Şüpheli asker ölümleri bitmek bilmiyor. Bu askerlerden biri de 19 Ocak’ta intihar ettiği ileri sürülen 20 yaşındaki Azmi Ayverdi.

1 yılda, 2’si sözleşmeli er, biri uzman çavuş olmak üzere toplam 10 asker şüpheli biçimde öldü. Bunlar sadece kamuoyuna yansıyanlar. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 5 asker ölümünün intihar olduğu yönünde açıklama yaptı. 4 askerin silah veya mühimmat kazası sonucu öldüğünü ifade etti. 1 askerin ise “yüksekten düştüğünü” belirtti.

TABUTLA TERHİS

Aileleri tarafından devlete teslim edilip, tabutla geri alınan askerlerin ortak noktaları var. Bazıları Kürt’tü, bazıları doğuda askerlik yapıyordu. İntihar ettiği öne sürülen 6 asker Kürt kimliğine sahipti. Şüpheli 10 ölümden 4’ü Hakkari’de gerçekleşti. Son 1 yıl içinde Şırnak, Diyarbakır ve Van’da da birer asker öldü.

SAVAŞ POLİTİKALARI, NEFRET SÖYLEMLERİ

Vicdani Red Derneği Eş Genel Başkanı Gökhan Soysal, artan asker ölümlerini değerlendiriyor: “Milliyetçi politikalar, ülkenin her sorununu gizlemek için siper yapılıyor. Nefret söylemleri kışlaya da yansıyor. İntihar olsa bile özellikle Kürt askerlerin ölümlerindeki artış tesadüf değil.”

Soysal’a göre, kışladaki ölümler, mevsimlik işçi ya da inşaat emekçilerine saldırılardan kopuk değil. Soysal, “Bu şüpheler, bağımsız makamlarca soruşturulmadıkça ölümler artarak devam edecektir” diyor: “Olaylar sadece failler ile değil neden-sonuç ilişkileri ile ele alınmalı."

Yakın zamanda gerçekleşen ölümlerdeki soru işaretleri fazla. 2020 Mayısı’nda intihar ettiği söylenen, Ahmet Türeli’nin vücudundan nasıl olup da 3 kurşun yarası olduğu sorusu hâlâ askıda. Tıpkı, yine mayısta kışlada yaşamına son verdiği söylenen, Mustafa Araz’ın vücudundaki darp izi ve morluklardaki şaibeli gibi.

Son 10 gün içinde 2 şüpheli ölüm daha gerçekleşti. Antep Cezaevi’nde askerlik yapan 20 yaşındaki İbrahim Meşe’nin, nöbet tuttuğu kulübede intihar ettiği iddia edildi. Cenazesi, Diyarbakır Eğil’de toprağa verilirken mezarlık giriş-çıkışlara kapatıldı, bilgi edinmek isteyenler engellendi.

ÇELİŞKİ 1: G3 İLE İNTİHAR ÇOK ZOR

Şüpheli şekilde yaşamını yitiren bir diğer asker ise Azmi Ayverdi oldu. Malatyalı er, Şırnak, Roboski’de askerlik yapıyordu. Terhis olmasına 3 aydan az süre vardı ve evlilik hazırlığı içindeydi. Orduda kullanılan G3 piyade tüfeği ile kendini vurduğu söylendi. Ancak, silahın yapısı ve ölçüleri, bir kişinin onu kendine çevirip ateş etmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor.

ÇELİŞKİ 2: SİLAHIN ÖNLEYİCİ APARATI VAR

Öte yandan bu silahlara, asker intiharlarını önlemek için ‘tetik koruma mekanizması’ denilen bir aparat takılıyor. ‘Ters L’ şeklindeki bu mekanizma ancak başka bir aletle çıkabiliyor. Eğer zorlanırsa tetik kırılıyor. Olayda önemli başka çelişkiler de var. Abi Sedat Ayverdi açıklıyor…

ÇELİŞKİ 3: YÜZBAŞI ÇENE ALTINDAN, BİNBAŞI ALNINDAN VURULDU DEDİ

“Malatya’dan 2 rütbeli asker gelip, olayı bildirince Şırnak’ta görev yapan kardeşimin birliğinin komutanı ile görüştüm. Binbaşı bana Azmi’nin kendini alnından vurduğunu söyledi. G3 ile bunun mümkün olamayacağını belirtince, yüzbaşı ile görüşmemi söyledi. Yüzbaşı ise ‘Kardeşin çene altından kendini vurdu’ dedi.”

ÇELİŞKİ 4: KOMUTANI, “ÖNCE UZAKTAN GÖRDÜM”, SONRA “YANINDAYDIM” DEDİ

Abi Sedat Ayverdi başka bir önemli noktaya daha değiniyor: "Binbaşı önce, ‘Ben olayı uzaktan gördüm’ dedi ancak, ‘Birlikten sorumlu bir komutan, vurulan askerinin nasıl olup da yanına gitmez?’ sorusu karşısında, beyanını değiştirip ambulansa bindiğini ifade etti.”

ÇELİŞKİ 5: 15 SAAT SONRA HABER VERİLME NEDENİ HAVA ŞARTLARIYMIŞ!

Olay, aileye 15 saat sonra bildirildi. Rütbeliler ailenin yaşadığı yerdeki birlikten, Malatya’dan geldi. Aile, ‘Neden bu kadar geç haber verdiniz?’ diye sorunca, ‘Hava koşulları elvermedi’ yanıtını aldı. Ortaya yeni bir soru daha çıktı: Bu çağda, hangi hava koşulları telefona bile engel olur?

ÇELİŞKİ 6: TERHİSE 90 GÜN VAR, EVLİLİK HAZIRLIĞINDA

Azmi Ayverdi, 90 günden az bir süre içinde terhis olacaktı. Evlilik hazırlığındaydı. Ölmeden 40 dakika önce annesini aramış, neşeli ve umutlu bir konuşma gerçekleştirmişti. 40 dakika sonra intihar etmesi hayatın normal akışına aykırıydı. Ayverdi’nin sırt ağrısı nedeni ile 'nöbete gitmemek için’ izin istediği bilgisi de var. Annesine attığı mesajda, “İzin alamadım, bir de fırça yedim” dedi.

Dosya avukatı İbrahim Özer; “Tüm bu şüpheleri, müvekkilimizin şikâyet dilekçesinde belirttik ve savcılık dosyasına sunduk” diyor:

“TSK’nin kendi içinde de tahkikat soruşturması sürüyor. Alınan ifadeler ve beyanlar henüz elimize ulaşmadı. Otopsi yapıldı, adli tıp raporunu bekliyoruz. Tüm bunlardan sonra daha sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün. Resmi açıklama olmaması, çelişkiler ve Azmi Ayverdi’nin intihar edecek kişilik özellikleri taşımaması, olay öncesindeki sağlıklı ruh hali şüphelerimiz artırıyor.”