Aşıyla önlenebilir hastalıkların, aşı reddi nedeniyle tüm dünyada giderek yaygınlaşmasına karşı hekimlerin ve sağlık örgütlerinin mücadelesi sürüyor. Gerici bir takım çevrelerin aşıyla ilgili yanlış beyanlarda bulunması nedeniyle son yıllarda ailelerin çocuklarına aşı yaptırmayı reddetmesi, çocukların ve toplumun sağlığını tehdit edecek boyuta geldi. Ailelerin çocuklarını aşılatması gerektiğini söyleyen hekimler, birçok hastalığın aşı karşıtlığıyla birlikte yeniden ortaya […]

Aşıyı reddedenler bilimden uzak

Aşıyla önlenebilir hastalıkların, aşı reddi nedeniyle tüm dünyada giderek yaygınlaşmasına karşı hekimlerin ve sağlık örgütlerinin mücadelesi sürüyor. Gerici bir takım çevrelerin aşıyla ilgili yanlış beyanlarda bulunması nedeniyle son yıllarda ailelerin çocuklarına aşı yaptırmayı reddetmesi, çocukların ve toplumun sağlığını tehdit edecek boyuta geldi.

Ailelerin çocuklarını aşılatması gerektiğini söyleyen hekimler, birçok hastalığın aşı karşıtlığıyla birlikte yeniden ortaya çıktığını kaydederek, aşılama bırakılırsa her sene 14 bin çocuğun hayatını kaybedeceğinin altını çizdi.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl nisan ayının son haftası olarak belirlenen Aşı Haftası’nda, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Mehmet Ceyhan ve öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Akın, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Prof. Dr. Mustafa Hacımustafaoğlu dün bir araya gelerek aşının önemini anlattılar.

Bilgisizlikten kaynaklanıyor

Prof. Dr. Akın, kitlesel aşılamanın önemini vurgularken, Dr. Ceyhan, aşı ile önlenebilir hastalıklar konusundaki farkındalığının artırılmasına dikkat çekti.

Gerici çevrelerin aşı ile ilgili antipropaganda yaptığına dikkat çeken Ceyhan, aşı karşıtlarının altı doldurulmayan bilgilere sahip olduğunu ifade etti.

Ceyhan, aşıyı reddedenlerin aşı ve tıp ile ilgili uzmanlığı olmadığını aktararak çoğunlukla geleneksel tıpı savunan kişilerin reddedenler arasında olduğunu dile getirdi.

Dr. Ceyhan, aşıdaki civanın zararı olmadığını söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yapılan araştırmalar aşının otizm, alzheimer ya da civa zehirlenmesine neden olmadığını net bir şekilde göstermekte. Aşı tereddüdü tartışılacak bir konu değil. Aşı tereddüdünün tamamen ortadan kalkması için de zorunlu yasaların dışında toplumun bilinçlenmesi, bilinçlendirilmesi gerekmekte.”

Şarlatanlık yapıyorlar

Prof. Dr. Hacımustafaoğlu, ABD’de yaşanan aşı karşıtlığının azalmasında kiliselerin ve dini cemaatlerin etkisi olduğunu aktarırken, Türkiye’de ise bazı cemaatlerin aşıyı reddederek insanları yanlış yönlendirdiğini belirtti.

Aşılama oranının düştüğü takdirde yaşanacak salgınların önüne geçilemeyeceğini kaydeden Hacımustafaoğlu, “Sadece aşı olmayan çocuk değil, çevresindeki çocuklar da bundan etkilenip hasta olacak” dedi.

Hacımustafaoğlu, uzmanlığı bulunmayan ve araştırma yapmayan birkaç insanın yanlış bilgilerle insanları kandırdığını “Şarlatanlık boyutunu aştılar” sözleriyle nitelendirdi.