Yükselen maliyetler nedeniyle geçiminin sağlayamaz duruma gelen çiftçi ve besicinin yaşadığı sıkıntının boyutu derinleşiyor. Niğdeli besici İbrahim Gülümser'in sözleri gelinen noktanın bir özeti: Köyümüzde mera kalmayınca hazır yem vermeye başladık. Geçen yıl bir ton saman 600 TL iken bu yıl bin 800 TL'ye çıktı. Her birinin 8 kilo yem, 6 kilo yonca yemesi gerekir. Biz şu an hayatta kalacakları kadar yani dört kilo yem veriyoruz. Çünkü elde ettiğimiz süt, yem fiyatını kurtarmıyor.

Artık çark dönmüyor: 'Sarıkız' da yetersiz beslenme mağduru

Nisa KÜÇÜK

Zor günlerden geçen çiftçi ve besici, iktidardan umudunu kesti. Seslerinin duyulmasını isteyen Niğdeli üreticiler, yüksek fiyatlardan ve gelir elde edememekten yakınıyor. Yeterli beslenemediği için ineklerinin bile kilo kaybı yaşadığını ve kemiklerinin sayıldığını bildiren üreticiler, yaşadıkları sorunları BirGün’e anlattı.

Niğde’nin Altunhisar ilçesinde 11 yıldır çiftçilikle yaşamını sürdüren Gültekin Beyazıt, tarlasına tahıl ürünleri ekmeye çalışıyor. Maliyetlerin artmasından yakınan Beyazıt, “Verdiğim emeğin karşılığını alamıyorum. Kredilerle ekim yapmaya, geçinmeye çalışıyorum ancak mümkün olmuyor” dedi. Yaklaşık 50 bin TL’ye yakın borcunun olduğunu söyleyen Beyazıt, “Borcumu ödeyeyim kurtulayım derken daha çok borçlanıyorum. Gelen zamlar, elde edeceğimiz karı elimizden alıp götürüyor. Akşam evimize boş heybemizle dönüyoruz” diye konuştu.

Kurak bir bölgede üretim yaptığını belirten Beyazıt, şunları kaydetti:

“Kullandığımız her şeye sık sık zam geliyor. Geçen yıl saati 70 TL olan sulama suyu bu yıl 130 TL. Elektrik, gübre, mazot çok pahalılaştı. Kullandığım ürünleri zorunlu olarak azaltıyorum. Bu da verimliliği etkiliyor. Tarlana randımanlı olarak bakmıyorsan iyi mahsul alamazsın. Kendimizi oyalamaya çalışıyoruz. Önümü göremiyorum. Önümüzdeki yıl da böyle devam ederse çiftçiliği bırakacağım. Ne eksek boş. Kızım, 'Baba gelirken çikolata alır mısın?' diyor. Alamıyorum çünkü geçinemiyoruz.”

artik-cark-donmuyor-1019437-1.
Kredilerle ekim yapmaya çalıştığını söyleyen Gültekin Beyazıt

HÜKÜMETİN POLİTİKASI ÇİFTÇİYE İHANET

Çiftçi Ramazan Ünlü de zamlardan yakındı. 11 yıldır çiftçilik yapan Ünlü, “Buğday, arpa, yonca ekiyorum. Emekli olunca, ‘Boş durmayayım, üretim yapayım’ dedim ama hayal kırıklığına uğradım. Ülkedeki tarımın hali facia. Ev ve dükkan satarak tarıma başladım. 4-5 milyon TL para harcadım. Şu an 600 bin TL borcum var” dedi.

Yüksek elektrik faturaları nedeniyle de zor günler geçirdiklerini söyleyen Ünlü, şunları ifade etti:

“Geçen yıl aylık 5 bin TL elektrik faturası geliyordu. Bu sene ne kadar gelecek bilmiyorum. ‘Dağı taşı ekin’ demekle tarla ekilmiyor. Hükümetin tarım politikası üreticiye, ülkeye ihanet. Sulama yapamıyorsan, elektrik pahalıysa, gübre yoksa, mazot pahalıysa emeğin yanıyor. Bu durum çiftçiyi yoksulluğa sürüklüyor. Bu yıl çok az gübre attım. Geçen yıl taban gübresinin bir tonu 2 bin 300 TL’yken bu yıl 14 bin TL. Borcu kapatıp daha fazla kredi çekiyoruz. Çünkü çark kendini döndürmüyor. Maliyetlerin yüksek olması üretimi azaltıyor. Tarıma destek yok. Var olan destekler de yeterli değil. Kan emici sülükler gibi üreticiyi tırtıklıyorlar. Böyle giderse çiftçiliği sürdürmeyi düşünmüyorum.”

artik-cark-donmuyor-1019438-1.
Çiftçi Ramazan Ünlü

YEM FİYATLARI ALDI BAŞINI GİTTİ

Büyükbaş hayvancılık yapan İbrahim Gülümser ise 80 ineği ile birlikte kaderlerine terk edildiğini söylüyor. Çocukluğundan beri hayvancılıkla uğraştığını dile getiren Gülümser, “Köyümüzde mera kalmadı, hayvanlar yayılarak otlayamıyor. Sürekli hazır yem yiyorlar. Beslediğim mevcut ırktaki ineğe yem vermeden süt alamıyoruz. Yem fiyatları aldı başını gitti. Hayvanların kaba yemini kendim üretmezsem ayakta kalamam” ifadelerini kullandı. Geçen yıl bir ton samanın 600 TL olduğunu hatırlatan Gülümser, “Bu yıl bir ton saman bin 800 TL. 80 hayvanın her birinin günlük en az 8 kilo yem, 6 kilo yonca yemesi gerekir. Biz şu an dört kilo yem veriyoruz. Çünkü elde ettiğimiz süt, yem fiyatını kurtarmıyor” dedi.

artik-cark-donmuyor-1019439-1.
Büyükbaş hayvancılık yapan İbrahim Gülümser

HAYATTA KALACAKLARI KADAR YEM

İneklerinin yeterince büyüyemediğini dile getiren Gülümser, şunları kaydetti:

“İneklere, hayatta kalacakları kadar yem verebiliyoruz. Bir inek günlük 25 litreden aşağı süt vermezdi. Az yem vermemizden dolayı şu an bir inek yedi litre süt veriyor. Dişi inekleri kestirmiyorum. Erkek inekleri ise mazot ve yem için kestirmek zorunda kalıyorum. Ayrıca, ithal ürün istemiyoruz. İthal hayvan, yerli üreticiyi bitiriyor. Kendimiz üretelim, kendi piyasamızı oluşturalım istiyoruz. Çünkü ithal hayvanlar yerliden iki kat daha pahalı. Bizim işin girdileri çok. Yaklaşık bir milyon TL borcum var. Borcun tamamını kapatmam mümkün değil. Ödediğimiz paranın çoğu faize gidiyor. Güz döneminde ekin ektim. Her yıl 40-50 kilo gübre atardım bu yıl 10 kilo gübreyi ancak atabildim. Ekini daha biçmedik ama verim yarı yarıya düşecek. Geçen yıl elektrik faturası aylık 11 bin TL geliyordu. Bu yıl aynı şekilde sularsam 25 bin TL fatura gelir. Nasıl ödeyeceğim diye şimdiden düşünüyorum.”

DİĞERLERİNE BAKABİLMEK İÇİN 10 İNEK SATTIM

Besicilerin zor günler geçirdiğini söyleyen Naci Duran’ın da 10 ineği var. Girdiler arttığı için hayvan sayısını azalttığını kaydeden Duran, “Diğer hayvanlarıma bakabilmek için 10 ineğimi sattım. Bunlara da bakamazsam satacağım. 20 hayvana 3-4 ton yemi 3 bin TL’ye alıyordum şimdiyse öyle değil” dedi. 60 bin TL’ye yakın borcunun olduğunu söyleyen Duran, “Yem verememek verimi etkiledi. Hayvanlar cılız. Yem fiyatları düşsün biz süt fiyatlarında zam istemiyoruz. Herkes çarkın içinde dönebilsin. Süte zam geliyor. Bize iki ay sonra yansıyor ama zammın açıklandığı gün yem fiyatlarına zam geliyor. Eskiden peynirimizi, kendi sütümüzden yapardık şimdi marketten alıyoruz” ifadelerini kullandı.

artik-cark-donmuyor-1019440-1.
Diğer hayvanlarına bakabilmek için 10 ineğini satan Naci Duran

300 BİN TL BORCUM VAR

Altunhisar’da patates ekimi yapan bir üretici ise bir yıllık emeğinin çöpe gittiğini söyledi. 90 dönüm arazisinin olduğunu söyleyen çiftçi, “Girdiler arttığı için alternatif yollara başvurduk. Benim de aralarında bulunduğum 14 çiftçi, özel bir patates cipsi firması ile bir anlaşma yaptı” dedi. Firmanın kedilerine patates tohumu ve gübre verdiğini ancak çeşitli hastalıklarla karşılaştıklarını aktaran çiftçi, yaşananları şu cümlelerle anlattı:

“Tarlama firmanın verdiği patates tohumunu ektim. Firmanın verdiği gübreyi kullandım. Karşılığında da firmaya 3,5 ton ürün vereceğime dair senet imzaladım. Bu senette, patateslerin kilosunu 2,5 TL'ye satacağımı da belirlemiştik. Bir dönümden bin TL karım olacaktı ancak ürünler hasta çıktı. Firmanın verdiği tohumda bir sorun varmış. 14 çiftçinin ektiği 850 dönüm arazide patatesler çürük çıktı. Bir yıllık emeğimiz, umudumuz çöpe gitti. Şu an bu patatesleri söküp yerine başka bir şey de ekemem. Ekecek gücüm yok çünkü bu patateslere para harcadım, sulama yaptım. Bu yıl tencere de kaynamayacak. Firmayla davalık olduk, süreç devam ediyor. Firma tohum değil ama gübrenin parasını istiyor. Yanlış verilen tohumdan ürün olmadı. Firmaya nasıl gübre parası veririm? Tarlalar da heba oldu. Hastalıklı patatesin tarlaya zarar verip vermediğini bile bilmiyoruz. Bankalara 300 bin TL borcum var. Hem tarladan olduk hem de mazot yaktık. Üstüne üstlük firma benden 81 bin TL gübre parası istiyor. Ben zaten 200 bin TL zarardayım üstüne bir de para istiyorlar. Mağdurum, param olsa kendi tarlam için firmayla anlaşma yapmazdım. Kendim ekerdim. Firmaya güvendik ama zarardayız.”