.