Yurt genelindeki Artvinli yurttaşların, profesörlerin, hukukçuların, platformların ve STK’lerin bir araya geldiği toplantıda mücadeleyi büyütecek önemli kararlar alındı

Artvin pes etmiyor: Mücadele sürecek

“Artvin STK ve Platformları Türkiye Buluşması” Artvin ve Artvin dışında yaşayan Artvinlilerin oluşturduğu dernek ve vakıf temsilcilerinin katılımıyla Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Sosyal Tesislerinde yapıldı. Toplantıda, başta Cerattepe olmak üzere Artvin’in tüm çevre mücadelesine tek yürek olarak destek verileceği, Yeşil Artvin Derneği’nin yalnız olmadığı, yurt genelindeki Artvinli STK ve platformların da bu mücadelenin bir parçası olduğu vurgulandı.

Cerattepe davası için ise Anayasa Mahkemesi’nden olumsuz yanıt alınması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidilmesinin kararlaştırıldığı toplantıda, verilen mücadelenin yurt genelinde yaşayan Artvin STK’ler tarafından oluşturulacak platform ve meclisler tarafından sürdürülmesi kararına da varıldı.

Yüzlerce maden ruhsatı verildi
Artvin STK ve Platformları adına açılış konuşmasını yapan Dr. Mustafa Melek “Artvin’de Cerattepe yanında son zamanlarda verilen yüzlerce yeni maden ruhsatlarının Artvin’i yaşanması mümkün olmayan bir kent haline getireceği görülmektedir. Artvin’de OHAL kapsamındaki yasaklar devam etmektedir. Bu durum insanların en temel haklarından biri olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının savunulmasını ve ifade edilmesini engellemektedir” dedi.

Yandaşları zengin etme hırsı
CHP Grup Başkan Vekili ve CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay da toplantıda yer aldı. Altay burada yaptığı konuşmasında: “Artvinlilerin doğaya ve yaşama ne kadar duyarlı olduğunu herkes bilir. Bilimsel boyutunun yanı sıra Artvin’deki maden projesinin tamamen zarar olduğunu bilmeyen yok. Ama iktidarın yandaşlarını zengin etme hırsı ve gayreti var. Hukuk mücadelesinden büyük bir sonuç alamayacağımız ortada çünkü ortada çürümüş bir yargı var. Sadece Cerattepe açısından değil Artvin’i bir bütün olarak düşündüğümüzde yapılanları kabul etmemiz mümkün değildir. Sadece Artvin’deki Artvinliler değil dünyanın her yerinde yaşayan Artvinliler olarak bu mücadelenin büyüyerek devam edeceğine inanıyorum. Biz büyük bir aileyiz ve bu sorunların üstesinden geleceğiz” ifadelerini kaydetti.

Doğu Karadeniz korunmalı
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu da Artvin’de yapılan projelerin yol açtığı tahribatı görsel sunumla anlattı. Doğu Karadeniz’in dünya üzerindeki korunması gereken 200 ekolojik bölgeden biri olduğuna dikkat çeken Kurdoğlu, HES’ler, Maden’ler, taşocakları ve Yeşil yol projesi ile Artvin’de ve Doğu Karadeniz’de doğaya şiddet uygulandığını söyledi. Kurdoğlu’nun fotoğraf ve belgeye dayalı yaptığı sunumu sırasında, “Doğu Karadeniz dünyanın 3 ayrı kuş göç belgesi ve buradan yılda 1 milyon kuş geçiyor. Cerattepe’de 50 bin 300 ağaç kesilecek. Maden için toprağı tersyüz edecekler. Yeraltından yüzeye çok ağır metaller çıkacak. Örneğin 1 milyon ton cevher için çevreye 10 ton cıva salınacak. Yalnızca cıva, ormanlar dahil tüm bitki örtüsünü, yaşam alanlarını yok edecek güçte” dedi.

Hukuk sağlanmazsa AİHM’e gidilecek
Artvin’de 2005 yılından beri devam eden hukuku süreci anlatan Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Bedrettin Kalın ise “Mahkeme 1. ÇED olur raporunu 2005 yılında iptal etti. Ancak bakanlık ÇED Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak yargı kararını ortadan kaldırdı. 2. ÇED raporu ile birlikte mahkeme heyeti değiştirildi. Atanmış hakim ve bilirkişilerle verilen kararı tanımıyor ancak hukuk mücadelesinden de vazgeçmiyoruz. Birinci ÇED raporunu iptal eden Danıştay dairesi, 2. ÇED’e dair yerel mahkemenin usulsüz kararını onadı. Anayasa Mahkemesine gittik. Türkiye’de hukuk yolumuzun tıkanması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğiz. Bu mahkemelerden umudu kesiyor olmamız hukuksal yollara başvurmayacağımız anlamına gelmez. Adalet arayışı sadece mahkemelerde olmaz ama davalar açmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

OHAL dışında gerekçesiz olarak Artvin’de yasakların devam ettiğini anlatan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan da toplantıdaydı. Söz alan Karahan şöyle konuştu:

“Sular kirlenmeyecek demişlerdi ancak Artvin’in su ihtiyacını sağlayan Cerattepe’de su depolarını kapatıp Hatile Deresi’nden su getirmek için çalışma başlattılar. Oysa Cerattepe’de bu sular tarımda kullanılıyor. Hayvanlar bu suyu içecek. Cerattepe’nin zehirli suyunun Hatila’ya sızmayacağı nasıl garanti ediliyor? Bilimsel ve hukuksal olarak her şeyimiz ispatladık ancak halk mücadelesine daha kitlesel bir mücadeleye ihtiyacımız var.”

Çevre devletin tekelinde değil
Toplantıdaki bir diğer önemli isim de Anayasa Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’ydu. Artvin’de yaşanan çevre sorunlarını hukuk çerçevesinde değerlendiren Kaboğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Cerattepe’nin korumak zorunda olduğu değerler Türkiye’nin değerleridir, onun ötesinde insanlığın değeridir. Kendimizi Artvinli yada Türkiyeli olarak değil kendimizi flora ve fauna olarak da tanımlamalıyız. Çevre alanı devletin tekelinde olan bir alan değildir, çevre alanı yurttaşlarına Anayasanın başta 56. Maddesi olmak üzere birçok maddesinin koruma önleme geliştirme hakkını yükümlüğü yüklediği bir alandır” dedi.