Cumartesi Anneleri’nin polis müdahalesiyle sonuçlanan 700’üncü hafta eylemi nedeniyle 46 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında hâkim beraat talebini reddetti. Kayıp yakınları, “Adliyeler adalet dağıtmak için vardır. Asıl davacı olan biziz” dedi.

Asıl davacı biziz

Bilge Sarıhan

Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü hafta eylemine yönelik polis müdahalesinde darp edilen 46 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. CHP’li ve HDP’li milletvekilleri ile çok sayıda yurttaşın destek verdiği duruşma öncesi Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nin önünde Cumartesi Anneleri, kayıp yakınları, hak savunucuları açıklama yaptı. İddianamede 46 kişi hakkında ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet’ suçlamasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız “Burası bizim buluşma yerimiz değil, umarız ki en kısa zamanda Galatasaray’da buluşuruz” dedi. İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da “700 hafta aynı şekilde gerçekleşen eylemi siz nasıl yargılarsınız? Asıl davacı olan biziz” diye konuştu.

Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını okuyan Jiyan Tosun ise şunları söyledi: “Adliyeler adalet dağıtmak için vardır, adalet isteyenleri susturmak için değil. Galatasaray Meydanı’nda inkâra karşı hakikatin tarihini yazdık. Ancak ‘Sorununuz kabinemin sorunudur’ diyen iktidar sahipleri, 25 Ağustos 2018’de 700’üncü hafta buluşmamızı ağır bir polis şiddetiyle engelledi. Suç duyurularımız hakkında ‘işleme konulmama kararı’, bu karara yaptığımız itiraz da ‘incelenmeksizin reddine’ denilerek yok sayıldı. Yargı makamları 700’üncü haftadaki gözaltıları bahane ederek hukuka ve vicdana aykırı bir şekilde hakkımızda dava açtı.”

Duruşmada ilk sözü Avukat Öztürk Türkdoğan alarak sanıklar hakkında derhal beraat kararı verilmesini istedi. Hâkim Naim Atam da bu isteği reddetti. Türkdoğan, şöyle konuştu: “Böylesi bir gösterinin 2911 kapsamına alınması kanunun kendi düzenlediği istisnaya da aykırıdır. Somut olaya baktığımızda yasaklama kararı ve tebliğin geleneksel olarak yapılan toplantıdan önce yapılmadığı görülecektir. Dolayısıyla kanuna aykırı toplantı kavramının kullanılması kanunun kendisine bile bizatihi aykırıdır.”

SUÇLULARI GİZLİYORLAR

Davada savunma yapan gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, şunları söyledi: “Sadece bir mezar istemek nasıl suç olarak görülebilir? Aklım, mantığım almıyor. Cumartesi Anneleri’ne niye gelmiyor bu adalet? Bizim yakınlarımızı kaybedenler neden yargılanmıyor? Göreviniz bizi yargılamak değil, hakkımızı korumanızdır.”

Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak ise “Etkin soruşturma yürütülmesini istemek nasıl engellenebilir? Bu hukuksuz ve suçları gizlemeye yönelik iddiayı reddediyorum” dedi.

Bir diğer gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren, şunları dile getirdi: “Ağabeyim Hayrettin 1980 darbesinden sonra gözaltına alındı. Gözaltına alındığının tanıkları vardı ama devlet inkâr etti. O tarihten bu yana ağabeyim gözaltında. Ne ölüsünü ne dirisini görebildik. Bu devlet böyle bir devlet. Yıllar sonra durum kemiklerini istemeye kadar geldi. Benim ağabeyim ölmüş, neden vazgeçeyim sormaktan? Galatasaray Meydanı’nı da yasakladılar bize. Bir utanç meydanı haline geldi orası.” Savunmaların ardından heyet, kalan 38 kişinin savunmalarını almak ve eksik hususları gidermek üzere davayı 12 Temmuz Pazartesi’ye erteledi.