İspanya’da 36,8 milyon kayıtlı seçmen, 350 milletvekili ve 208 senatörü seçmek için bugün sandık başına gidiyor. Ülkede 18 yaşını dolduran 1 milyon 157 bin 196 seçmen ilk kez oy kullanacak. Dört yılda üçüncüsü gerçekleşecek erken genel seçimler öncesinde ülke yönetimindeki siyasi belirsizlikler, bağımsız Katalonya tartışmaları, aşırı sağın yükselişi ve işsizlik başlıca meseleler olarak öne çıkıyor. […]

Aşırı sağın gölgesinde seçime gidiliyor

İspanya’da 36,8 milyon kayıtlı seçmen, 350 milletvekili ve 208 senatörü seçmek için bugün sandık başına gidiyor. Ülkede 18 yaşını dolduran 1 milyon 157 bin 196 seçmen ilk kez oy kullanacak. Dört yılda üçüncüsü gerçekleşecek erken genel seçimler öncesinde ülke yönetimindeki siyasi belirsizlikler, bağımsız Katalonya tartışmaları, aşırı sağın yükselişi ve işsizlik başlıca meseleler olarak öne çıkıyor.

Tutuklu Katalan siyasetçilerden 5’i aday

2010 yılından bu yana ülkenin doğusundaki Katalonya özerk yönetimindeki bağımsızlık talebi İspanya seçimlerinde kritik noktada yer alıyor. Bağımsızlık yanlısı 18 siyasetçiden, 9’u tutuklu olmak üzere 12’si Madrid’deki Yüksek Mahkemede yargılanıyor. Tutuklu olarak yargılanan 9 Katalan siyasetçiden 5’i genel seçimlerde milletvekili veya senatör olmak için yarışıyor.

Seçim kampanyası boyunca yapılan konuşmalarda, sağ görüşlü Halk Partisi (PP), Vatandaşlar (C’s) ve aşırı sağ görüşlü Vox partileri iktidara gelmeleri halinde anayasanın 155. maddesini yürürlüğe sokarak Katalonya’nın özerk yönetim hakkını merkezi yönetime devretmeyi vaat etti. 2008-2014 ekonomik kriziyle pek çok siyasi partinin güç kaybetmesi, 2015 yılından bu yana 3. kez ülkede genel seçime gidilmesi, faşist diktatör Franco’nun siyasi çizgisinde olan Vox partisinin ilk kez seçimlere katılması ve anketlerde kararsızlarının oranının yüzde 41 gibi çok büyük oranda gösterilmesi dikkat çekiyor.

Podemos ile ittifak gündemde

Anketlerde, 28 Nisan’da hiçbir siyasi partinin ülkeyi tek başına yönetecek bir çoğunluğu yakalayamayacağı görülüyor. Başbakan Sanchez, seçim sonrası PSOE’nin anlaşmaya kendisini en yakın gördüğü partinin, Podemos ittifakı olduğu söyledi. Unidas Podemos lideri Pablo Iglesias ise özellikle ekonomi çevrelerinin baskılarıyla PSOE-C’s koalisyon hükümeti kurulabileceği iddiasını ortaya attı. Bu iddia, İspanyol basınında da sıkça gündeme getirilse de C’s lideri Albert Rivera Katalonya sorununa yaklaşımından dolayı Sanchez ile anlaşma yapmayacaklarını savunarak, böyle iş birliğine şimdiden kapıları kapattı.

Ekonomik kriz ciddi boyutta

Öte yandan, İspanyolların birinci sorunu işsizlik olmaya devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında Yunanistan’ın ardından en yüksek işsizlik oranına sahip ülke olan İspanya’da 2019’un ilk çeyreğindeki işsizlik oranı yüzde 14,7 olarak açıklandı. İspanyol Sosyolojik Araştırmalar Merkezi’nin (CIS) en son yayınladığı anket sonucuna göre, İspanyolları en fazla endişelendiren sorunlar “işsizlik, yolsuzluk ve siyasetçiler” olarak sıralanıyor.

***

Kuru gürültü çok fakat sonuç yok

El Periódico de Catalunya da seçim kampanyasından hayal kırıklığına uğradığını şu sözlerle ifade ediyor: “Kullanılan kaba ve sert ton, ciddi bir tartışma yapılmasını engelliyor. Bu tartışmanın konuları arasında, öncelikle büyük eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, yavaşlayan büyümenin kriz sonrası başlayan hassas canlanmayı sekteye uğratmasının engellenmesi, geçici ve kötü iş imkanlarından ibaret istihdam piyasasının güçlendirilmesi ve emeklililerin alım gücünün muhafaza edilmesi yer alıyor. Küresel belirsizlikler ve Avrupa’nın rolünün muğlaklığı nedeniyle tüm bu önemli konular seçim kampanyası yaygarası arasında güme gidiyor”