Ceren Gündoğdu, Universal Music Türkiye etiketiyle piyasaya sürdüğü “Ben Hep Seni Sevdim” isimli yeni teklisi ve klibiyle müzikseverin karşısına çıktı. Daha önce Tepetaklak ve Kardan Adam şarkıları ile dikkatleri üzerine çeken Gündoğdu, çok sayıda cover çalışmasıyla da beğeni toplamıştı. Gündoğdu ile müziğini ve gelecek hayallerini konuştuk. Müzikle tanışmanız ne zaman oldu? Çok şanslı bir çocuktum […]

Aşk hemen şimdi

Ceren Gündoğdu, Universal Music Türkiye etiketiyle piyasaya sürdüğü “Ben Hep Seni Sevdim” isimli yeni teklisi ve klibiyle müzikseverin karşısına çıktı. Daha önce Tepetaklak ve Kardan Adam şarkıları ile dikkatleri üzerine çeken Gündoğdu, çok sayıda cover çalışmasıyla da beğeni toplamıştı. Gündoğdu ile müziğini ve gelecek hayallerini konuştuk.

  • Müzikle tanışmanız ne zaman oldu?

Çok şanslı bir çocuktum ben. Müziğin içine doğdum diyebilirim, müzisyen bir anne babanın kızıyım. Piyano ve bağlamanın yan yana durduğu bir evin içinde açtım gözlerimi dünyaya. 5-6 yaşında başladım piyanonun tuşlarına basarak oyun oynamaya ve hayal kurmaya. Zamanla da şarkı söylemek ve şarkı yazmak benim için uyumak gibi yürümek gibi doğal bir refleks haline dönüşüverdi sanırım.

  • Yeni tekliniz “Ben Hep Seni Sevdim” yayımlandı. Şarkının üretim kısmından biraz bahseder misiniz? Nelerden ilham aldınız?

Sanki her şeye sahip olma arzusu taşıyan insanlara dönüşüyoruz gün geçtikçe. Bu da beraberinde bir doyumsuzluk getiriyor. Hâlbuki âşık olmak ve o aşkı doyasıya yaşayamasan dâhi içinde koruyabilmek, hatta birini karşılıksız sevebilmek çok kıymetli bir şey. Şarkıda biraz buna değinmek istedim sanırım. Hani Nâzım’ın dediği gibi ‘Sen elmayı seviyorsun diye o da seni sevmek zorunda mı? Tahir ne kaybederdi Tahir’liğinden Zühre onu sevmeseydi?’ misali… Bütün mesele bu duyguları hissedebilmekte aslında. Romantizm ve aşk nedense hep zayıflıkla ve nahiflikle özdeşleştiriliyor. Bu şarkı ise aksine aşk acısı çekiyor olsa bile âşık olduğu için kendini şanslı ve de güçlü hissedenlerin hikâyesini anlatıyor.

  • Yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz peki?

Formların ve türlerin ötesinde var olan bir müziğe inanıyorum ben. Dediğim gibi hem piyanonun hem bağlamanın çalındığı bir evde büyüdüm, dinlediğim farklı müzik türleri bir noktada benim dünyamda başka şarkıların yeşermesine sebep oldu. Yani çanakta ne varsa kaşığa o geliyor. Özetle samimi ve romantik bir müzik yapmanın peşindeyim. Bir nevi günlüğümü açıp insanlara okutmak gibi bir şey zaten şarkı yazmak benim için, o derece yalın ve içten. Romantik olması da benim karakterimin yansıması yine, zira pek romantik biriyimdir.

  • Çeşitli müzikallerde sahne alıyorsunuz. Oyunculuk ve müzisyenliğin bir arada olduğu bu deneyime dair düşünceleriniz neler?

Müzikallerde yaratılan büyülü bir dünya var ve bu dünya içerisinde anlatılan hikâyeler gücünü şarkılardan alıyor. Ben kendi şarkılarımda da hikâye anlatıcılığı yapmaya çalışıyorum, o yüzden müzikal-tiyatro kökenli olmamın ve başka karakterlerin gözünden dünyayı anlamlandırmaya çalışmanın beni ve müziğimi beslediğine inanıyorum. Çünkü farklı hikâyeleri içselleştirmek hem kendi hikâyeni de keşfetmeni hem de insanlarla bir bağ kurabilmeni sağlıyor.

  • Önümüzdeki günler için planlarınız nedir?

Uzun zamandır cebimde biriktirdiğim şarkıları paylaşmayı bekliyorum heyecanla. 2020 baharında, sözü ve müziği bana ait şarkılardan oluşan bir albüm ve öncesinde de 3 single yayımlamayı planlıyoruz.