Artvin'de Reşit Kibar’ın katledilmesine karşı İstanbul’da eylem: "Bu memleket bizim"
Artvin Cankurtaran’da orman parkı projesi için yapılacak ağaç kesimine engel olmaya çalışan Reşit Kibar’ın katledilmesine karşı İstanbul Doğa Savunmaları’nın çağrısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nada eylem yapıldı
Artvin Cankurtaran’da orman parkı projesi için yapılacak ağaç kesimine engel olmaya çalışan köylülere yönelik silahlı saldırıda Reşit Kibar isimli köylü yaşamını yitirmişti.
Köylülere yönelik silahlı saldırıya ve Reşit Kibar’ın katledilmesine karşı İstanbul Doğa Savunmaları Kadıköy İskele Meydanı’na çağrı yaptı. İstanbul Doğa Savunmaları’nın eylemine İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri de çağrı yaptı.
Çağrının ardından Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılan eylemde İstanbul Doğa Savunmaları adına Bulut Can Okuducu basın açıklaması yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Artvin Cankurtaran’da yaşanan acımasız bir saldırının ardından, kaybettiğimiz orman koruyucusu arkadaşımız Reşit Kibar’ı anmak, doğasını savunduğu için yaralanan dostlarımız ve tüm Artvin halkı ile dayanışmak için toplandık. Bugün burada aynı zamanda Cankurtaran halkının iradesine, emeğine ve doğasına yöneltilen saldırıya karşı birlikte direneceğimizi söylemek için toplandık. Hepimiz biliyoruz ki bu saldırı, sermayenin ve onun işbirlikçilerinin, memleketin her bir karış toprağını parsel parsel satmak, yağmalamak için bizim yıllardır verdiğimiz doğa ve yaşam savunuculuğu mücadelemizi bastırmak için giriştiği yeni bir hamledir.
Dün sabah saatlerinde Artvin Hopa ilçesi Cankurtaran mevkiinde EFOR maden şirketinin ormanlara yönelik saldırısını ve ağaç kesim işlemlerini engellemeye çalışan, ormanına, ağacına, deresine suyuna sahip çıkan 3 arkadaşımız Efor maden şirketinin ağaç kesimini ihale ettiği bir başka şirketin görevlisinin silahlı saldırısına uğramış, saldırıda Reşit Kibar hayatını kaybederken iki arkadaşımız Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu yaralanmıştır. Yaşanılan olayların hepsi jandarmanın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Olay öncesi kaymakamlığa, CİMER’e, yetkili diğer kurumlara yapılan bütün ihbarlara rağmen fail maden şirketine dair herhangi bir önlem alınmamış, yaptırım uygulanmamıştır.
Tüm bu yaşananlar iktidarın ve sermayenin kar hırsının bir sonucudur.
Bu kar hırsıyla yıllardır ormanlarımıza, vadilerimize, suyumuza saldıran sermaye, doğamızı katlettiği gibi canlarımızı da almaktadır. AKP iktidarının talan ve yağma politikalarının bir sonucu olarak yaşam alanlarımızı yok etmek isteyen sermaye, doğayı ve yaşamı savunan köylüleri gözaltılar, tutuklamalar ve tehditlerle yıldıramadığını anlayınca doğrudan hedef gözeterek silahlı saldırılarla mücadelemizi geriletme derdindedir.
Biz bu saldırıların, nereden kaynaklandığını, hangi amaçla gerçekleştiğini ve kimlerin çıkarlarını güvence altına aldığını çok iyi biliyor, sizleri tanıyoruz. Aynı iktidar ilişkileri ile bugün kuzey ormanları talana ve yağmaya açılmış neredeyse her köyümüze, her askeri alana rant gözüyle bakılarak şirketlere peşkeş çekilmiştir. Her gün yeni bir cumhurbaşkanı kararnamesi ile orman alanı olmaktan çıkartılan kuzey ormanlarımızı bir bir kaybediyoruz. Maden ve taş ocağı yağmasına karşı direndiğimizde karşımızda devletin kolluk kuvvetlerini, yargının şirketleri koruyucu yasalarını, mafyatik şirket çetelerini buluyoruz.
"BU MEMLEKET BİZİM"
3. Havalimanını, 3. Köprüyü, Kuzey Marmara Otoyolunu açan, Kanal İstanbul projesini bizlere dayatan, Artvin'de Cerattepenin kalbini söken, Akbelen'i yağmalayan, bütün bir trakyanın verimli tarım topraklarını ve ormanlarını JES’lerle, RES’lerle yok eden, maden faaliyetleri ile sularımızı zehirleyip, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızı, barınma hakkımızı da elimizden alan çetelerin ve yağmacıların karlarına kar katması için bu saldırıların önü iktidar tarafından açılmaktadır.
Ama hem yaşam alanlarımızı kâr uğruna talan edip hem de yaşam savunucularının üzerine ateş açarak katleden çeteler bilsin ki; bu memleket bizim!
"ÖRGÜTLÜ HALKI HİÇBİR KUVVET YENEMEZ"
Doğamızı, ormanlarımızı, her ağacı tek tek savunacağız. Mücadelemiz hiçbir yerde eksilmeyecek, dünden daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde karşınızda duracağız. Güvendiğiniz siyasi iktidar, onun işbirlikçileri, iş makinalarınız, silahlarınız joplarınız ve kalkanlarınızla yaşam alanlarımızdan defolup gideceksiniz.
Dostlar, bizler İstanbul Doğa Savunmaları olarak bu mücadelenin sadece bir çevre mücadelesi olmadığını biliyoruz. Bu, aynı zamanda yoksul köylünün, işçinin, emekçinin, yani halkın onurunu, yaşamını, doğasını savunma mücadelesidir.
Sermaye güçleri, halkın emeğine, doğasına ve yaşamına göz dikmiş durumdadır. Ancak unutmamalıyız ki, örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.
Gezi’den bu yana on yıllardır HES’lere, JES’lere, yağma ve talan politikalarına karşı direnen bir halkın mücadelesi, Reşit Kibar’ın mücadelesi, tam da bu yüzden hepimizin mücadelesidir;
onun uğruna can verdiği, sermaye işbirlikçilerine peşkeş çekilen bu ormanlar hepimizin savunması gereken ormanlardır.
İstanbul’dan başlayarak Kuzey Ormanlarını ve memleketin her karış toprağını, suyunu, havasını Reşit Kibar gibi savunmaya devam edeceğiz."