‘Aşktan Öte’, ‘Zaferlerim’ şarkılarıyla tanınan Demir Demirkan uzun bir aradan sonra Türkiye turnesine çıkıyor. Bir süredir ABD’de yaşayan müzisyen, “20 yılda hangi şarkının kime, neden ulaştığını çok iyi anladım” diyor.

‘Aşktan Öte’ tutku sahneden taşıyor

Umut SERDAROĞLU

Rock müziğin ülkemizdeki önemli temsilcilerinden Demir Demirkan, uzun bir aranın ardından solo konserlerine kaldığı yerden devam ediyor. ABD’de yaşayan ve müzik çalışmalarına orada devam eden Demirkan, mart ayında vereceği konserlerle Türkiye’de sevenleriyle buluşacak. Sırasıyla İzmir, İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de sahne alacak olan Demirkan’a konserlerde yıllardır beraber çalıştığı müzisyen arkadaşları Levent Candaş, Arbak Dal ve Serkan Gürüzmcü eşlik edecek. Bu vesileyle Demirkan ile Türkiye turnesi ve müzik yaşantısı üzerine konuştuk.

Uzun bir süre sonra Türkiye’de solo olarak sahne alacaksınız. Nasıl hissediyorsunuz?
Son konser Kasım 2019’da Kayıkhane'de olmuştu. Tadı da damağımızda kaldı. Ancak ilerleyen zamanda salgın sebebiyle birçok şey değişti. Ancak sosyal medya ve benzeri platformlarda dinleyicimizle buluşabildik. Şimdi mart ayında tekrar bir araya geleceğiz. Dinleyiciler, grup arkadaşlarım… Hepimiz çok heyecanlıyız. 2000'den beri yazdığım ve sunduğum şarkılar bizi bir araya getiren ve bir arada tutan ortak bir sürecin hikâyesidir. Bunu tekrar paylaşacak olmak büyük mutluluk.

Yakın bir dönemde Pentagram ile de konser verdiniz ancak solo konserin yeri ayrı sanırım…
2017'de başladı Pentagram ile ikinci birlikteliğimiz. O yıldan beri birçok konser verdik. Pentagram'daki varlığım, katkıda bulunduğum alan çok farklı. Demir Demirkan dinleyicisi Pentagram dinleyicisi ile zaman zaman örtüşüyor olsa da sadece bireysel şarkılarıma tutkun bir dinleyici topluluğu da var. Bireysel konserler şahsi iç dünyamı daha yoğun olarak ortaya koyuyor ve farklı bir iletişim kuruyoruz.

Peki, konser listesini hazırlarken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Bazı şarkılar belli bir zamanı, belli fikirleri ve varoluş biçimlerini temsil eder. Bu şarkılar ortak duygusal alanda ne kadar güçlü titreşir ise o kadar zihinlere kazınır. O anı, o yılları, o anıları bugüne getirir. 20 yılda hangi şarkının kime, nasıl ve neden ulaştığını çok iyi anladım ve konser listesini yaparken bunları göz onunda bulunduruyorum.

Türkçe albümlerinizin yanı sıra İngilizce albüm çalışmalarınızın olduğunu da biliyoruz. Bu albümlerin ayrı bir önemi olsa gerek…
Amerika çıkartması 2019 yılında son ABD turnesi ile yarıda kaldı. Pandemi ve kapanma ile araya uzun bir zaman girdikten sonra tekrar harekete geçmek çok uzak bir fikir gibi geldi açıkçası. Gerçekten çok güzel ve çok önemliydi o zaman için bu albümler. Ancak bundan sonrası için devam eder mi bilemiyorum. Tek bildiğim, çok güzel işler çıktığı. Dinlemenizi tavsiye ederim.

ABD’den bahsetmişken biraz da oradaki yaşantınızı konuşalım. ABD’ye alışma süreci nasıldı, taşınmanızda özel bir neden var mıydı?
Alışmak ile ilgili bir sorun yaşamadık ama bu karmaşa içinde nerede, nasıl kök salacağımızı bulmaya çalıştık. Taşınmamızda birkaç sebep vardı. Bunlardan en başta geleni müziğimi ülke dışına da taşımak ve farklı kültürden insanlar ile müzik üretmekti.

HER ŞEYİN BİR ŞARKISI VAR

Türkiye’de birçok genç, yeni müzisyen pandemi sürecinde büyük zorluklar yaşadı, intihar edenler oldu. Peki, bu süreçte ABD’deki müzisyenler de aynı zorluklardan geçti mi?

Evet, aynı gelişti burada da her şey. Ülkemizde olduğu gibi intihar edenler de oldu. Buna tanıdığım kişiler de dâhil. Böyle zor zamanlarda müziğin ilk vazgeçilen şey olması çok üzücü. Farkında olmalıyız ki bizi tarif eden her şeyin bir müziği, bir şarkısı var. Bir an olsun eski zamanları düşünün; umutlarımız, acılarımız… Aklınıza gelecek her şeyi betimleyen şarkı var. Müziği ve müzik üretenler bu kadar da kolay harcanmamalı.

Peki, Türk rock müziğin önde gelen isimlerinden biri olarak rock müziğin değişimi hakkındaki düşünceleriniz neler?
Tabii ki değişecek. Biz yapılanırken de bizden öncekiler aynı şeyleri hissetti eminim. Ne aynı jenerasyonuz ne de aynı dünyaya maruz kalıyoruz. Yeni ortaya çıkan müzik ve müzisyenlerin bu zamanın müziğini yapması kadar doğal bir şey yok. Ancak ben gerek kendi başıma gerek de Pentagram ile yaptığımı yapmaya devam edeceğim. Bizlerin temsil ettiği dünya ve onun değerleri de yaşamak zorunda, tıpkı bizden öncekiler gibi…

ESKİSİNDEN DAHA GÜÇLÜ DÖNECEĞİZ

Son olarak Gitti Gider şarkısının sözlerini Türkiye’de krizle boğuşan vatandaşın yaşadıklarıyla bağdaştırdığınız oluyor mu?
Gitti Gider daha çok şahsi duygular içinde yazılmış bir şarkı ama aslında kendimizi her ne kadar çok özel ve özgün hissetsek de birbirimizden çok farklı değiliz. İnsan duyguları evrenseldir ve kişiye dokunduğunuzda içinizden geçen duygu akımı yılları da yüzyılları da aşar. Ne zaman yazıldığı belli bile olmayan bir türkü dinlediğimizde ozanın duygusunu tekrar yaşarız. Dünya değişiyor, teknoloji gelişiyor ama insan ruhu değişmiyor. Aynı çatışmalar, aynı hedefler, aynı umutlar, aynı acılar, mutluluklar…

Evet ülkemiz zor bir dönemden geçiyor ama ne zaman kolay bir dönem yaşadık ki? O kadar alıştık ki krize, acıya artık bir yaşam biçimi oldu yıllar içinde ama bu şekilde yaşamayı ve mutlu olabilmeyi de öğrendik. Evet şimdi daha da zorlu bir dönemdeyiz ama biliyorum ki bunu da aşacağız ve bu bizi daha güçlü yapacak.