İzmir’de şüpheli şekilde hayatını kaybeden er Osman Özçalimli’nin ölümüne ilişkin soruşturmada 25 asker hakkında takipsizlik kararı verildi. Bir askerin ise ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla 7 Temmuz’da yargılamasına başlanacak.

Asker ölümünde takipsizlik verildi

Osman Özçalimli’nin taziyesine Kars Valisi Türker Öksüz de katılmıştı. - Osman Özçalimli

Dilan Esen

Askerlik yaptığı İzmir Aliağa Kapalı Cezaevi’nde 1 Ağustos 2020’de şüpheli şekilde yaşamını yitiren 20 yaşındaki Jandarma Er Osman Özçalimli’nin ölümüne ilişkin açılan soruşturmada 25 asker hakkında takipsizlik kararı verildi. ‘Düşme sonucu hayatını kaybettiği’ iddia edilen Özçalimli’nin ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmanın sonucunda bir asker hakkında ise ‘görevi ihmal’ davası açıldı. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı, Er Özçalimli’nin öldürüldüğüne ilişkin somut deliller bulunmadığını öne sürdü. ‘İhmali davranışla kasten öldürme’ suçunun oluşmadığını belirten savcılık, “Osman’ın psikolojik sorunlarının ölümünden önce sabit olduğunu ancak amirleri tarafından muayenesinin bayram sonrasına bırakılması” nedeniyle görevi ihmal suçunun oluştuğunu ve konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü kaydetti.

DAVA 7 TEMMUZ’DA

Soruşturmada, Tabur Komutanlığı’nda uzman jandarma olarak görev yapan A.U.’nun, Özçalimli’nin ölümünden önce hazırladığı iddia edilen belgenin ölümden sonra hazırlandığı ortaya çıktı. Savcılık, takipsizlik kararının verildiği gün mülkiye müfettişlerinin raporu ve Aliağa Kaymakamlığı’nın soruşturma izni vermesi üzerine A.U. hakkında ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla iddianame hazırladı. Dava 7 Temmuz’da görülmeye başlanacak.

Jandarma Er Osman Özçalimli’nin babası Ahmet Özçalimli takipsizlik kararını ve iddianameyi BirGün’e değerlendirdi. Oğlunun ölümünün en başından beri şüpheli olduğunun altını çizen Baba Özçalimli, şüpheli askerlerin ifadelerindeki çelişkilere dikkat çekti. İfadeleri hatırlatan Özçalimli, “Madem oğlumun psikoloji bozuktu niye ailesine söylemediniz ya da neden hastaneye götürmediniz?” diye sordu. Baba Özçalimli şöyle devam etti: “Nasıl yargılanacaklar? Oğlum beni aramıştı. ‘Ölümle tehdit ediyorlar’ dedi, bu ifadeleri savcılığa vermiştik ama bizim ifadelerimizi ne kadar ciddiye alıyorlar bilmiyorum. Olay günü bizi oyaladılar, ‘Bekleyin bakalım’ dediler. Oğlumu tehdit edenlerin kim olduğunu sordum, anlaştıklarını söyledi. Meğer akşamı beklemişler. Aynı günün akşamı benim oğlum saat 20.00-21.00 arasında öldürüldü. ‘1 Ağustos’ta öldürüldü’ diyorlar ama oğlum 31 Temmuz’da öldürüldü. Çünkü saat 10’da bir komutan bana ulaşıp bölük uzman çavuşu A.U. olduğunu söyledi. Ben de tehdit edildiğini söyledim ‘Ufak bir problemdi hallettim’ dedi. Meğer o adam benim oğlumu öldürmüş de telefon etmiş.”

***

Sarmaşık’ın ölümü Meclis’te

CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ise Suriye’de görevdeyken intihar ettiği öne sürülen er Caner Sarmaşık’ın ölümünü Meclis gündemine taşıdı. Purçu Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:

• Er Caner Sarmaşık’ın ölümüne ilişkin otopsi raporu aile ile paylaşılmış mıdır? Otopsi raporunda, intihar ettiğine dair ne gibi belirtiler bulunmaktadır?

• Sarmaşık’ın kendi silahı varken başka bir silahla hayatını kaybetme nedeni araştırılmış mıdır? Araştırılmışsa bu durum uzmanlar tarafından nasıl açıklanmıştır?

• Sarmaşık’ın vurulduğu ve bulunduğu an arasındaki süre neden uzundur, bulunması neden vakit almıştır?