Aşı tereddütü zaman, yer ve aşıya göre değişen karmaşık, içeriğe özel ve hızla değişen küresel bir sorundur. Ebeveynlerin aşıyla ilgili tereddütlerini daha da derinleştiren ve karmaşıklaştıran bir başka unsur ise “aşı karşıtlığı”dır.

Aşıyla ilgili tereddütleri olan aileler, konuyla ilgili araştırma yapmak istediğinde, genellikle interneti tercih etmekte ve karşılarına aşı karşıtı grupların web siteleri çıkmaktadır. Aşı karşıtları ellerinde bilimsel dayanak olmamasına karşın, bilimsel bilgiyi çarpıtarak ya da farklı söylemlerle aşı tereddütü yaşayan aileler üzerinde etkili olabilmektedir.

Genelde aşı tereddütü, özelde aşı karşıtlığının bir sonucu olarak aşı reddi, etkisi gün geçtikçe artan bir halk sağlığı sorunudur. Onunla etkin bir şekilde baş edebilecek araçlar ise henüz geliştirilme aşamasındadır. Karmaşık ve gelişen bir halk sağlığı sorunu olarak, yaygınlığı, belirleyicileri, etkili müdahale stratejileri, önleme, geri çekilme ve erken müdahale dahil olmak üzere aşı reddi konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

•••

Bu dosyada, aşı karşıtlığını biçimleri, nedenleri, tarihsel arka planı, sonuçları ve çözüm yolları çerçevesinde tartışmaya çalıştık. Aşı karşıtlığı ile ilgili soruna bakış açımızı, sorgusuz, şüphesiz ve körlemesine bir aşı savunusu cephesine hapsetmemek için dosyamıza “bağışıklamayı kim tehdit ediyor: aşı karşıtları mı yoksa aşı piyasası mı” sorusuyla başlamayı uygun bulduk. Sevgili Şafak Taner bu sorunun yanıtlarını son derece zihin açıcı bir çerçevede sunmuştur. Alp Aker dostumuz derli toplu yazısı ile bizlere aşı tereddütünün nasıl, hangi çerçevede başladığını ve hangi biçimlerde karşımıza çıktığını anlatmaya çalıştı. Aşı karşıtlığını tarihsel bağlamıyla ele almanın günümüze de ışık tutacağı düşüncesiyle “Aşı karşıtlığının tarihçesi” yazısı da dosyamızda yerini almıştır. Çok uzaklardan, Amerika Birleşik Devletleri’nden bir ses, sevgili Işıl Arıcan, aşı karşıtlarının kendi web sitelerinde kullandıkları iddiaları ayrıntılarıyla ele alıp irdeledi. Işıl Arıcan daha önce “Yalansavar” adlı web sitesinde çokça işlediği bu konuyu, dergimiz için kısa sürede kırık koluyla toparladığından özel bir teşekkürü hak ediyor. Ebeveynlerin aşı kararlarını belirleyen etmenleri derleyen sevgili Hatice İkiışık, aşı tereddütünün bireysel bir davranış olarak değil tarihsel, politik ve sosyo-kültürel etkilerle birlikte daha geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğine işaret etmektedir. 1998 yılında The Lancet dergisinde yayınlanıp, 2010 yılında etik gerekçelerle yayından kaldırılan bir makalenin kuyuya attığı taş nedeniyle bugün halen tartışılmakta olan “otizm ve aşılar” konusunu sevgili Işık Karakaya ele almıştır. Karakaya aşılarla otizm ilişkisini inceleyen çok sayıda makaleyi derleyerek işimizi epey kolaylaştırmıştır. Aşı karşıtlığının en önemli sonucu, aşı reddi yani aşılanmamadır.

Sevgili Alpay Azap, dosyamız için aşılanmamanın toplumsal sonuçlarının neler olabileceği üzerine güzel bir yazı kaleme almıştır. Son olarak, çalışma yaşamının önemli bir bölümünü bağışıklama çalışmalarına ayırmış olan değerli hocamız Muzaffer Eskiocak, ülkemizdeki aşı reddi tartışmalarına aforizmalar şeklinde, küçük bir katkı yapmaya çalışmıştır. Yazarlarımıza değerli katkıları için çok teşekkür ederiz.

•••

Geçen hafta TTB’nin “Aşı Candır!” kampanyası vesilesiyle Türkiye’de hızla büyüyen aşı karşıtlığına dikkat çekmeye çalışmıştım.

Tesadüf, daha yazının mürekkebi kurumadan Toplum ve Hekim dergisinin mürekkebi üstünde “Aşı karşıtlığı” sayısı çıkageldi.

Dosya Editörü Dr. Melike Yavuz’un giriş yazısından yukarıya aldığım paragraflardan da göreceğiniz gibi çok kapsamlı, çok yararlı bir sayı.

Bu sene kırk yaşını dolduran Toplum ve Hekim bir süre önce tarihi bir hamle yapıp 2011’den itibaren TUBİTAK ULAKBİM, 2015’ten itibaren ise Copernicus Uluslararası indekslerinde yer alan üç bine yakın yazıdan oluşan birikimini sanal ortama taşıdı…

Artık geçmiş yılların bütün makalelerine TTB’nin web sitesinden ulaşılabiliyor ama…

Yılların elden abonelikle dağıtılan Bolşevik yayın organı olma ısrarından da vazgeçmedi…

Son iki yılın sayılarına ulaşmak için hâlâ abone olmak gerekiyor!..

Tamam, kabul, biraz zahmetli ama siz siz olun, bütün bu faideli yazıları güncel olarak takip edebilmek için o zahmete katlanıverin.

Dergiyi elinize aldığınızda da bir basın açıklaması bahanesiyle dört aydır Sincan Cezaevi’nde alıkonan Toplum ve Hekim Editörü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’na yürekten bir selam göndermeyi unutmayın.

İyi gelir.