Covid-19 salgınında birçok ülkenin aksine Türkiye henüz aşılamaya başlamış değil. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Gül Ergör, asıl tehlikenin yetersiz sayıda aşı gelmesi olduğunu söyledi. Ergör: Toplumsal bağışıklık için en az 60 milyon kişinin aşılanması gerekiyor ama 25 milyon kişinin aşılanacağı kadar aşı gelecek.

Asıl tehlike kapıda: Aşı sayısı yetersiz kalacak

Berkay SAĞOL

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınına karşı birçok ülke aşılamaya başlamışken virüs mutasyona uğradı. Virüsün mutasyona uğramasının ardından İngiltere’de vakalarda tekrar patlama yaşanırken pek çok ülkede de önlemler yeniden artırıldı.

Avrupa ülkeleri ve birçok ülkede aşılama başladı ancak Türkiye’de hâlâ Sinovac aşısının testleri devam ediyor. Brezilya ise Sinovac aşısının etkinlik oranını yüzde 78 olarak açıkladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Epidemiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör, aşılamaya hızlıca başlamamız gerektiğini ancak gelecek aşı sayısının yetersiz olduğunu söyledi.

Virüsün mutasyona uğramasıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ergör, “Daha öldürücü veya daha hastalık yapıcı bir virüs haline gelip gelmediği genetiğine bakılıp anlaşılmıyor sadece insanlarda farklı bir klinik tablo oluşturuyorsa anlıyorsunuz” dedi ve ekledi: “Mutasyon iyi veya kötü olabilir. Böyle olup olmadığını ancak mutasyona uğramış virüs insanlara bulaştığında anlayabiliriz İngiltere’de olan mutasyon, hastalığı çok değiştirmiyor ama daha çok kişiye bulaştırıyor. Daha çok bulaştıran virüsler de daha hızlı mutasyonlar oluşturabilir. Bu mutasyon virüsün tamamen tehlikesiz hale gelmesi ile de oluşabilir ya da daha öldürücü hale gelebilir.”

Prof. Dr. Ergör, aşılamaya çok geç kalınmadığına ancak asıl tehlikenin aşıların yetersiz kalmasıyla ortaya çıkacağına dikkat çekti: “Türkiye, Çin'de üretilen bir aşı için anlaşma yaptı. Çünkü başta üretilen aşıların hangisinin yararlı olacağı belli değildi. Biz ülke olarak paramızı tek bir yere yatırdık ancak Çin aşısının üretilmesi, testten geçirilmesi ve gönderilmesi diğerlerine göre çok geç kaldı. Testlerin sonuçları bile yeni açıklanıyor. Avrupa ülkelerinde aşı var ama onlar da aşılamayı çok iyi yapmış değil. Biz çok geç kalmadık ancak aşılamaya ne kadar hızlı başlayıp hızlı devam ettirebilirsek o kadar iyi. Bizim anlaşmamız sadece 50 milyon doz üzerine bu da aşılanacak 25 milyon kişi demek. Toplumsal bağışıklık için en az 60 milyon kişi aşılanmalı. Bu da 120 milyon doz aşı demek. Bunun nasıl sağlanacağı belli değil. Çin 50 milyondan fazla gönderemeyecek ve gelecek aşı yetersiz.

***

ŞİRKETLERİN REKABETİ SAĞLIĞIN ÖNÜNDEKİ ENGEL

İlaç şirketlerinin arasındaki rekabetin halk sağlığını olumsuz etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Ergör, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sağlık Bakanlığı tarafından satın alınan aşıların ücretsiz olacağı söylendi. Bunun dışında özel şirketler aşı getirirse durum farklı olabilir ancak pandemi şartlarında aşılar ücretsiz olmalı. Aşılar paralı olursa çeşitli şekillerde bağışıklık problemi yaşanabilir. Maalesef tüm dünyadaki ilaç şirketlerinde bir patent durumu var. İlacı bulan firma dışında ilk 10 yıl kimse ilaç üretemiyor. İlaç firmalarının kendi aralarında bir rekabet olmasına rağmen bazı ilaçlar için bir tekelleşmeden söz edebiliriz. Bu da doğal olarak halk sağlığını olumsuz olarak etkiliyor.”

***

asil-tehlike-kapida-asi-sayisi-yetersiz-kalacak-827528-1.AŞININ NASIL YAPILACAĞI KARMAŞIK HALE GELDİ

Covid-19 aşılarının nerede ve nasıl yapılacağı bilmecesi henüz çözülmüş değil. Geçen günlerde Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, İl Sağlık müdürlüklerine bir genelge gönderildi. Genelgeye göre koronavirüs aşısı, Aile Sağlığı Merkezleri (ASM), kamu ve üniversite hastaneleri ile özel hastanelerde oluşturulacak Covid-19 aşı uygulama birimlerince yapılacak. Ancak Prof. Dr. Ergör, bu kararın durumu oldukça karmaşık hale getireceği görüşünde.

Meselenin sadece ‘aşı vurulması’ olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ergör, şöyle devam etti:

“Aşı soğuk zincirde korunması gerektiği için lojistik açıdan zor. Böyle bir karmaşıklığa gerek yok. Aşı sadece aşının vurulma meselesi değil bunun bir süreci var. Aşı için herkes yola düşecek boşuna kalabalık oluşturacak. ASM’ler ise herkese yakın. Bu yüzden aşıların burada yapılması çok daha doğru. Ancak ASM’lerin mevcut durumlarının da iyileştirilmesi gerekiyor. Aşılama takvimine göre il sağlık müdürlükleri, hem çalışan hem de ekipman olarak ASM’lerin eksiklerini gidermeli.”