“İşçilerin ezici bölümü asgari ücretli haline geliyor ve ortaya bir asgari ücret tuzağı çıkıyor. Asgari ücret geniş ücretli kesimleri içine çeken bir girdaba dönüşüyor. Türkiye’nin bu asgari ücret girdabından çıkması lazım. Bunun çaresi sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamının genişletilmesidir.”

Asgari ücret girdabı

Türkiye’de asgari ücretin en önemli yönü giderek daha fazla çalışanı içine çeken bir girdaba dönüşmesidir. Yeni asgari ücretle birlikte giderek daha fazla çalışan asgari ücret civarında ücretle çalışmaya zorlanacak. Asgari ücretin ortalama ücret olması eğilimi devam edecek. 2023 yılı için saptanan asgari ücret işçisiz, hukuksuz, insafsız ve sendikasız bir asgari ücrettir.

İşçisiz asgari ücret

2023 asgari ücreti işçiye rağmen saptandı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçi kanadını temsil eden Türk-İş heyeti bizzat Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın müdahalesiyle masayı terk etti. Asgari ücret müzakereleri başlarken Türk-İş tarafından açıklanan açlık sınırının (7 bin 850 TL) kırmızı çizgileri olduğunu söyleyen Ergün Atalay beklenmedik bir hamleyle kırmızı çizgiyi 9 bin TL’ye çekti ve bu miktarın altına imza atmayacaklarını açıklayarak Türk-İş’i net sözlerle bağladı. Böylece 2022 yılında iki kez mutabakatla açıklanan asgari ücret bu kez işçi tarafı olmadan açıklandı.

Asgari ücretin açıklanacağı basın toplantısı masasına önce dört sandalye konuldu ve Türk-İş son ana kadar masaya gelmeye zorlandı. Ancak Türk-İş’in gelmeyeceği anlaşılınca masadaki sandalye sayısı üçe düştü. Böylece asgari ücrette hükümetin istediği fotoğraf verilemedi. Adeta bir PR faaliyeti olarak planlanan asgari ücretin açıklanması hükümet açısından fiyasko oldu. Asgari ücretin Türk-İş’e rağmen açıklanması hükümetin beklendiği gibi “cömert” bir gelirler politikası yürütmesinin olanaklarının pek kalmadığını gösteriyor.

Bu durumun Türk-İş ile hükümet arasındaki ilişkilerde bir kırılma olduğu açık. Türk-İş Başkanı uzun bir süredir ilk kez bu kadar açık biçimde hükümetin iradesiyle çelişmeyi göze aldı. Bunun nedenleri tam olarak bilinmiyor. Nedeni ne olursa olsun sonuç itibarıyla asgari ücretin işçi kanadına rağmen açıklandığı, işverenle omuz omuza işçiyi karşıya alan bir fotoğraf ortaya çıktı.

Böylece asgari ücretin işveren-hükümet blokuyla işçiye rağmen belirlenmesi geleneği devam etti. 2022 yılındaki zoraki uzlaşma görüntüsü ortadan kalkmış oldu. 2000’li yıllarda 24 kez saptanan asgari ücret 16 kez hükümet-işveren blokunun kararıyla belirlenmiş oldu.

Hukuksuz asgari ücret

2023 asgari ücreti tıpkı 2022’de olduğu gibi hukuksuz biçimde ilan edildi. Komisyon toplantısında karar alınmadı. Dahası asgari ücretin açıklandığı 22 Aralık 2022 günü Komisyon toplantısı yapılmadı. Ancak asgari ücret Cumhurbaşkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve TİSK Başkanının katıldığı bir basın toplantısında ilan edildi. Türkiye’de son yıllarda kuralların ve kurulların işletilmemesi ve hukukun her alanda çiğnenmesi yaygın bir hal aldı. Bu durum çalışma hukuku alanına da sirayet ediyor. Asgari ücret tespit sürecindeki hukuksuzluk Türkiye’de kurumsal işleyişin ortadan kaldırılmasının tipik örneklerinden biridir.

Bilindiği gibi dünyada asgari ücretin belirlenmesinde dünyada üç temel yöntem uygulanıyor: 1) Asgari ücretin doğrudan hükümet tarafından belirlenmesi, 2) Asgari ücretin hükümet ve sosyal taraflar arasında müzakere veya danışma yoluyla belirlenmesi, 3) Asgari ücretin ulusal veya sektörel toplu pazarlık yoluyla belirlenmesi. Türkiye’de asgari ücret başından beri üçlü bir mekanizmayla belirleniyor. Türkiye’de 1974 yılından bu yana ulusal düzeyde ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından saptanıyor. Komisyonda hükümet, işçi ve işveren kanatları 5’er temsilci ile yer alıyor. Türkiye’nin asgari ücret mevzuatına göre asgari ücret Komisyon tarafından kesin olarak saptanıyor. Komisyon oy çokluğu ile karar alabiliyor.

Asgari ücreti saptamaya yetkili tek organ Komisyondur ve Komisyon kararları Komisyon başkanı tarafından ilan edilir. Ne Çalışma Bakanı ne de TİSK Başkanı Komisyon üyesi değil. Asgari ücret ilanı adeta siyasi bir gösteriye ve seçim manivelasına dönüştürüldü ve bu yapılırken asgari ücret mevzuatı açıkça çiğnendi. 2022 yılında da iki kez açıklanan asgari ücret benzer bir hukuksuzlukla ilan edilmişti. Sevgili Mesut Gülmez Hocanın vurguladığı gibi “Asgari Ücret Tespit Komisyonu fiilen lağvedilmiştir.” Bu konuda kapsamlı değerlendirmeler için Gülmez’in makalelerine bakılabilir: arastirma.disk.org.tr/?page_id=1168

İnsafsız asgari ücret

Gelelim asgari ücretin esasına. Asgari ücret açlık sınırının 8 bin liraya yaklaştığı koşullarda 8 bin500 TL olarak saptandı. Birkaç ay içinde açlık sınırı 8 bin500 TL’ye ulaşacak ve asgari ücret açlık sınırı altında kalacak. Türkiye’de asgari ücret insani ücret olmaktan oldukça uzak adeta bir açlık sınırı ücreti haline geldi.

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre “Çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sağlayan ve gerektiğinde her türlü sosyal koruma yolları ile de desteklenen adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.” BM; ILO ve Avrupa Konseyi sözleşmelerinin tümünde asgari ücrette iki unsur öne çıkar işçi ve ailesinin birlikte dikkate alınması ve asgari ücretin insanlık onuruna uygun adil ve elverişli olması. Türkiye’de asgari ücret bu iki temel ölçütten de uzaktır. İşçinin ailesi dikkate alınmaz, işçi tek başına varsayılıyor. Dahası saptanan ücret insanca bir yaşam sürmekten oldukça uzaktır.

Dahası Türkiye’de saptanan asgari ücret bir işçinin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan da hayli uzaktır. Bir an için Türkiye’de asgari ücret saptama yöntemini esas alacak olsak dahi saptanan ücret insafsız bir ücrettir. Bir işçinin asgari yaşam maliyeti Kasım 2022 itibarıyla 10 bin liranın üzerine çıkmıştır. Asgari ücret bu haliyle de mevzuata aykırıdır. Dört kişilik bir ailenin temel giderlerini karşılaşmak için bir hanenin geliri (yoksulluk sınırı) Kasım 2022 itibarıyla 25-26 bin lira bandındadır. Bu durumda iki asgari ücretli çalışanın olduğu bir aile varsayımı ile asgari ücretin 13 bin lira düzeyinde olması gerekir. Nereden bakarsanız bakın asgari ücret insafsız bir düzeyde saptandı.

Sendikasız asgari ücret

Türkiye’de asgari ücret kapsamında (yüzde 10 asgari ücret komşuluğu) çalışanların oranı Merkez Bankası ve DİSK-AR verilerine göre yüzde 50 civarındadır. Hatta bazı sektörlerde yüzde 60-70 düzeyine kadar yükselmektedir. Asgari ücret kapsamının AB ülkelerinde yüzde 4’ün altında olduğu düşünülecek olursa Türkiye’deki durumun vahameti daha net anlaşılabilir. Bu vahim tablonun birkaç nedeni var.

İlki diğer emek gelirlerinin asgari ücretten az artırılması ve böylece ortalama emek gelirlerinin hızla asgari ücrete yakınlaşması, makasın kapanması. Böylece ülkenin bir asgari ücretliler toplumu haline gelmesi. Diğer sebep ise toplu iş sözleşmesi kapsamının sınırlılığı. Avrupa ülkelerinde asgari ücret kapsamında çalışanların düşük olmasının temel sebebi yüksek toplu iş sözleşmesi kapsamıdır. AB ülkelerinde teşmil mekanizması yoluyla işçilerin yüze 60’tan fazlası toplu iş sözleşmesi kapsamındadır. Bu durum asgari ücret kapsamında çalışanların oranını düşürüyor. Ücretler büyük ölçüde toplu iş sözleşmeleri yoluyla belirleniyor. Türkiye’de ise toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 10’un altında, özel sektörde yüzde5-6 civarındadır. Toplu iş sözleşmesi kapsamı düşük olunca asgari ücretle çalışanların oranı yüksek oluyor. Sendikasızlık ve toplu iş sözleşmesi kapsamının yetersizliği asgari ücretli çalışmayı artırıyor. İşçilerin ezici bölümü asgari ücretli haline geliyor ve ortaya bir asgari ücret tuzağı çıkıyor. Asgari ücret geniş ücretli kesimleri içine çeken bir girdaba dönüşüyor.

Türkiye’nin bu asgari ücret girdabından çıkması lazım. Bunun çaresi sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamının genişletilmesidir. Sendikalaşmanın artması zaman alabilir ancak toplu iş sözleşmesi kapsamının hemen genişletilmesi mümkündür. Mevzuattaki teşmil mekanizması uygulanarak toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilebilir.