Google Play Store
App Store

Artvinliler, maden mücadelesini Ankara’ya taşıdı. MAPEG önünde yapılan açıklamada Doç. Dr. Kurdoğlu, “Madenler çıkarılıyor, ormanlar kesiliyor su toprak kirleniyor seller heyelanlar dört katı artıyor. Eğer bir yere madencilik girerse orada ormancılık biter” dedi

Artvinliler memleket meselesinde

BirGün/Ankara

Cengiz Holding’in sahibi olduğu Eti Bakır AŞ'nin maden projesine karşı mücadele başlatan Artvinliler, Ankara'da Maden ve Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Arhavi Çevre Koruma Derneği’nin çağrısıyla gerçekleştirilen açıklamaya bölge vekilleri başta olmak üzere CHP, EMEP, Demokrat Parti milletvekilleri, SOL Parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.

Açıklamaya katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Türkiye’de bu kadar fazla çok ulusal maden şirketinin olmasının en önemli nedeninin maliyetler olduğunu belirterek “Türkiye’de altının onsunun 400 dolara mal ederken yurtdışında 800 dolara mal ediliyor. Çünkü bizde çevre kaygısı gütmeden madencilik yapılıyor. İşçi ücretleri düşük ve onların çalışma koşulları da son derece kötü. Bu yüzden maliyetler bu şirketler için çok daha cazip hale geliyor” ifadelerini kullandı.

“Ülkenin madencilik ve tarımla kalkınabileceğini söylüyorlar” diyen Kurtoğlu, ABD’de GSMH’nin yüzde 4,2’sinin, Avusturalya’da ise yüzde 7,5’inin madencilikten geldiğine dikkat çekerek Türkiye’de bu oranın yüzde 1,2 olduğunu belirtti.

Çokuluslu şirketlerin sömürge madenciliğinin yapılan ülkeye hiçbir faydası olmadığını belirten Kurdoğlu, “Bir tek yapanlara faydası var. Türkiye’ye gelmelerinin bir sebebi de muazzam muafiyetler var. Denetleme söz konusu değil” dedi.

Madenciliğin yarattığı çevresel yüke değinen Kurtoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bir gram altın için 4 ton su kullanılıyor. Madencilikte orman kesimi çok yoğun olarak yapılıyor. 1984-2003 arası 48 bin 500 hektarlık orman sahası madenciliğe tahsisi edilmiştir. 2004-2023 arası ise 166 bin hektara çıkmıştır. Bunun 110 bin hektarı 2012’den sonra olmuştur. Enerji için muazzam tahribat verildi. 2012 sonrasında 150 bin hektar orman arazisi enerjiye tahsis edilmiştir. Bunun büyük oranı, 85 bin hektarı iletim hatlarının geçirilmesi için yok edilen ormanlardan olmuştur. Özetle madencilik başta olmak üzere enerji yol ve benzeri sebeplerle yaklaşık 915 bin hektar orman vasfını kaybetmiştir. Orman yangını geçirmiş alanın yeninden orman olma imkânı vardır ama madenciliğe tahsis edilmiş alanın yeniden orman olma şansı yoktur. Maden sahasının etkisi kendi alanının 10 katı-20 katı büyüklüğündedir. Özellikle derelere atılan yüksek oranda asitli ve ağır metalli çözücü ve kimyasalların 100 km boyunca balıkları ve orman alanlarını öldürdüğünü biliyoruz.”

Artvin’in coğrafi özelliklerine değinen Kurdoğlu, şöyle konuştu:

“Artvin’de 2730 bitki tür var. Bunların yaklaşık 250’si tıbbı bitki. Dünya bio çeşitlilik açısından korunması gereken alanlardan biri. Artvin açık hava doğa müzesidir. Artvin’in tamamı açık hava müzesi olsa bu ülke madencilikten çok daha fazla para kazanır. Artvin yatırımlara kurban edilmemelidir. 50’ye yakın HES bitti yaklaşık 126 HES planlanmıştır. Umuyoruz bunlar yapılmayacak. Bu madenler böyle hoyratça çıkarılmaya devam edilirse 20 senelik madenimiz var. Bundan sonra bu ülkenin bu madenciliği yapma şansı yok. Kendi maden teknolojilerini yaratamamış hiçbir ülke madencilikten zengin olmaz, tam tersi fakirleşir. Madenler çıkarılıyor, ormanlar kesiliyor su toprak kirleniyor seller heyelanlar 4 katı artıyor. Eğer bir yere madencilik girerse orada ormancılık biter. Bu millet hiçbir yere gitmeyecek mesele memleket meselesidir.”

"BU KURUM İHALEYE FESAT KARIŞTIRAN KURUMDUR"

Açıklamada CHP adına Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan söz aldı. Bayraktutan, "Şu arkamda duran kurum Türkiye’deki ihalelere fesat karıştıran kurumdur. Türkiye'yi parsel parsel satan kurumdur. Cerattape'de oynanan oyunu şimdi Arhavi'de oynamak istiyorlar. Biz geçmişte de söyledik, Mehmet Cengiz'le bu işin sonunda karşı karşıya gelmeyelim  dedik. Ama geldik. O zaman söylüyoruz; Mehmet evine git, Arhavi'ye, Artvin'e dokunma" diye konuştu.

"SENİN YAPTIĞIN İŞLER CENNETİ CEHENNEME ÇEVİRMEKTİR"

Açıklamada SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başer de aldı. Başer, senin "AKP rejimi bu ülkeyi parsel parsel satıyor. Bu ülke altın tepsiler içinde uluslararası emperyalist şirketlere ve onların yerli işbirlikçisi Cengizlere, Limaklara ve Kolinlere koşulsuz şartsız işte buradan ihalelerle peşkeş çekiliyor. Cengiz Holding Başkanı geçen gün bir açıklama yaptı. Halka hakaret ve küfürde usta kendisi. Dedi ki, 'benim yaptığım işlere bakın, onları örnek alın'. Sayın Cengiz, senin yaptığın işler cenneti cehenneme çevirmektir. Sen nasıl bir imtiyaza sahipsin ki, 10 yılda 32 kamu ihalesi alıyorsun. Ve doğasıyla, suyuyla cennet olan Arhavi'yi çöle çevirmek istiyorsun. Cengiz hem talancı hem hırsızdır. Cengiz, Senin yaptığın işleri örnek almayacağız. Sen bu halka hesap vereceksin. Artvin bizim, Arhavi bizim. Arhavililerin mücadelesiyle er daim omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin halkı yaşamını savunmak için kendini siper etmiştir. Bu topraklara dokunmayın" diye konuştu.

"BİRLEŞEREK KURTARMAK ZORUNDAYIZ"

Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan konuşmasında bir arada mücadele etmenin önemine vurgu yaptı.

Bayhan "Sömürgecilik tarihinde çok Kızılderili atasözü vardır. Onlardan biri şöyle der; 'Beyaz adam geldiğinde onun elinde incil, bizim elimizde toprak vardı. İncil'i bize verip, uyuyun dedi. Uyandığımızda incil bizim, toprak onun olmuştu. Bu ülkeyi yöneten saray rejiminin yerli ve yabancı tekellerin hizmetkârı bir iktidarın, enerji ve maden politikasının kendisi, halkın topraklarının bu memlekete ait olan zenginlikleri al, yerli yabancı devletlere ver, halkın eline de kuranı bayrağı ver, buna razı et, bunun adınına da yerli ve milli enerji politikası de. Bunu da her yerde her vesileyle Türkiye'yi büyütecek tek politika olarak halka yutturmaya çalış. İşte buna itiraz eden Arhavili, Ardanuçlu, Hopalı, Artvinli hemşerilerim onlara buradan seslenmek istiyorum. Onların şahsında tüm Türkiye'deki işçi ve emekçilere seslenmek istiyorum. Edirne'den Hakkari'ye, Artvin'den Muğla'ya bu ülkenin zenginliklerini ve doğasını birleşerek; köy köy, kent kent, fabrika fabrika birleşerek bu sorundan kurtarmak zorundayız" diye konuştu.